Translate.vc / Portuguese → Turkish / Dad
Dad translate Turkish
2,596 parallel translation
Seus amigos, Melissa e Gregory Disken, comunicaram que a ama está desaparecida.
Arkadaşları, Melissa ve Gregory Disken çifttinin dadıları kayıpmış.
Então, encontre lá a ama, impressione a Capitã Raydor.
Şimdi, dadıyı bul, Yüzbaşı Raydor etkile.
Então, esta ama, esta Adriana Gomez.
Demek dadımız bu, Adriana Gomez.
Quatro crianças e só uma ama.
Dört çocuk ve sadece tek dadı.
Há provavelmente uma explicação lógica para o desaparecimento da vossa ama.
Dadınızın kaybolmasının mantıklı bir açıklaması elbet vardır.
Estivemos juntos durante todo o dia, e ela só falou connosco e os meus amigos, Griffin e Ruben, e as outras amas no parque.
Bütün gün birlikteydik. O gün sadece bizle, arkadaşlarım... Griffin ve Ruben ile konuştu ve yalnızca diğer dadılarla birlikteydik.
Ela trabalhava aqui cuidava de crianças.
Bu yakınlarda dadılık yapıyormuş.
Outra ama?
Başka bir dadı mı?
À três meses atrás, a sua empregada foi vítima de uma brutal agressão sexual.
Yaklaşık 3 ay önce dadınız vahşice tecavüze uğramış.
E, ela é uma ama.
Ve oda bir dadı.
É uma ama como você.
Oda senin gibi bir dadı.
É uma ama também.
Oda dadı.
A ama desaparecida de Jeff Walters.
Jeff Walters'ın kayıp dadısı.
As crianças sabem mais sobre as suas amas do que ninguém.
Çocuklar dadıları hakkında herkesden daha çok şey bilirler.
O diabo são sempre os detalhes, mas acho que houve muito poucas pessoas... que contestaram a interpretação de um canal de um rio.
Şeytan her zaman ayrıntıdadır fakat sanırım çok az insan bir nehir kanalının yorumlanmasına itiraz eder.
A fazer de ama seca ao Chefe Wiggum.
Şef Wiggum'a dadılık yapıyordum.
E achei que podíamos combinar um calendário, e podia pagar metade da conta da ama, e estou disposta a reembolsar-te por qualquer conta da creche, ou de quaisquer outras despesas que tenhas tido.
Ve bir program yapabileceğimizi düşündüm. Dadının maaşının yarısını da öderim. Ve çocuk bakımı için harcadıklarını ya da diğer...
Não há amas, não há mensalidades, não há aparelhos dentários... só um monte de dinheiro disponível.
Dadı yok, okul taksiti yok, bağlılık yok. Sadece kocaman harcanabilir gelir.
Acho que as amas deveriam ter também.
Ben dadı olmam gerektiğini düşündüm.
Ainda bem que contrataste uma ama.
Bir dadı bulmana çok sevindim.
- Quero dizer, a ama.
Dadıyla mı?
Eu tenho a ama, que tem fotografias onde aparece a Martha e o ex-marido.
Dadı da bende. Elinde resimler var. Martha'nın eski sevgilisi onlarda.
Parece que fizeram sexo a três, antes de a ama o ter mudado só para dois.
Martha da öyle. Dadı ikiliye dönüştürene kadar anlaşılan üçlü yapıyorlarmış.
- Provavelmente está noutra reunião.
- Phil muhtemelen başka bir toplantıdadır.
Contratei uma Ama.
Bir dadı tuttum.
Não acredito que vou ter uma babá.
Bir dadı tutulduğuna inanamıyorum.
- Não trabalho e tenho babá.
- Evet, çalışmıyorum ve dadı tuttum.
Óptimas notícias, babá!
Bu harika bir haber, dadı.
Mandei a babá embora.
Dadıyı evine gönderdim.
Pára de torturar a Ellie com a babá.
Ellie'ye dadı hakkında işkence yapmayı bırak.
E ao que parece bem ofensivo.
Meğerse çok aşağılayıcı bir şeymiş. Ama dadı?
Só estava a brincar sobre a babá, sua idiota.
Dadı hakkında sadece şaka yapıyordum, ezik.
Se o Moe faz parte do grupo de Ala a Din e eles têm o Dom, há uma grande chance do Dom estar no Sudão.
Moe, Ala a Din'in örgütündeyse ve Dom onların elindeyse büyük ihtimalle Sudan'dadır.
O Lucas está com a Danielle, a ama que vive no cimo da rua, aquela que te falei, a do cabelo.
Size saçından bahsettiğim dadı. Evde, uzun bir gece olacağını biliyor. - Tamam.
A Betsey está em casa com uma ama chamada Andrea.
Betsey, Andrea isimli bir dadıyla evde.
Vice-Secretário do Tesouro Administração Bush
Ki bunlar çok sayıdadır. Emin değilim...
Ela é uma ama bem pervertida.
O pis ve ufak bir dadı.
Não posso acreditar que ainda não tenha visto que a sua ama está feita com o Costa!
Anlamıyor musunuz? Dadı ile Costa birlikte çalışıyor!
- Esta é a minha ama, Abby.
- Bu bebeğimin dadısı Abby. - Merhaba.
Fran de Rossa era A babysitter dos Swift.
Fran de Rossa, Swift ailesinin dadısıymış.
Disse à ama que estava em casa pelas 21 horas.
Dadıya 9'da evde olacağımı söyledim.
E eu dei 40 dólares à ama, disse-lhe para ficar até às 22H.
Ben de dadıya 10'a kadar kalması için 40 dolar rüşvet verdim.
Arranja-me uma ama.
Bana bir dadı bul.
Quem me dera poder, mas tenho um encontro. Tenho de ingerir muitos hidratos de carbono. Eu também tenho de passar.
hala bir dadı bulamadık Tom da geç geliyor ben gidip- -
A sua bebé é muito gira. Foi um prazer conhecê-la. Depois ligamos-lhe.
Dadı bulabildin mi?
"Vou voltar para o trabalho." "Vou contratar uma ama."
"İşe geri dönüyorum." "Dadı tutuyorum."
A Lynette finalmente arranjou uma ama.
Lynette sonunda bir dadı buldu.
Vou contratar amas para cuidar daquela coisa.
Onun dadıları, hemşireleri ve bunun gibi şeyleri olacak.
- Ama electrónica.
- Dadı kamerası.
- A ama foi...
- Dadı...
Fez mais pelo filho do que outras mães fazem.
Çocuğunu bırakmayabilir, bir dadı tutabilir günlerini odasına kapanarak geçirebilirdi, ama yapmadı.