Translate.vc / Portuguese → Turkish / Compadre
Compadre translate Turkish
165 parallel translation
És demasiado romântico, compadre.
Çok duygusalsın, patron.
Cá estamos, os meus compadres e eu.
Evet, buradayız, compadre'lerim ve ben.
És o compadre do Ciccio?
Ciccio'nun genç arkadaşı sensin demek?
O fim que teve o Ciccio, o teu compadre... mais cedo ou mais tarde poderá acontecer comigo.
Ortağın Ciccio'nun başına gelenler benim başıma da gelebilir. Bunu biliyorsun.
Denunciou o compadre deste meu amigo... que é a melhor pessoa do mundo... para se juntar a mim... e me prejudicar!
Benimle olmak için arkadaşımın kankasını polise verdi. Beni de mahvedecek, orospu.
Sou o compadre do Ciccio, que está na prisão. Lembraste agora?
Hapisteki Ciccio'nun arkadaşıyım, hatırladın mı?
- para salvar a própria pele. - Aprendeste demais comigo, compadre.
Sen benden çok şey öğrenmişsin.
Compadre, estás sempre a pedir uma arma.
Ringo, her zaman bir silah arıyordun.
Tem apenas uma sala e ela tem... apenas duas mesas e cozinha no chão... mas a galinha mole de lá... ai, ai, ai, compadre, é a melhor.
Tek odalı bir yer. Sadece iki masası var ve yemeği yerde pişiriyor. Ama soslu tavuğu, en iyisidir dostum.
Isso é o que vamos ver, compadre.
Burada şakaları ben yaparım ahbap.
Compadre!
Hey, dostum.
Ouça, compadre
Pek sevgili insanım.
Sabe que sou compadre deles.
Biliyorsun onlarla işim olmaz.
Procuramos um velho amigo nosso, um compadre chamado Alfredo Garcia.
Eski bir dostumuzu arıyoruz. Adı Alfredo Garcia.
- Que madrugador, compadre.
- Biraz erkencisin dostum.
Deu a comadre ao compadre Um bilhete de Iotaria.
Sevgili oğlu verdi, Babasına bir piyango bileti,
Anda de carro o compadre, A comadre na agonia.
Baba araba kazandı, Oğlu sinirden çıldırdı.
Tu e aqui o teu compadre.
Yani sen Tony ve yanındaki dostun.
- Tire daqui este autocarro! - Não posso, compadre.
Şu Minibüsü Kaldır Burdan Hayır Olmaz, İhtiyar.
Ei, compadre.
Hey ahbap.
Mas, compadre ninguém se torna puma de um dia para o outro,
Ama dostum bir kaç günde dağ aslanı gücünde olamazsın.
Sabes, compadre?
Biliyor musun dostum?
Não se rale, compadre, eu volto.
O konuda endişelenme dostum. Döneceğim.
Vá lá, compadre.
Hadi, dostum.
Adios, compadre.
Adios, yoldaş.
Nueva York, compadre.
Nueva York, compadre. Vamos!
Viva, compadre.
Merhaba, partnerim.
Vamos, compadre.
Gidiyoruz, dostum.
Não é que não confie aqui no | compadre, Major Baltimore.
Mesele, arkadaşım olan Binbaşı Baltimore'a güvenmemem değil.
Por favor, "compadre".
Lütfen.
Óptimo, compadre!
Harika adamım!
Certo, compadre!
Harika, adamım!
- Compadre.
- İlişkili
Pumba, meu compadre corpulento... são as estaladiças que fazem uma refeição completa.
Kabuğu sert olanları yiyeceksin dostum.
A mim não, compadre.
Beni değil ama, bay "yatak sürgüsü!"
Vá ao medico, compadre.
Doktora görün.
- Meu compadre perguntou pelo galo.
Vaftiz babam onu sordu.
Cuidado com o seu compadre.
Vaftiz babana dikkat et.
Ofereça algo para meu compadre.
Vaftiz baba bana bir teklifin mi var?
- Obrigado, compadre.
- Teşekkür ederim.
- Sim, o galo do meu compadre.
Doğru o vaftiz babamın dövüş horozu.
Não quero ofendê-lo, compadre, mas não entende nada de galo.
Gücendirmek istemem, ama bu konuda hiçbir şey bilmiyorsun.
E ele é seu compadre.
Ve o senin vaftizin.
Compadre, você não perde nem um minuto.
Vaftiz... bir dakikayı bile boşa harcamadığını biliyorum.
Estava dizendo ao compadre fracote que veio em má hora.
Ben vaftizime burada söylüyorum, sıska biri.. kötü bir zamanda geldi.
Só quero que o mantenha em forma, compadre.
Ben sadece onu bir şekilde tutmak istiyorum, Vaftiz.
Vejo que o governador e seu compadre dom Sabas... estão pegando cada terreno do povo para suas fábricas.
Ben, Vali ve vaftiz don Sabas'ın... fabrikaları için şehirdeki özel yerlere baktıklarını görüyorum.
É o Salvatore, compadre do meu marido.
- Salvatore, bir arkadaşı.
- Compadre estás a mentir.
- Yalancı.
- Vamos, compadre.
- Haydi dostum.
Isso, compadre.
İşte böyle, dostum.