Translate.vc / Portuguese → Turkish / Contínua
Contínua translate Turkish
438 parallel translation
Como é patriótico Uma festa contínua e interminável
Aralıksız bir rom partisi.
Ela contínua na mata... na floresta.
- Hâlâ ormanda. - Böyle bunu durduramayız.
Mas posso dizer seguramente que a minha vida inteira foi uma má conduta contínua
Ama rahatça söyleyebilirim ki tüm hayatım kötü davranışlar silsilesiydi.
O inspector Briggs mandou que o laboratório central fosse colocado sob vigilância contínua.
Müfettisş Briggs merkez laboratuvarìn sürekli ve sìkì bir biçimde gözlenmesini emretti.
Algumas frases - entre-cortadas pelo silêncio - encadeavam-se com a contínua monotonia de uma oração.
Birkaç cümle söylerdi. Bu bazen sessizlik yüzünden vazgeçilen bazen ise bir duanın yavan devamlığıyla bitirilen sözler olurdu.
Os ministros permaneceram em sessão contínua.'
Devlet görevlileri gün boyu toplantı halindeydi. "
Estou a tentar descobrir se a chantagem de Villette se baseava em não apenas uma noite na casa dele, mas sim em uma relação contínua, ininterrupta e ilícita...
Villette'in şantajı sadece..... evindeki bir geceden mi yoksa sürekli, kesintisiz..... ahlaksız bir ilişkiden mi...
Mas a noiva Contínua a ser noiva
Gelin, gelin adayı gibi hala
O front, estabilizado, não tardou... a virar uma linha contínua de trincheiras bem sólidas... de 500 milhas de extensão... do Canal da Mancha até a fronteira suíça.
Ön cephe durulmuştu ve kısa süre sonra... İngiliz kanalından İsveç sınırına kadar uzanan... bazı yerlerde 750 kilometre genişliğe ulaşan... düz bir hat oluşmuştu.
A lubrificação deve ser contínua e ininterrupta.
Kesintisiz ve durmadan yağlamak çok ö-nem-li!
Sr. Delambre, a sua recusa contínua pode custar a vida ao seu sobrinho.
Bay Delambre, bu inadınız yeğeninizin canına mal olacak!
Para uma mulher sozinha, gerir esta empresa é uma luta contínua, estar sempre alerta...
Kocam bile yokken bu dünyada yapayalnızken her işimi kendi başıma görüyorum!
Passam os dias, passam as semanas... mas o escândalo contínua e parece não ter fim!
Günler geçiyor, haftalar geçiyor ama skandal hâlâ bir son bulamadı!
Estamos sob contínua observação... por satélite e sensores no chão, desde que o helicóptero nos deixou.
Uydular ve yer algılayıcıları tarafından sürekli izleniyoruz. Hem de helikopter bizi indirdiği andan beri.
Bem, sobre o dinheiro Não tenho que mandado... parece que haverá uma interrupção contínua.
Sana ödemediğim parayla ilgili olarak kesinti devam edecek gibi görünüyor.
Interrupção contínua?
Devam eden kesinti.
Alguém que viu a agitação constante dos painéis... o zumbido perpétuo, enigmático e exasperado, dos zangões sobre os ninhos... as pontes e escadas que formam as células as espirais invasoras da rainha... a diversa e contínua actividade das massas... os esforços úteis e implacáveis... as idas e vindas com intensidade febril... as noites em claro ignoradas que anunciam o trabalho amanhã.
Panellerin düzenli sallanmasını gören kimse yuvalarının üstündeki erkek arıların anlaşılmaz ve delirtici, aralıksız vızıltısı balmumundan yapılmış köprüleri ve merdivenler kraliçenin saldıran dönüşleri kitlelerin bitmek bilmeyen sürekli hareketleri merhametsiz ve kullanışlı çabaları hararetli geliş ve gidiş hareketleri umursanmayan uyku sersemlikleri ertesi günün işini haber veriyor.
A minha esperança é que o povo do Japão perceba que a contínua resistência às forças das nações... agora unidas para fazer respeitar a lei e a justiça, será completamente fútil.
Umuyorum ki Japon halkı artık hukuk ve adalet anlayışında birleşmiş milletlerin gücü karşısında daha fazla direniş göstermenin tamamen beyhude olacağını anlayacaktır.
Apesar de todo o nosso esplendor mecânico, se não fosse esta corrente contínua de impulsos motores, cairíamos por terra que nem um molho de brócolos.
Muhteşem mekanizmamıza rağmen motor iletilerin bu devamlı akışı olmasaydı çöker giderdik tıpkı bir tutam brokoli gibi.
Portanto, deixarei um filho, que, por sua vez, deixará outros filhos para que a sucessão seja contínua e tenham reis para sempre.
Bu yüzden, bir oğul bırakacağım, sonra onun da oğulları olacak. Böylece zincir bozulmayacak ve daima ülkenin başında bir kral bulunacak.
E isto contínua, olha para estes trastes.
Bu hurdaların sonu gelmeyecek gibi.
Uma longa e contínua cadeia.
Uzun, sürekli bir zincir.
Isto é uma exploração do antigo e do invisível, uma contínua investigação humana, dentro das grandes perguntas cosmológicas.
Bu büyük kozmolojik meselelere ışık tutan çok kapsamlı bir araştırma süreci.
Dentro de cada cérebro humano, os padrões de impulsos electroquímicos, estão em contínua formação e dissipação.
Her insanın beyninde elektro kimyasal kalıplar sürekli oluşup yok olmakta.
Os instrumentos evidentes para a nossa sobrevivência e prosperidade contínua.
Yaşam ve refahı için. kullanabildiği araçlar.
As armas estão a ser disparadas numa saudação contínua, em honra do casamento da Sua Majestade.
Silahlar, Majestelerinin düğünü şerefine ateşlenmektedir.
Estas são as viagens da nave Enterprise, na sua missão contínua para explorar novos e estranhos mundos, para procurar novas formas de vida e novas civilizações,
Uzay gemisi Atılgan'ın yolculukları devam edecek. Görevi, yine bilinmeyen... dünyaları araştırmak olacak.
Foi como se o tivesse solto numa linha contínua e depois...
Sanki düz bir çizgi gibi çıkmasına izin veriyorum ve sonra...
"A guerra não é para ser vencida, mas sim contínua."
"Savaş kazanmak için değildir. O devamlı olmalıdır."
Esta é a sua missão contínua de explorar novos mundos, procurar novas formas de vida, novas civilizações.
Görevi yeni, yabancı dünyalar keşfetmek,.. ... yeni yaşam biçimleri ve uygarlıklar araştırmaktır.
É muito triste passar a vida numa contínua tragédia.
Zamanını böyle kurmacalara geçirmen çok üzücü.
Por causa da minha contínua fase de azar?
Talihim bir türlü dönmediği için mi?
Se conseguirmos, podemos estabelecer uma ligação contínua com os planetas.
Yaparsak, gezegenlerimiz arasında sürekli bir bağlantı oluşturabiliriz.
Eu disse "conservação", não "procura", porque não há progresso na história do conhecimento, apenas uma recapitulação contínua e sublime.
"Korunması" diyorum, "aranması" değil. Çünkü bilgi tarihinde hiçbir ilerleme yok. Yalnızca sürekli ve aşırı tekrarlama var.
Em sua contínua missão, de explorar novos mundos,... procurar novas vidas e novas civilizações,..... audaciosamente indo aonde nenhum homem jamais esteve.
Görevi, farklı yeni dünyaları keşfetmek... yeni hayat ve medeniyetler bulmak... ve daha önce kimsenin gitmeye cesaret edemediği yerlere korkusuzca gitmektir.
Na sua contínua missão, de explorar novos mundos de encontrar novas vidas e novas civilizações e ir audaciosamente onde ninguém jamais esteve.
Görevi, farklı yeni dünyaları keşfetmek... yeni hayat ve medeniyetler bulmak... ve daha önce kimsenin gitmeye cesaret edemediği yerlere korkusuzca gitmektir.
Em sua contínua missão, de explorar novos mundos, .. procurar novas vidas e novas civilizações,..... audaciosamente indo onde nenhum homem jamais esteve.
Görevi, farklı yeni dünyaları keşfetmek... yeni hayat ve medeniyetler bulmak... ve daha önce kimsenin gitmeye cesaret edemediği yerlere korkusuzca gitmektir.
A mulher misteriosa contínua a sofrer de amnésia, mas temporária.
Kahramanımız hala geçici bir hafıza kaybı yaşıyor.
Na sua contínua missão de explorar novos mundos desconhecidos, de procurar novas formas de vida e novas civilizações, e de corajosamente ir onde nenhum homem foi antes.
Bu Victory'nin de komutasında olmak isteyeceğine eminim. Rüzgar ve yelken, bir gemiyi hareket ettirmenin en uygun yolu. Geordi, senin uzmanlığın karşıtmadde, dilithium dengeleyicileri.
Em sua missão contínua... Explorar novos mundos Para pesquisar novas vidas e novas civilizações... Para... audaciosamente indo onde nenhum homem jamais esteve.
Görevi, farklı yeni dünyaları keşfetmek... yeni hayat ve medeniyetler bulmak... ve daha önce kimsenin gitmeye cesaret edemediği yerlere korkusuzca gitmektir.
Na sua contínua missão de explorar novos mundos desconhecidos de procurar novas formas de vida e novas civilizações e de corajosamente ir onde nenhum homem foi antes.
Görevi, farklı yeni dünyaları keşfetmek... yeni hayat ve medeniyetler bulmak... ve daha önce kimsenin gitmeye cesaret edemediği yerlere korkusuzca gitmektir.
MARATONA CONTÍNUA DO HORROR US $ 1,99 QUALQUER LUGAR
"Arka arkaya korku filimleri maratonu 1.99 $"
Na sua missão contínua de explorar novos mundos desconhecidos, de procurar novas formas de vida e novas civilizações, e de corajosamente ir onde nenhum homem foi antes.
Görevi, farklı yeni dünyalar keşfetmek... yeni hayat ve medeniyetler bulmak... ve daha önce kimsenin gitmeye cesaret edemediği yerlere korkusuzca gitmektir.
Na sua missão contínua de explorar novos mundos desconhecidos de procurar novas formas de vida e novas civilizações e de corajosamente ir onde nenhum homem foi antes.
Görevi, farklı yeni dünyaları keşfetmek... yeni hayat ve medeniyetler bulmak... ve daha önce kimsenin gitmeye cesaret edemediği yerlere korkusuzca gitmektir.
Na sua missão contínua de explorar novos mundos desconhecidos de procurar novas formas de vida e novas civilizações e de corajosamente ir onde nenhum homem foi antes.
Kendi yolumuzu kaybeder ve duyguların içinde boğulurduk. Bu yaratığın bundan çok daha fazla korkutucu olabileceğini düşünmeliydim. Kaptan.
Na sua missão contínua de explorar novos mundos desconhecidos, de procurar novas formas de vida e novas civilizações, e de corajosamente ir onde nenhum homem foi antes.
Görevi, farklı yeni dünyaları keşfetmek... yeni hayat ve medeniyetler bulmak... ve daha önce kimsenin gitmeye cesaret edemediği yerlere korkusuzca gitmektir.
Na sua missão contínua de explorar novos mundos desconhecidos, de procurar novas formas de vida e novas civilizações,.. ... e de corajosamente ir onde nenhum homem foi antes.
Görevi, farklı yeni dünyalar keşfetmek... yeni hayat ve medeniyetler bulmak... ve daha önce kimsenin gitmeye cesaret edemediği yerlere korkusuzca gitmektir.
Passe-a em forma contínua.
Devamlı tekrara al.
Em sua missão contínua de explorar novos mundos procurar novas vidas e novas civilizações..
Görevi, farklı yeni dünyalar keşfetmek yeni hayat ve medeniyetler bulmak ve daha önce kimsenin gitmeye cesaret edemediği yerlere korkusuzca gitmektir.
A cidade é uma máquina complexa, requer atenção contínua.
Bir şehir, karmaşık bir makinadır, Bay Lapointe.
Vigilância contínua! Não aceito isso!
... "Partenogenez bir tür eşeysiz üremedir."