Translate.vc / Portuguese → Turkish / Costumes
Costumes translate Turkish
792 parallel translation
Têm costumes encantadores.
Burada büyüleyici kostümler giyiyorsunuz.
É capaz de achar os nossos costumes, como lhes chama diferentes dos da sua terra.
Kostümlerimizi dediğiniz gibi memleketinizdekilerden farklı bulabilirsiniz.
E há outros costumes no norte que devíamos adoptar.
Ve Kuzeydeki örnek alınacak diğer gelenekleri.
Também acha os nossos costumes antiquados?
Siz de mi geleneklerimizin modası geçmiş olduğunıu düşünüyorsunuz?
Temos costumes encantadores aqui.
Burada çok etkileyici geleneklerimiz vardır.
"Este divertimento, cuja acção se situa nas vésperas da guerra de 1939, " pretende ser apenas um estudo dos costumes.
Bu filmde anlatılan olaylar İkinci Dünya Savaşı'nın öncesinde, 1939 yılında gerçekleşmektedir.
Os costumes tribais dos blackfoot, por exemplo, são muito semelhantes aos de uma tribo moderna europeia.
Kara ayak kabilesi gelenekleri mesela, modern Avrupa aileleriyle... yakın benzerlikleri var.
Posso escrever sobre os costumes dos índios de há 200 anos, mas não tenho de me comportar como um.
200 yıl önceki Kızılderili töreleri hakkında yazabilirim ama... onlar gibi cesaretli olmak zorunda değilim.
"Os costumes tribais dos blackfoot."
"Kara ayak kabile töreleri"
Mas conhece os usos e costumes. - As crenças e superstições do povo egípcio.
Ama örflerini, adetlerini, dinlerini batıl inançlarını biliyorsun.
Adoro costumes antigos!
Ve bu eski adetlere bayılıyorum.
A menos que eu tenha esquecido os costumes civilizados, capitão, não creio que vão regressar agora.
Ben medeniyete giden yolu unutmadıkça, onlar geri gidemezler.
Os nossos costumes são diferentes.
Anladın herhalde, bizim adetlerimiz farklı.
Para nós os costumes do Egipto, se construir a sua tumba, estarei assinando minha sentença de morte.
Az da olsa bildiğim Mısır gelenekleri bana, Eğer bunu inşa edersem kendi ölüm fermanımı imzalayacağımı söylüyor.
Está preparada dar-lhe sepultura de acordo com nossas leis e costumes, - para poder herdar o que era seu?
O halde yasalarımıza ve gelenekelerimize göre Firavun'un sahip olduklarının mirasını devralabilmek için onu defnetmeye hazırsınız.
Ele é novo em Damasco, não conhece os nossos costumes, a nossa fé!
O Şam'da bir yabancı! Bizim adetlerimizi, inançlarımızı bilmiyor.
Conheço seus costumes e deuses.
- Geleneklerini ve inançlarını bilirim onların. - Evet.
Jovem príncipe respeita muito os costumes do próprio povo.
Genç prens kendi halkı için oldukça sağduyulu.
E um reino que acaba com os seus costumes seculares não durará muito.
Yüzyıllık geleneklerini altüst eden bir krallık, uzun süre varolamaz.
- Ensina os nossos costumes ao Egbert.
Egbert'e geleneklerimizi öğretmeni istiyorum.
Peço desculpa pelos meus comentários depreciativos... sobre a Alta Península e os seus costumes.
Eyaletin bu kısmıyla ilgili aşağılayıcı sözlerim için... sizden özür dilemem gerekiyor.
Por aqui, temos os nossos costumes.
Bizim kendi adetlerimiz var.
Mas Kharis, o grande Sacerdote, decidiu... mudar os costumes,
Ama baş rahip Kharis, kis isel nedenlerle geleneği çiğnedi.
Ficaria surpreendida com alguns dos costumes do meu povo.
- Yok. Halkımın bazı gelenekleri sizi çok şaşırtır.
Porém, quando os costumes se vão determinando, começamo-nos a aproximar de meninas bonitas que nos impõem o ambiente doméstico.
Evlenip çocuk büyütmek bize göre değildir. Bizler dünyaya yalnız geliriz, yalnız yaşarız ve yalnız ölürüz.
Os costumes aqui...
Burada kanunlar...
Nós somos novos, ainda não temos nenhuns costumes.
Biz yeni bir kurumuz. Hiçbir kanuna bağlı değiliz henüz.
Aos bons costumes.
Ahlak zabıtasına!
Vou chamar a Brigada dos Costumes!
Ahlak zabıtasına haber vereceğim!
Basta-me ficar a observar os costumes do seu país.
Ülkenizin geleneklerini gözlemlemekten son derece memnunum.
Vou lhe mostrar nossas montanhas, estrelas servir drinques e te ensinar as velhas cançöes e costumes do meu povo.
Sana dağlarımızı, yıldızlarımızı gösteririm maşrapalardan soğuk içecekler içiririm eski şarkıları öğretirim ve halkımın yaşantısını.
E assim vemos o triste resultado de certos espetáculos vãs mistificações da arte que ostentam e exaltam o pecado, o vício, os maus costumes!
Şimdi, sanatın zarafetine yakışmayan... ahlaksız bir resimdeki gibi... gösterişli ve abartılmış bir günahın, dışlanmış ve ahlaksız sonuçlarını görüyoruz.
Todos os honestos, todos os puros,... todos aqueles que amam a integridade dos costumes... a dignidade dos valores humanos... estão conosco para gritar :
Bütün saf ruhlar, edebin savunucuları temiz vicdanlı insanlar! Bizim aramızdalar! Utanın diye bağırmalı!
Guardas! Brigada dos bons costumes!
Fahişelerin ortasında!
Pois, como a brigada de costumes.
Evet, ahlak polisi gibi! Ne heyecanlı! Sessiz ol!
E agora, segundo os vetustos costumes locais, é a sua vez nos dizer como se chama.
Ve şimdi geleneklere göre ismini söyleme sırası sende.
Mas há alguns costumes ingleses
Ama değişecek olan bazı
Eu aprendi os costumes do Ocidente, e tornei-me nos dois, num paradoxo.
Batı'nın kurallarını da öğrendim, böylece ikisinden de biraz aldım, bir paradoks.
Ela aprenderá em Saint Louis os costumes do homem branco.
Beyaz insanların davranış tarzlarından dolayı endişeli.
Revivendo os antigos costumes... decidimos que devemos coroar nosso sucessor em vida.
Kadim bir geleneği canlandırmak adına... tüm hayatımız boyunca... tahtın varisi olacak kişiyi açıklamaya karar verdim.
Não é motivo para mudar seus costumes!
Adetlerinizi değiştirmenize gerek yok.
- Ensine os costumes da casa.
Ona kurallarımız göster.
Conheço as suas línguas, os seus costumes, mas quando estou aqui me dou conta que não sei absolutamente nada.
Onun dilini ve göreneklerini biliyorum, ancak bunlara ham tecrübe ile bakarsanız, kesinlikle bir şey bilmiyorum.
Meros garotos que, na sua inocência, reverenciavam... os costumes de seus pais.
Dedelerinin adetlerini sürdüren..... çocuksu bir halk.
Costumes do diabo, senhor padre. Não é certo, bom senhor.
Şeytanın adetlerini demek istediniz herhalde sayın Peder.
Estes povos daqui têm costumes antigos aos quais, inadvertidamente, ele se poderá ter juntado.
Köylülerin eski gelenekleri var..... onlara bulaşmıştı.
Os costumes e a História da vossa raça mostram um invulgar ódio pelo cativeiro.
Irkınızın gelenek ve tarihi tutsaklığa karşı ilginç bir nefret sergiliyor.
Recusou os homens brancos e os seus costumes.
Beyazlara, onların hayat tarzlarına hiç alışamadı.
O que é conveniente varia em todo o mundo dependendo dos costumes e do clima.
"Normal", dünyanın her yerinde farklıdır. Geleneğe ve iklime bağlı olarak.
Spock, aceitas o desafio, de acordo com as nossas leis e costumes?
Yasalarımız ve törelerimize göre meydan okumayı kabul ediyor musun?
Czar, estás a quebrantar os antigos costumes.
Çar, gelenekleri çiğniyorsun.