Translate.vc / Portuguese → Turkish / Cécile
Cécile translate Turkish
301 parallel translation
Cecile, casas comigo quando eu for famoso?
Cecile, başarılı olursam, benimle evlenir misin?
Cecile!
Cecile!
Cecile?
Cecile?
Cecile, este é o Jacques. Estava doido para te conhecer.
Cecile, bu Jaques, seninle tanışmak için ölüyor.
Cecile.
Cecile...
Bom dia, Cecile.
Günaydın, Cecile.
Cecile. O que preferirias ter. Jóias ou peles?
Cecile, hangisini tercih edersin, mücevher mi, kürk mü?
O horóscopo que Cecile me deu diz que nasci com sorte e...
Cecile'in bana verdiği horoscoba göre ben doğuştan şanslıyım ve...
- Cecile devia convidá-lo para jantar.
- Cecile neden yemeğe kalmasını istemedi?
Eu adoro. Não tenho idade para ser "senhora". Tenho.
Ben hanımefendi olacak kadar yaşlı değilim, öyle değil mi, Cecile?
Já estou até ouvindo : " Anne, Cecile já não é uma criança.
Şimdi duyabiliyorum : "Anne, Cecile artık bir çocuk değil."
Obrigada, Cecile.
Teşekkür ederim Cecile.
- O que foi, Cecile?
- Sorun nedir, Cecile?
Não gosto de vulgaridades, Cecile.
Bu tür bayağı konuşmaları sevmem Cecile.
Cecile. Importas-te de me deixar sozinha?
Cecile, sakıncası yoksa beni yalnız bırakır mısın?
- Cecile?
- Cecile?
Cecile. Não é a hora de te deitares?
Cecile, senin yatma vaktin gelmedi mi?
Cecile, isso são jóias e peles para todos.
Cecile, herkese mücevher ve kürk geliyor.
Cecile, querida.
Cecile, canım.
- Como companhia para Cecile.
- Cecile için bir oyun arkadaşı.
- Bom dia, Cecile.
- Günaydın.
- Bom dia, Cecile.
- Günaydın Cecile.
Diz qualquer coisa, Cecile.
Söyle Cecile.
- Não é verdade, Cecile?
- Öyle değil mi Cecile?
- Por favor, não o vejas de novo.
- Lütfen Onu bir daha görme Cecile.
Cecile. - E se disser que o amo?
- Ya Onu sevdiğimi söylersem?
Não quero que vejas outra vez o Philippe, Cecile.
Philippe'i bir daha görmeni istemiyorum Cecile.
Cecile é boa e gosto dela.
Cecile de kibar.
Cecile, é tão difícil estudar só por algumas semanas?
Ceciile, bir kaç hafta ders çalışmak bu kadar zor mu?
- Cecile...
- Cecile.
- Cecile.
Cecile.
- Mas Cecile...?
- Fakat Cecile...?
Cecile.
Cecile.
- Agora, espera.
- Hey, Cecile.
Cecile.
Bekle biraz.
Cecile, realmente tens estudado alguma coisa?
Cecile, gerçekten şimdiye kadar hiç çalışma yaptın mı?
Como é que a pequena Cecile se sente com o casamento do pai?
Küçük Cecile babasının evliliği hakkında ne düşünüyor?
A pequena Cecile sente vontade de tomar uma grande bebida.
Küçük Cecile kocaman bir bardak içki içecekmiş gibi hissediyor.
- Cecile!
- Cecile.
Está fora do controle.
- Cecile! - Bu iş çığrından çıkıyor.
Por favor, Cecile, deixa-me ir.
Lütfen Cecile. Gitmeme izin ver.
Cecile, volta aqui!
Cecile, geri dön!
Temos de ir andando.
Yolumuza koyulmalıyız, değil mi Cecile?
Não passei toda a minha vida na Mansão dos Baskervilles, Cecile.
Hayatımın tamamını Baskerville Konağı'nda geçirmedim Cecile.
Eu quero conhecê-la, Cecile.
Seni tanımak istiyorum ; Cecile.
Porque é que me beijou, Cecile?
Neden beni öptün Cecile?
Cecile, traz outra caneca para mim.
Cecile, bana da bir bardak doldur.
Vão ficar muito desapontados. E a Cecile está à minha espera lá em baixo.
Hayal kırıklığına uğrayacaklar ve Cecile de beni aşağıda bekliyor.
Cecile de Planer.
Cecile de Planer.
- Cecile de Planer será conhecida como Irmã Marie Joseph.
Cecile de Planer, Rahibe Marie Joseph olarak tanınacak.
- Olá, Cécile.
- Selam Cécile.