English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Crisp

Crisp translate Turkish

66 parallel translation
As transferências da Baku Oil e a fusão da Corn Crisp - Chew Chew.
Bakü Petrol transferleri, ve Corn Crisp-Sakız firması belgeleri.
Mr. Crisp!
Hey, Bay Crisp.
Estava óptima, Mr.
Harika görünüyor Bay Crisp.
Não sou estúpido, Mr. Crisp.
Hey, ben aptal değilim, Bay Crisp.
Não sei, não vi. Estava numa caixa.
Crisp mi yaptı? Bilmiyorum. Hiçbir şey görmedim.
Manicura, Mr.
Manikür, Bay Crisp?
Crisp? Como posso dizer-te não?
Oh, sana nasıl söyleyebilirim ki?
Está preso, Crisp.
Ben polisim. Crisp, seni tutukluyorum.
O Danny disse como era a mulher do Crisp?
Şimdi, Danny hiç söyledi mi... Crisp'sin karısı neye benzediğini?
Há 4 anos que persigo o Crisp. Não a deixo... - Kimble!
Dört yıldır Crisp'ın peşindeyim, ve benim anahtar tanımı gitmesine izin veriyorsunuz?
Ela identifica o Crisp.
Crisp'i hal edecek.
Aguardará julgamento na prisão.
Bay Crisp, davanızın görülmesine kadar, hapse geri iade edileceksiniz.
Localizem a mulher do Crisp e dêem-lhe imunidade se depuser contra ele.
Crisp'sin karısını bulun ve ona karşı şahitlik için... ona dokunulmazlık teklif edin.
Ela procura o miúdo e tu a mãe e a massa, e o Crisp passa o resto da vida na oficina da cadeia.
O çocuğu bulacak, sen anneyi ve parayı, ve Crisp hayatını ruhsat kaplamakla geçirir.
Ele é tal e qual o Crisp. Ora repara.
Dinle, o Crisp için ölü bir çan çalan.
Não é parente do Crisp.
Crisp'le alakaları olmadığını.
Diz à O'Hara e ao Kimble que o Crisp vai sair.
Crisp artık serbest.
Uma ova. Digam-lhes que o Crisp sabe onde está a mulher.
Onlar karısına, Crisp'in geleceğini... ve onu nerede bulacağını bildiğini söylesin.
Libertaram o Crisp. Se calhar já vem a caminho.
Crisp'i bu sabah serbest bıraktılar.
Se a Joyce é a mulher dele, tem que nos dar o dinheiro ou a polícia não a protege.
Salazar dedi ki eğer Joyce Crisp'in karısı ise, bize paradan haberdar etmesi lazım... yoksa polis korunması ona sağlanmayacak.
O Crisp sabe onde está.
- Sanırım... Crisp senin nerde olduğunu biliyor.
Hendrix e o o Sgt. Crisp iniciaram-se comigo na Operação Tempestade do Deserto. Cpts.
İkisi de Çöl Fırtınası harekatında benimle birlikteydi.
Sargento Crisp!
Çavuş Crisp,
Mas valeu a pena recuperar os cereais Super Sugar Crisp.
Süper Şeker Crisp mısır gevreğini geri almamıza değdi ama.
Não nos fartamos Destes Sugar Crisp
# Şeker Crisp'i yetmez asla #
Estou a guardar a minha virgindade para a futura Sra. Crisp.
Bekaretimi müstakbel Bayan Crisp'e saklıyorum.
Aqui é o Sr. Crisp.
Ben Bay Crisp.
O pai do Gordon Crisp.
Gordon Crisp'in babası.
Sr. Crisp?
Bay Crisp.
Gordon Crisp!
Gordon Crisp!
Até me chamou Sr. Crisp e tudo.
Bana Bay Crisp falan dedi.
Ouviste bem, Crisp! Junta-te à tua equipa!
Onu duydun Crisp, gel buraya.
Gordon Crisp.
- Gordon Crisp.
O Quentin Crisp que acabou de ir pelo corredor a dizer : "Quero um cappuccino."
Bu canavarın sahibi. Quentin Crisp koridorda "Cappucino alacağım" diye bağırarak geçti.
Crisp Wind. Aqui pagaremos pelos nossos pecados.
Demek günahlarımızın bedelini ödeyeceğimiz yer burası.
Amanhã marcharemos para Crisp Wind.
Crisp Wind'e saldıracağız.
Crisp Wind, construído como um refúgio seguro.
Crisp Wind güvenli olsun diye yapıldı.
Dá-me o teu "crisp".
Seninkileri alayım.
Se precisares de alguma coisa, liga para o motel Hill Crisp.
Bir şeye ihtiyacın olursa Hill Chris 0teli'ni ara.
Ali... queijo. "Crisp Crust".
Burada... peynir.
Diga-me, Sr. Crisp, daria este perfume para sua esposa?
Söyler misiniz Bay Crisp... Bu Parfümü karınıza alır mıydınız?
Adoro que sejas a única adulta que conheço que ainda come Cookie Crisp ao peqeno almoço.
Hala kahvaltıda Çıtır Kurabiye yiyen tanıdığım tek yetişkin insanın sen olmasını seviyorum.
- Ainda gostas o nome, certo? Crisp?
- İsmi hala seviyorsun, değil mi?
Chama-se Crisp, e é inspirada nos anos 70 de Nova Iorque.
- Hadi ya. Adını Kıtır koydum ve 70'lerin New York'undan esinlendim.
Crisp.
Evet.
- Foi o Crisp?
Onu ben öldürmedim.
Como o Crisp?
Crisp gibi.
O Cpt.
Aynı şekilde Yüzbaşı Hendrix, Silahtar Çavuş Crisp için de.
Certo. Eu quero o Crisp.
Pekala, Crisp'i istiyorum.
Será o Gordon Crisp.
- Gordon Crisp oldu.
Linda, certo? É, Sr. Crisp.
Evet Bay Crisp, Linda Zwordling.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]