Translate.vc / Portuguese → Turkish / Devin
Devin translate Turkish
292 parallel translation
Um espectacular monstro por um dólar.
Sadece bir sente inanılmaz devin şovunu izleyin!
Aquela pegada do monstro foi encontrada junto ao seu carro.
Demek istediğim, o devin ayak izi tam sizin arabanızın yanında bulundu da.
Na história da galáxia, centenas de milhões de gigantes vermelhas tornaram-se supernovas.
Galaksinin tarihini incelediğimizde yüz milyonlarca kırmızı devin, süpernova patlamasının gerçekleştirdiğini görürüz.
Eu? Um ogre?
Bir devin mi?
As nossas naves não repelem disparos com aquela magnitude.
Kruvazörlerimiz bu devin saldırısına karşı koyamaz.
Passa-se aqui algo incrível, e deve ser este gigante negro que controla tudo isto.
Burada gerçekten olağanüstü bir şeyler oluyor ve ben bütün bunları o kara devin yönlendirdiğine inanıyorum.
Sargento Highway, o Major Devin quer vê-lo, já.
Üstçavuş Highway, Binbaşı Devin acilen seni istiyor.
Dê os meus cumprimentos à Lisa, e ao pequeno Kenny e ao Devin, e... quer dizer, à sua esposa Phyllis... e o senhor não tem filhos.
Lisa'ya sevgilerimi ilet. Ayrıca küçük Kenny'ye, Devin'e... Yani karın Phyllis'e demek istedim.
Harry, acredito que as letras e as pistas do gigante estão relacionadas a esse homem de cabelo comprido.
Bu harfler ve devin ipuçları bir şekilde bu uzun saçlı adamla bağlantılı.
E esse gigante, como era?
Bu devin sesi nasıldı bu arada?
A terceira prova do Gigante.
Devin verdiği üçüncü ipucu.
"Vale do Alegre Gigante Verde"
"Neşeli Yeşil Devin Vadisi"
Diabos, conduzo a vida de meus soldados... e nunca vi uma armadilha tão clara na minha vida.
Devin ben asker hayatı yaşadım ama... hiç bunun kadar vahşice bir şey görmedim.
Devin reportou alguma actividade na frente ou à direita? - Não, sir.
Devin ön tarafla ilgili rapor verdi mi?
Cobrirei Devin e retirará a maior parte de seus homens... e os levará para o seu flanco, alongando a sua linha.
- Tamam. Devin'ı köşesinden alıp adamlarını dağıtacağım ve... senin hizana verip, sırayı uzatacağım.
Sir, Coronel Devin o comprimenta. Nenhum problema no flanco direito.
Albay Devin'ın selamları var.
Diga ao Devin para avançar a reserva, agora.
Devin'a ilerlemesini söyle.
Diga ao Coronel Devin que vá para lá o mais depressa possível.
Albay Devin'e bu tarafa mümkün olduğunca çabuk gelmesini söyle.
Espreitei pelo olho de Cíclope.
Tek gözlü devin gözünün arkasına bile baktım!
Não precisam de um grande verme azul a meter-se no meio.
Koca mavi bir devin ortamı bozmasını istemezsiniz.
- Devin?
- Devin?
Preferias viver no bolso da camisa de um gigante transpirado ou no ralo da banheira dele?
Terli bir devin gömlek cebinde mi yoksa banyosunun yer sifonunda yaşamayı mı tercih ederdin?
O rabo do Ogre.
Devin kıçı.
O gigante tem o miúdo com ele.
Devin yanında çocuk var.
Aqui Nautilus. Qual é a posição do gigante?
Burası Nautilus, devin şu anki konumu nedir?
Está apontado para a actual posição do gigante!
Füze, devin olduğu yere hedeflendi.
Mas Plutão patrulha a fronteira exterior do sistema solar, no reino distante dos gigantes. Mundos de águas turbulentas, como o azul Neptuno, e Urano, que orbita misteriosamente o sol girando de costas.
Ama Plüton, girdap sularının dünyası deniz yeşili Neptün ve gizemli bir şekilde güneşin etrafında tersinden dönen Uranüs gibi 2 devin uzak krallığında güneş sisteminin dış sınırında gezer.
O barulho atrai um gigante, uma baleia-sei.
Gürültü, bir devin dikkatini çekiyor - Bir kuzey balinası.
Aqui estamos, apanhados na tracção gravitacional de uma Gigante Azul, e continuamos a pensar somente... em sexo.
Buradayız, mavi devin çekim alanı içerisinde, ve senin düşündüğün tek şey seks.
Matéria nono-dimensional está a responder à gravidade do sol.
Dokuz boyutlu madde şu an mavi devin çekiminde.
... David contra Golias arranha apenas a superfície.
- Devin karşısında cüce ne yapabilir? - Kapayın çenenizi!
A espectacular implosão de uma Gigante Vermelha, nunca antes visto na história da astronomia.
Olağanüstü kırmızı bir devin yıldız gibi patlaması Astronomi tarihinde duyulmamış
O problema é que a luz do gigante vermelho é fraca.
Sorun kırmızı devin ışığının zayıf olması.
A dobra geodésica abrirá-se aqui junto ao pólo norte da gigante.
Jeodezik kıvrım burada açılacak, devin kuzey kutbu yakınında
Bem, o gigante do porco espinho :
Şey, kirpi devin.
A Ginny disse à amiga dela que ela se encontrava com um gigante na floresta e que ele lhe dava pequenos porco-espinhos.
Ginny arkadaşlarına ormanda bir dev ile karşılaştığını ve devin ona küçük kirpiler verdiğini anlatmış.
" Eles ouviram os passos do gigante.
" Devin ayak seslerini duydu.
É uma tampa gigante, um pedaço de terra que flutua.
Bir devin kapağı. Dünyanın suyun üstünde yüzen kısmı.
Ele tem o coração de um gigante.
Onda bir devin kalbi var.
- Um "troll" à solta.
- Şeytani devin teki serbest.
- Isso é uma lógica doida.
- Bu ancak deli bir devin isteyeceği bir şey.
Olho do Ciclope?
Tek gözlü devin gözü?
Hasturi o chamou de O Olho do Ciclope Cego.
Hasturi, onu kör edilen tek gözlü devin gözü olarak adlandırdı
O barulho atrai um gigante :
Gürültü, bir devin dikkatini çekiyor -
O grande deus Odin concedeu a ambos vida e alma... e um lugar para viver chamado Midgard... o qual criou a partir das sobrancelhas de um gigante que assassinara.
Büyük Tanrı Odin ikisine de hayat ve ruh vermiştir ve Midgard adında yaşayacak bir yer, Odin, bunu kölesi olan bir devin kaşlarından yapmıştır.
Olá, mãe. Esta é a Devin.
- Merhaba anne, bu Devin.
- Olá, Devin, como vais? - Bem.
- Merhaba Devin, nasılsın?
" Vale do Alegre Gigante Verde
" Neşeli Yeşil Devin Vadisi...
Bem, como é que sabemos se há mesmo um gigante?
- Peki, gerçekten bir devin olduğunu nerden biliyorsunuz?
Ela manca em agonia. Esta noite, o coro noturno usual é acompanhado pelo gemido de um gigante morrendo
Aynı gece, alışılagelen akşam korosuna ölmekte olan devin iniltileri de katılıyor.
Achei que gostaria de um almoço romântico... debaixo do esplendor de um gigante vermelho.
Bir kızıl devin altında romantik bir ÇN : Kızıl Dev : Yıldız tipi.