Translate.vc / Portuguese → Turkish / Cu
Cu translate Turkish
8,063 parallel translation
Quero assassinar aquele cu.
Bu götü öldürmek istiyorum.
Se assassinas o cu, não restará cu para desfrutar.
Biliyorsun, eğer götü öldürürsen keyfi çıkarılacak bir göt kalmaz.
Tens de assassinar aquele cu para que nenhum filho da puta o coma, entendes?
Bu götü öldürmelisin ki başka bir anasını siktiğim götün keyfini çıkaramasın değil mi?
E adora cupcakes e Coldplay e enfiar lápis no cu.
Ufak kekleri ve Coldplay'i ve kakasına kalem batırmayı seviyor.
Sim, estamos fodidos, mas já não é a primeira vez. No cu, as pernas presas atrás das orelhas, nem uma gota de lubrificante.
Evet, çok fena siki yedik, ama daha önceden de yemiştik götümüzden, bacak omuza bir gram yağ olmadan...
e depois, talvez... Talvez te apalpasse o cu...
Sonra belki belki biraz kalçalarına dokunurdum.
Vou estar ocupado durante algum tempo, mas podes ajudar-me se me quiseres limpar o cu.
Bir süre meşgul olacağım, ama kıçımı silmek isterseniz bana katılabilirsiniz.
Malditas conas do cu doce!
Anasi sikisgen totos ibneler sizi!
Vou chutar-te no cu!
Aminiza koyarim lan sizin!
Lambemos o cu aos árabes que vêm com o dinheiro do petróleo e compram Gucci, Lexus e todas as empresas americanas.
Petrolden kazandıkları paralarla, ülkemize gelen Arapların kıçlarını yalıyoruz. Gucci giyinip Lexus arabalara biniyorlar, Amerikan şirketlerini satın alıyorlar, ama, hergün kendi insanlarını öldürüyorlar.
Quando um rufia e o gangue dele violam um sacaninha como tu? Todo o tipo de merdas sangrentas saem-te pelo cu.
Bir mahkum ve tayfası senin gibi piçlere toplu tecavüz ettiğinde o vıcık vıcık kanlı şeyler götünden gelir.
Tira a cabeça de dentro do cu, para veres o caminho, porra!
Kafanı götünden çıkar da gittiğin yeri gör be!
Às costas ou no cu, és responsável por passares a fronteira com a droga.
Çünkü kıçına mı sokarsın, kıçından mı çaktırtırsın umurumda değil ama malımı sınırdan geçirme sorumluluğu sende.
O que vai achar o teu marido de teres levado no cu, como uma atriz pornográfica?
Tabi, acaba kocan, bir porno starı gibi yediğin konusunda ne hisseder?
Vai cortar o teu e vai enfiar no cu do teu namorado, mesmo onde gostas.
Seninkini koparıp erkek arkadaşının götüne tıkıştıracak, tam sevdiğin gibi.
Vou beber a minha primeira vodka antes da médica, me tirar a mão do cu.
Daha doktor elini ordan çıkarmadan ilk vodkamı indirmiş olacağım.
Mais para um Marx, cu grande modificado.
Daha çok Marx'ın göğe çıkarılmış kankası gibi.
Mas só no cu, está bem?
Tamam, ama sadece götten, tamam mı?
Trás aqui o teu cu, Frank.
Ha ha! Kaldır kıçını bakalım, Frank.
Trás aqui o teu cu.
Kaldır kıçını, Frank.
- No cu de uma puta?
- Bir orospunun götüne mi?
- Estás sempre com o fogo no cu.
Her zaman kıçının altında yangın var gibisin.
Nada melhor para fazer que ver um bando de velhos a passar os colhões no teu cu. Merda!
Bir avuç buruşmuş moruğun takımlarını senin kalçalarına sürtmesini izlemekten başka yapacak işim yok nasıl olsa.
Fá-lo comer metade da manteiga de amendoim antes de dares Cheetos, e ele ainda não fez cocó hoje, mas ele vai aguentar o cu e gritar "Doody bomba!"
Ona Cheetos vermeden önce fındık ezmeli sandviçinin en az yarısını yemesini sağla ve bugün kakasını yapmadı, ama genelde poposunu tutup "Bomba geliyo!" diye bağırır.
Temos pensos rápidos, lenços de limpar o cu macacos de peluche, é claro.
Pekala, yara bandımız, popo mendilimiz ve tabii pelüş maymunumuz burada.
Podes-me comer o cu, puta.
Hadi oradan amcık!
Vou cortar suas bolas em pedacinhos e enfiar no seu cu tão fundo, que vai crescer uma árvore de bolas, seu puto.
Taşaklarını doğrayıp götünden o kadar derine sokacağım ki götünden taşak ağacı çıkacak dalyarak!
- Porque tu empinas o cu.
O kafan iyi olduğundandır.
E, agora, estou no cu do mundo com os meus dois filhos mongolóides.
Şimdi burada, Yukon'da iki geri zekâlı oğlumla kalmış durumdayım.
Segue a Route 9 para Sul com o dedo. Segue-a até ao fundo, até estares a apontar para o teu olho do cu.
9'uncu Yolu güneye doğru parmağınla ta aşağıya kadar takip et ta ki kıçını işaret edene kadar aşağıya kadar takip et.
Tens de fazer isso de tal maneira que o resto de ti vá seguindo a tua mão pelo teu cu acima, por dentro da merda toda que tens dentro de ti, Raylan.
Mutlaka ta dibine kadar sok ki geri kalanın da kıçının içine kadar sağ elini izlesin ki ne kadar boktan bir adam olduğunu gör Raylan.
Levanta o cu daí, meu. Está na hora de saíres.
Kaldir kiçini hadi, gidiyoruz.
Aos amigos do cu, que eles se fodam durante um longo tempo.
Götten alanlara içelim. Nice sikislere ve saplaklara.
Aos amigos do cu.
Götten alanlara!
- Se te metes com o touro, levas uma marrada no cu!
Güvenligi arayin. Bogaya bulasirsan götüne boynuzu sokarlar!
Uma gripe, o meu cu...
Hadi bakalım (? ).
Beija-me o cu.
Kıçımı öp.
Sim, como se tivessem tempo para enfiar uma sonda no cu, de algum mestiço que nasceu ontem.
Tabii ya, sanki şalgam dolu traktörden düşen bir köylünün kıçına sonda sokmaya vakitleri varmış gibi.
Tens a certeza que não era "Redass" ( cu vermelho )?
"LGBT" olmadığına emin misin?
Vives com a cabeça no cu! Vias o quê?
Aklın götüne kaçmış senin!
É escuro como o cu dum preto, mas eu via-te na mesma!
Zenci götü kadar siyah ama seni hala görebiliyorum.
Mas tu enfiaste a cabeça no cu duma ruiva ou quê?
Perçemlerinizi kızıl birinin götüne falan mı soktunuz?
O cu dela cheira a rosas! Está escrito no céu!
Götü gül gibi kokuyor.
Então cala-me essa boca! Espeta-me esse cu no sofá e não voltes a mexer-te!
Ağzını kapalı tutup, koltukta kıçının üstüne otur ve nefesini harcama!
Larga-me o cu. - Adeus, Ian.
- Görüşürüz Ian.
Diga isso de novo, e Eu vou chutar o seu cu.
- Tekrar söylersen ağzını burnunu kırarım.
- Fraca. - Que cu-mole.
- Hafif siklet.
Tire o dedo do cú e passe-lhe o telefone!
Parmaklarını kıçından çıkar ve beni rektöre bağla!
Não, Miles, eu já venho a andar à quatro dias. Posso sentar o cú por um minuto?
Olmaz Miles, dört gündür yürüyorum.
Vou devolver a visita ao Carver e enfiar-lhe algum juízo naquele cú esquelético.
Carver'ı ziyaret edip o sıska kıçına tekmeyi basacağım.
Ela não me deixa ir-lhe ao cú.
Onu götten sikmeme izin vermez.