Translate.vc / Portuguese → Turkish / Crane
Crane translate Turkish
1,720 parallel translation
- O Niles era um incompreendido.
Niles Crane düpedüz yanlış anlaşılmıştı.
Para, Jordan Crane, Washington, D.C.
Jordan Crane'e, başkent Washington.
Do grande estado de Illinois, o Senador Jordan Crane.
Illinois Eyaleti'nden Senatör Jordan Crane.
Este é o Senador Crane, é do Governo dos Estados Unidos.
Bu bey, Birleşik Devletler Hükümeti'ni temsilen burada bulunan Senatör Crane.
O Senador Crane veio cá para oferecer ao seu povo uma melhor forma de vida.
Senatör Crane'in geliş amacı halkınıza daha güzel bir hayat sunmak.
Vou ver o Senador Crane.
Senatör Crane ile görüşeceğim.
E conheço o Senador Crane, é exactamente do que ele anda atrás.
Senatör Crane'i iyi tanıyorsam tam olarak böyle bir bilginin peşinde demektir.
Tenho que me reunir com o Senador Crane, mas volto mais tarde para a levar ao seu hotel.
Sonra gelip seni oteline bırakırım.
Vou deixar-te na emergência, em Crane.
Seni Crane'in oradaki acil servise bırakacağım.
Crane, se acha que vamos para aquele gelo de livre vontade está muito enganado.
Gönüllü olarak bunları kabulleneceğimizi sanıyorsan çok şaşıracaksın.
- Stephen Greek.
Stephen Crane.
Crane...
Crane.
Haskel Crane.
Haskel Crane.
Sr. Crane, o Sr. Sterling pediu que fosse ao escritório dele.
Bay Crane.
Posso ajudar? Era só porque queria que me anunciasse ao Sr. Crane.
Tek istediğim beni Bay Crane'le yalnız bırakman.
Harry Crane, em pessoa.
Harry Crane, vay canına!
Estou aqui com o Harry Crane e a Peggy Olson, supervisora do Sr. Ginsberg, e queremos saber porque quer cancelar o anúncio.
Yanımda Harry Crane ve Bay Ginsberg'ün amiri olan Peggy Olson var. Reklamı neden geri çekmek istediğinizi merak ettik.
Infelizmente, não consegui ir lá acima esta manhã.
Maalesef, bu sabah yukarı çıkamadım. Harry Crane.
O Harry Crane. Mas vou reunir com o gerente do prédio ao almoço.
Ama öğle yemeğini bina yöneticisi ile birlikte yiyeceğim.
Sr. Draper, tem aqui o Sr. Crane para si.
Bay Draper. Bay Crane sizi görmek istiyor.
Chamo-me Harry Crane.
- Adım listede var.
Srtª. Crane, sentimos muito pela sua perda.
Bayan Crane, kaybınız için çok üzgünüz.
Crane, a polícia determinou a sua morte como um acidente, mas se tem razões para acreditar o contrário e não nos contar, pode ser acusada de obstrução depois do facto.
Bayan Crane, polis kocanızın ölümünü kaza olarak görüyor ama aksine inanmak için bir nedeniniz varsa ve bize söylemiyorsanız adaleti engelleme ve gerçeği çarpıtma suçundan yargılanabilirsiniz.
Crane, se tem conhecimento de um crime que a coloca em perigo, vamos mantê-la segura.
Bayan Crane, sizi tehlikeye sokan bir suç ile bir bilginiz varsa güvende olmanızı sağlarız.
Soube que a Ruth Crane acabou de comprar um televisor plasma.
Duyduğuma göre Ruth kendine düz ekran TV almış.
Frank Crane.
Frank Crane.
O Crane quer que descubras o que estava dentro dela.
Crane çantanın içinde ne olduğunu öğrenmeni istiyor.
O Crane pensa que ele é a toupeira.
Crane onun köstebek olduğunu düşünüyor.
Eu digo ao Crane.
Ben Crane'e söylerim.
Aquele é um antigo Lionel Crane.
Antika bir Lionel Crane.
Ele estava todo de preto, e era alto um tipo alto como o "Ichabod Crane".
Simsiyah giyinmişti ve uzundu. Ichabod Crane kadar uzun.
Fica de olho em Ichabod Crane.
Ichabod Crane için gözlerinizi dört açın.
O Crane disse-me que correu tudo de acordo com o plano.
Crane her şeyin plana göre gittiğini söyledi.
O Crane pensou nisso.
Crane bunu gönderdi.
O quanto as pessoas vão, Eleanor Crane não estava tão mal.
Diğer insanlara göre ; Eleanor Crane iyi bir insandı.
A Dorothy Crane de volta na tua vida?
Vay be! Dorothy Crane hayatına döndü demek?
- Srª. Crane, Não estou a fazer xixi num copo a menos que seja por dinheiro... ou amor.
- Bayan Crane aşk konusu veya para konusu olmadığı sürece hiçbir...
Desculpa, Srª.
Üzgünüm, Bayan Crane.
Crane, mas temos uma situação de quinta correcção nas nossas mãos, e você vai ter que falar com o meu advogado mas bom sorte com isso, porque ele está em Rikers, a fazer cinco de se...
Ama beşinci dereceden bir yasa değişikliği ile karşı karşıyayız. Avukatımla konuşmalısınız. Ama iyi şanslar.
Aqui é Harold Crane.
Ben Harold Crane.
Receio que esteja em desvantagem. Sr. Crane, não é?
Korkarım ki şu an üzerimde bir kozla karşıma geldiniz Bay Crane'di, değil mi?
Isso é bom.
CRANE : İyi.
- "Sou o Frasier Crane."
- Ben Frasier Crane. - Hayır!
Madeleine, ele é Harold Crane, um dos doadores Platina e o seu analista financeiro, Sr. John Rooney.
Madeleine, bu bey Harold Crane platin bağışçılarımızdan birisi ve bu da onun portföy yöneticisi Bay John Rooney.
É aquele doador...
Siz şu bağışçısınız. Crane.
Crane. Pode não acreditar, mas conheço a sua mulher, Amy, e sei do problema que está a enfrentar.
Buna inanmayabilirsiniz ama eşiniz Amy'i tanıyorum ve içinde bulunduğunuz durumu biliyorum.
Não pode ficar um pouco?
Senatör Crane ile görüşmem lazım.
Este é o Sr. Spinelli e esta é a Sra. Crane...
Bu bay Spinelli ve bu da bayan Crane -
Foi um erro inocente e considero-me repreendido.
Hep bir şeyler peşindesin, değil mi Crane? Bir hataydı ve kendimi paylanmış hissediyorum.
Ele também não está.
- O da burada değil. - Ben Harry Crane.
O quê?
Ne diyor? Crane. Ne?