Translate.vc / Portuguese → Turkish / Copper
Copper translate Turkish
220 parallel translation
Ele deveria seguir o meu conselho e comprar a United Copper.
Benim tavsiyemi dinleyip United Copper hisselerinden alması gerekiyor.
Deixe-me investi-lo na United Copper esta noite... e eu dobrarei o seu dinheiro amanhã.
O parayı bu gece United Copper hisselerine yatırayım. Yarın para ikiye katlanmış olur.
Compro amanhã, ao preço de abertura. 500 acções da Continental Gas, 500 da Consolidated Copper e 100 da Central Carbine, com a mesma margem de 20 pontos, sim.
Yarınki açılış fiyatlarından, 500 hisse Ulusal Gaz, 500 hisse Birleşik Bakır ve 100 hisse Merkez Silah alacağım.
Há muito que não te via, Del. Vais a caminho de Copper City?
Uzun zamandır görünmüyorsun, Del.Copper City'e mi gidiyorsun?
Sam Copper.
Sam Copper.
Em Copper Springs.
Copper Springs'te.
Ouviste falar de Copper Springs?
Copper Springs'i duydun mu?
- Copper Springs?
- Copper Springs mi?
Agora Copper Spring, Fort Sheridan.
Şimdi orası Copper Spring, Sheridan Kalesi.
E dê um passo que seja contra aquela gente e levo-o para Copper Springs atado á barriga do seu cavalo.
Onlara karşı tek şey yaparsan seni atının karnına bağlayıp Copper Springs'e götürürüm.
Dentuça, o que estás a cheirar?
Hey, Copper, neyi kokluyorsun?
Dentuça, o Dono não gosta que te afastes.
Tamam, Copper, ama etrafta dolaşman sahibin hoşuna gitmeyecektir.
Chamo-me Dentuça.
Benimki Copper.
- Queres jogar, Dentuça?
Denemek ister misin, Copper?
Não, Dentuça!
Hayır, Copper!
- Dentuça! - Bolas!
Copper!
Partilhamos descobertas
Copper! Keşfettiklerinizi paylaşırsınız
Quando somos Bons amigos
Haydi, Copper! Çünkü siz çok iyi dostsunuzdur
- Dentuça, és o meu melhor amigo.
Copper, sen benim dostumsun.
O cachorrinho voltou a fugir!
Şu Copper yine bir yerlere kaçmış.
Dentuça!
Copper!
Dentuça, que aconteceu?
Hey, Copper, sana ne oldu?
Não tem as orelhas tão grandes como as tuas.
Kulakları seninki kadar büyük değil, Copper.
Dentuça, ele está a perseguir um texugo!
Copper, bir porsuk kovalıyor.
Dentuça, eu e o Chefe vamos ensinar-te a caçar.
Pekala, Copper, ben ve yaşlı Chief sana avlanmakla ilgili her şeyi öğreteceğiz.
Queria despedir-me do Dentuça. Mas cheguei tarde de mais.
Tanrım, sadece Copper'a hoşçakal demek istemiştim ama çok geç kaldım.
Se continuares a dar-te Com o Dentuça
Eğer şu Copper denen av köpeğiyle arkadaşlık yaparsan
Mamã Coruja, o Dentuça nunca me perseguiria!
Oh, Büyükanne, Copper'ın benim izimi sürmeyeceğini biliyorum.
Ele é o meu melhor amigo.
Copper benim en iyi arkadaşım.
O Dentuça cumprirá ordens.
Copper kendisine söyleneni yapacak.
Quer dizer que o Dentuça vai ser meu inimigo?
Copper'ın düşmanım olacağını mı söylüyorsun?
Querido, quando o Dentuça voltar, será um cão de caça treinado.
Tatlım, Copper eğitimli bir av köpeği olarak geri gelecek.
O meu amigo Dentuça, não.
Oh, hayır, benim dostum Copper değil.
Sem ti, o Dentuça não seria um bom cão de caça.
Eğer sen olmasaydın Copper asla iyi bir av köpeği olamazdı.
Certo, Dentuça?
Değil mi, Copper?
O Dentuça voltou!
Copper geri döndü!
O Dentuça vai ficar feliz por me ver.
Copper beni gördüğü için mutlu olacak.
- Vamos divertir-nos. - Deixa-me, Dentuça.
Oh, kes şunu, Copper, artık yavru değilsin, büyüdün.
Dentuça!
Copper.
Sou eu, o Papuça!
Hey, Copper. Benim, Tod.
Dentuça, toma atenção.
Copper, Copper, buraya bak.
Nós não vamos caçar, certo, Dentuça?
Biz bunu yapmayacağız, değil mi Copper?
Que descobriste, Dentuça?
Ne var orada, Copper?
Dentuça, apanhámo-lo!
Copper, onu şimdi sıkıştırdık!
Vamos, Dentuça, sai da frente.
Haydi, Copper. Aradan çekil.
Dentuça... és o meu melhor amigo.
Copper? Sen benim dostumsun.
Anda cá!
Hey, Copper. Buraya gel!
Só o Copper quando precisava dela!
Hiç kimse! Anahtarı ihtiyacı olduğunda sadece doktora verdim!
Não sei do Copper,... mas dou-vos a minha palavra, que não me aproximei daquele sangue.
Doktoru bilmiyorum..... ama size yemin ederim ki, o kan dolabının yakınına bile gitmedim.
- Em Hampshire. Um sítio rural encantador.
Hampshire'da kırsal alanda, Copper Beeches,..
- Tu também, Dentuça.
Sen de, Copper.