Translate.vc / Portuguese → Turkish / Damn
Damn translate Turkish
116 parallel translation
É o meu carro, damn it!
Bu benim arabam, lanet olsun!
Bem, preenche isso, damn it!
Pekala, bunu doldur, lanet olası!
- Nada afeta você, damn it!
Gözünden bir şey kaçmıyor, Allah'ın cezası!
"Frankly, my dear, I don't give a damn."
Hayır yanılıyorsunuz. Ben kimsenin ikizi falan değilim!
Damn!
Kahretsin!
Damn.
Lanet olsun.
# Damn right
# Çok doğru
Damn you!
Amcık herif!
Damn!
Hay ya!
Damn it, get out of my way or I'll kill you as well.
N'apıyon lan? Gözüme geliyodu amına koyayım!
Damn, querido, não se pode Obter uma fisga com isso.
Bebeğim, onunla sapan bile alamazsın.
Penso dar aos franceses uma valente porrada.
I mean to give the French a damn good thrashing.
Não quero saber da sua ética de guerreiro klingon.
I don't give a damn about Klingon philosophy.
Podes ter a certeza portanto vê o que fazes
"Damn right so watch the way you're acting"
- Damn!
- kahretsin!
Gosta da peça Damn Yankees!
Dünya tiyatrosu hakkında onun fikri ne?
Rezo por ele todos os dias, sabias.
Onun için hergün dua ediyorum, biliyomusun. Damn.
Fizeram uma corrente á frente de um Terra-planador... aquilo era maior que esta Nave.
Onlar kendilerini zincirle bir terraformer bağladılar... Damn şeydi daha büyük bir gemiyle sevk etti.
Ele trabalhou sempre para os Restors. Maldito!
O bütün zaman restors için çalışıyordu. onun Damn!
Não sou organizada.
D-A-R-N. ( "Damn" in hafifletilmiş hâli. )
tu estás ali a cozinhar com a Susan B.Damn Anthony
Susan B. lanet Anthony ile ızgara yapıyorsunuz.
- Damn, man, tens a cena toda.
- Müzikten iyi anlıyorsun, lan.
Damn.
Kahretsin.
- Está frio, merda!
- Kahretsin soğuk! ( "Damn it." )
Damn, você é a coisa mais feia saído de uma cadela que já imaginei.
Kahretsin, sen düşündüğümden daha da çirkin bir o.çocuğumuşsun.
Os chefões da United Fruit comentam de como você criou a "Damn Banana".
Birleşmiş Meyveciler sanki muzu siz icat etmişsiniz gibi konuşuyordu.
Raios.
Damn.
Raios ( damn ) é um palavrão. Apoiaria se falassem a linguagem divina.
Ona baraj kapağı ( dam * ) yerine "tanrı parmağı" deselerdi olabilirdi.
Foda-se!
Damn.
"Que se lixem as minas." Quem disso isso e porquê?
"Damn the torpedoes." Kim söylemiş ve neden?
Damn.... necessitamos....
Abi biraz düzgün sür
Damn.
Kahretsin!
Uns dias a filmar. Se um pobre idiota o pode fazer.
It is only a few days of filming, Vinny Jones as damn it...
Merda!
Damn! Kahretsin!
- Damn it, Sheila!
- Kahretsin, Sheila!
Maldito!
Damn it!
When you see my face, hope it gives you hell hope it gives you hell when you walk my way, hope it gives you hell hope it gives you hell if you find a man that's worth a damn and treats you well
* Yüzümü görmek umarım cehennemi yaşatır sana * * Umarım cehennemi yaşatır sana * * Yolda karşılaşmak umarım cehennemi yaşatır sana *
When you walk my way, hope it gives you hell hope it gives you hell if you find a man that's worth a damn
* Yolda karşılaşmak umarım cehennemi yaşatır sana * * Umarım cehennemi yaşatır sana * * Eğer bulursan ciğeri beş para eden bir adam *
Damn it, ma'am, you just said he was Booth's right hand.
Daha şimdi onun Booth'un sağ kolu olduğunu siz söylediniz hanımefendi.
- Porra, estúpido...
- God damn it, stupid fucking -
Maldição.
Damn.
Não quero saber.
Don't matter a damn.
Maldito chinês!
Damn Chinese!
Ela foi para a prisão por mim. Agora saiu e vou procurá-la. - Também devia ir.
Weeds Sezon 4 Bölüm 3 The Whole Blah Damn Thing
He comes back with the damn trifecta... twice.
Hem de iki kez.
Não suporto isso.
"Lanet" ( Damn * ) günah bir kelimedir.
- Damn.
- Lanet olsun!
Damn it!
Lanet olası!
Damn it! Atenda o telefone!
Lanet olası aç telefonu.
Other DJs say, "damn" If my rhyme was a drug
* Eğer kafiyem bir uyuşturucuysa * * Satarım gramını *
Damn, you can't touch this
* Kahretsin, dokunamazsın buna *