Translate.vc / Portuguese → Turkish / Cru
Cru translate Turkish
390 parallel translation
Põe um pedaço de bife cru para passar o inchaço.
Jerry, bu çok kötü.
Há água quando se mastiga o peixe cru.
Çiğ balık yediğinde, biraz da olsa taze su vardır.
- Nunca comi peixe cru antes.
- Daha önce çiğ balık yememiştim.
Filho, esse gatilho está amarrado atrás com couro cru... e se não sabe como usar uma arma, não a coloque.
Evlat, tetik deriyle bağlıdır... ve silah çekmesini bilmiyorsan, sakın takma.
Amanhã, terá de chupar um ovo cru!
Yarın çiğ yumurta yemek zorunda kalacak!
Trata-se de saber se o cão será comido cru ou cozido.
Hayvan çiğ mi yenmeli yoksa pişirilmeli mi?
Mas, agora, não se trata de saber se vão comer um cão cru ou cozido... mas apenas de jogar cartas.
Ama bu sefer mesele köpeğin çiğ ya da pişirilerek yenmesi değil tek amaç kâğıt oynamak.
Não gosto do bife muito cru.
Pişmemiş bir biftek istemiyorum,
Que delícia é o golfinho... quando cozido... e que peixe horrível quando cru.
Pişmiş bir yunus balığı yemek ne kadar lezzetliyse pişmemişi o kadar kötüdür.
Não o quero cru como o de ontem á noite.
Dün geceki gibi çiğ olmasın.
Adoro o teu humor colonial cru.
Senin bu saf espirilerine bayılıyorum.
Ele é cru e perigoso, mas não tive tempo para refinamentos.
İlkel ama geliştirmeye vaktimiz olmadı. Tamam.
- Um ovo cru, gelatina e ervas.
- Çiğ yumurta, jelatin, otlar.
Couro cru, peças de ferro, dinamite, acendemo-las... atiramos contra o inimigo...
Barut, demir parçaları ve dinamit bunları ateşleyip düşmana atarız.
D.J. Tomava um copo de leite quente com um ovo cru antes de dormir.
D.J. her zaman yatmadan önce içinde çiğ yumurta olan ılık süt içerdi.
Acordar às 5h30, peixe cru para o pequeno-almoço, no barco às 6h00.
5 : 30'da kalkmak, kahvaltıda çiğ balık. 6 : 00'da teknede olmak.
Quer um ovo cru enquanto o barbeio?
Seni tıraş ederken yumurta içmeye ne dersin?
Ao sul há lindas igrejas de tijolo cru. Mexicanas.
Sözgelimi güneyde kuytu kiliseler vardır.
- O ovo está cru, não é? - Sim.
- Yumurta çiğ, değil mi?
Para mim um uisque duplo e um ovo cru.
Ben duble viski ve çiğ yumurtamı alayım.
É couro cru molhado. Enquanto seca, ela sufocará lentamente até à morte.
Bu ıslak deri, kururken yavaşça boğularak ölecek.
Será como voltar a colocar um ovo cru dentro da casca.
Çiğ yumurtayı kabuğuna tekrar sokmak gibi.
Só tem couro cru mas com preço muito razoável.
- Yalnız tabaklanmamış var... -... fakat çok ucuz.
O salmonete está cru?
Çiğ mi yani?
Este salmonete está cru.
Çiğ bu! Tekir balığı çiğ!
Eliminareis todos os resquícios de elefantes, deixando apenas o texto cru.
Fillerin tüm izlerini yok edeceksiniz. Yalnızca yazı kalacak.
Já comeu arenque cru com cerveja e uma bola de gelado?
Siz hiç birayla balık yiyip ardından da dondurma yediniz mi?
- O número 36, Chablis Grand Cru.
- 36 numara, Chablis Grand Cru.
O meu é cru, com spaghetti.
Benimki çiğ olsun, spagettili.
Isto está cru.
Bu çiğ.
Eu paguei a seus dois dólares, e ela deu a mim algum coração de tartaruga cru para trazer-me sorte para a loteria, e eu traguei isto inteiro!
Ona iki dolar verdim, o da bana piyangoda... şans getirsin diye birkaç çiğ kaplumbağa... kalbi verdi, ben de hepsini yuttum!
coração da tartaruga cru!
Çiğ kaplumbağa kalbinin!
Em vez do peru na ceia de Natal, gostariam de comer peixe cru com arroz?
Noel yemeğinde hindi yerine, çiğ balık kafası ve pirinç yemeye ne dersiniz?
A cru-crucificação é leve de mais!
Çarmıha gerilme onlar için iyi efendim.
- Este é o cru...
- Çiğ olan bu...
O da tua mão esquerda é o cru, certo?
Sol elinde tuttuğun çiğ olan tamam mı?
- Mão esquerda cru, mão direita atiro-lho.
- Sol el çiğ, sağ el çak kafaya.
Provavelmente servir-mo-iam cru.
Ama herhâlde onu da çiğ servis edersiniz?
Vou comer tudo cru!
Çiğ çiğ yerim.
- Não. O quê? Um sapo cru?
Ne, çiğ kurbağa mı?
para "sapo morto, verdadeiro, com ossos, cru e estaladiço"
Etikette "Kıtır, çiğ, kemikli, gerçek, ölü kurbağa" deyin.
Japoneses! Alguma publicidade, montes de peixe cru...
Japonlar, biraz reklam, bolca çiğ balık.
- Use toucinho cru.
- Çiğ pastırma kullan.
- Vai comê-lo cru!
- Bir kamışla kıçımı emin!
Este milho está cru!
Bu mısır daha çiğ!
Está cru!
O çiğ!
Arroz, peixe cru e algas.
Pirinç, çiğ balık ve deniz yosunu.
- meu amo. Traz a minha tia um nabo cru.
Çok sevgili halama, çiğ bir şalgam getirir misin?
Malcolm Peter-Brian - Telescópio-Adrian Cesto de Guarda-Chuvas - Jasper-Quarta-Feira Furão-Peru-John - Vegetal Cru
Malcolm Peter-Brian - Teleskop-Adrian Şemsiyelik - Jasper-Çarşamba Kakim Yiyen-John - Çiğ Sebze Arthur-Norman-Michael Featherstone-Smith Northgot-Edwards-Harris Mason Frampton-Jones - Meyve Yarasası-Gilbert Williams-Keşke Gidebilseydim - Jenkin Tiger Drawers-Pratt-Thompson...
Este bife está cru.
Bu biftek çiğ.
Barro cru.
Elektrik verilmiş sanıyorum.