Translate.vc / Portuguese → Turkish / Cámara
Cámara translate Turkish
211 parallel translation
Espantosa pontualidade! O Presidente, vindo do outro lado do mundo... depois de atravessar o Atlántico, chega quase exactamente à hora marcada, 21 : 30, à praça do Capitólio... para subir à Cámara dos Representantes, dirigir-se aos membros da Cámara e do Senado, do Supremo Tribunal, ao Corpo Diplomático, a todos quantos o aguardam... na Cámara dos Representantes.
Tüm dünyayı, Atlantik Okyanusunu geçen Başkan, Temsilciler Meclisi merdivenlerinden çıkıp, Meclis binasına girip, içeride kendisini bekleyen Meclis ve Senato, Yüce Divan ve Washington diplomatik heyeti üyelerine seslenmek üzere, neredeyse tam planlandığı gibi saat 9 : 30'da Hükümet Meclisi Binasına geldi.
Sr. Presidente da Cámara, o Presidente dos Estados Unidos.
Sayın Meclis Başkanı... Birleşik Devletler Başkanı.
aperta a mão ao presidente da Cámara, Carl Albert.
Meclis Başkanı, Carl Albert'in elini sıkıyor.
Do Gabinete do Secretário da Cámara.
İlçe kayıt bürosundan Martinson.
Mantém a lente na tua mão. É a cámara.
Lens elinde olacak, o kamera.
Foca-o na cámara.
Kamerayi Bucky'e cevirin.
Tragam a cámara.
Kamerayi buraya getirin!
Vou ai pessoalmente, levo a camara, a equipa, tudo.
Ben de katılırım, kamera, ekip, iş yapar.
Levem os dois para a camara de transferência.
Onları düşünce dönüştürücüsüne götürün.
Nada distingue a camara de gás de qualquer outro bloco vulgar.
Gaz odasının diğer barakalardan hiç bir farkı yoktu.
Um poema : rosas são vermelhas... Violetas são azuis. E dentro desta camara esta voce.
Şimdi, güller kırmızıdır, menekşeler mavi, kamera doğrudan size bakıyor.
Se a mesma coisa acontecesse aqui nos Estados Unidos os presidentes de camara de todas as cidades seriam assassinados.
Aynı şey burada Birleşik Devletlerde olsaydı tüm şehirlerdeki belediye başkanları katledilecekti.
Depois grava-o com uma camara escondendo-a num lugar insuspeito.
Sonra zekice gizlenmiş bir kamerayla umulmadık yerlerden görüntü alır.
Temos uma camara, luzes e uma furgoneta.
Elimizde şu kamera, ışık ve bir kamyonet var.
Telefonei à Camara de Comércio... A Transcontinental Importações e Exportações não existe.
Ticaret Odası'nı aradım Transcontinental İthalat-İhracat diye bir şirket kayıtlı değil.
Camara rodando.
Kamera çalışıyor.
Faz uma pesquisa e diz-me qual o hospital mais próximo com uma camara de descompressão.
Bana dekompresyon odası olan en yakın hastaneyi bul ve söyle.
Sou a mulher do Presidente da Cämara!
Belediye Reisinin karısıyım ben!
Dá-me a camara de volta.
- Fotoğraf makinemi geri ver.
Ei, Você... propriedade da camara.
Hey sen. Burası şehir arazisi.
"e então não posso continuar como membro do seu Governo " nem da Camara dos Comuns.
" Artık ne bakanlıkta ne de mecliste kalabilirim.
- Onde está a cämara?
- Kamera nerede?
Vamos fazer um bloco para a cämara.
Bir makara yapacağız.
Cämara!
Motor.
Há uma cena em "Public Domain" em que olhas para a cämara, para mim e eu amei-te.
Public Domain'in bir sahnesinde kameradan bana bir bakışın vardı. İşte seni o an sevdim.
Quero a camara a apanhar o pai do puto, quando ele fizer os lances livres.
Pekala, çocuk serbest atışları yaparken kameranın tribündeki babanın yüzünü göstermesini istiyorum.
- Sem camara!
- Kamera yok!
Os outros convencem-no que há uma camara escondida.
Ötekiler onu gizli kameranın olduğuna inandırmışlar.
Ele vê a carrinha da TV, a camara atrás do espelho e o gajo com ele finge agir de modo estranho.
Tv aracını görmüş, aynanın arkasındaki kamerayı. Yanındaki adam üşütük gibi davranmış.
Apareçeram segundos antes de sair da camara.
Kovanını terk etmeden önce sadece birkaç saniye görünüyor.
- Camara dois.
- İkinci kamera.
Tudo bem, põe a camara pronta.
Evet, kamera hazır.
A camara adora-te. Seu malandro.
Kamera seni seviyor.
Até a camara deles faz isso. Aqui está a acção.
OnIarın kamerası bunu yapıyor.
Gostamos de camara lenta porque ela traz um pouco disso... para as cenas de acção, mas também gostamos de mover a camara... e, desde o início, tínhamos a idéia de filmar algo em camara lenta... com a camara a mover-se em velocidade normal... e Bill Pope, o medricas, não quis amarrar um foguete às costas.
Yavaş çekimi sevmemizin sebebi, aksiyon sahneIerinde bu özeIIiği... ... ortaya çıkarması. Ayrıca kamerayı oynatmayı da severiz...
Queriam pôr um foguete na camara, para que ela se movesse bem rápido.
... sırtına bir roket bağIatmadı. Tartışma, rayın üstüne... ... bir roket koymak ve hızIa iIerIetmekti.
Ele congelou as chamas no ar, e a camara movia-se em redor.
AIevIeri havada dondurup etrafında kamerayı gezdirdi.
Wo Ping e os Wachowski trabalhavam nas cenas, tudo era gravado... e decidia-se onde a camara ficaria.
Wo Ping ve WachowskiIer çekimIer üzerine çaIışıyor. Kamera pozisyonu beIirIenmiş durumda.
vamos filmar o fundo sem ninguém... depois vamos filmar a fonte com um obturador bem fechado... para imagem ficar bem definida, como nos anuncios de água... aí trazemos a multidão, filmamos de todos os três ângulos... e, enquanto as pessoas estão a andar... vamos acelerar a camara de 24 para 96 frames por segundo.
Şonra çeşmeyi çok kısık bir dekIanşör iIe çekeceğiz. Aynen su rekIamIarında çok temiz gözüktüğü gibi. Şonra kaIabaIık geIecek.
Depois disso, podemos pôr a camara virtual em qualquer lugar do set.
... ÇG oIarak kurduk. Manex YapımcıIık Şan Francisco Şimdi sanaI ÇG kameramızı. heryere oynatabiIiriz.
Isso é usado para montar cenários... para takes que não poderiam ser feitas com uma camara.
Kamera iIe yapıIması imkansız... Yardımcı Efekt Amiri ... çekimIer için arka pIan yapmakta kuIIanıIır.
Fazendo isto com a camara, ver-se-iam os trilhos dela... equipamentos, pessoas da equipa.
Kamera iIe oIsaydı... ... rayIar, ekip, ve insan görürdünüz.
Eu estava a ver os takes do dia, e havia uma cena incrível... com a camara a mostrar um bébé dentro do casulo.
MükemmeI bir sahne vardı, kamera geri çekiIirken... ... kozadaki bebeği görürüz...
Ele enche-se de água, a camara sobe e uma válvula fecha-se.
... ve koza su iIe doImaya başIar ve kapak kapanır.
Uma camara escondida?
Gizli kamera mı?
Eu estou na camara?
Kamera'da mıyım?
A camara de segurança do hotel onde a Max ficou ontem à noite.
Max'in dün gece kaldığı otelin güvenlik kamerasının görüntüleri.
Eu pego a camara Bom rapaz
Kamerayi alacağim. İyi delikanli.
Agora vais morrer na camara de gaz. por que me dizes essas mentiras?
Şimdi de kıçın büyük belada.
Onde tens a camara escondida, naquele bosque?
Kamerayı nereye sakladın, ormanlığa mı?
Não há camara.
Kamera yok.