Dickerson translate Turkish

O Comandante Spock, meu Imediato, o Oficial Engenheiro Scott e o Oficial de Segurança Dickerson.

Komutan Spock, ikinci kaptan, Makinist Subay Scott ve Güvenlik Subayı Dickerson.

Sr. Spock, Sr. Scott, Sr. Dickerson.

Mr. Spock, Bay Scott, Bay Dickerson.

Tenente Dickerson, pode retirar-se com os seus homens.

Teğmen Dickerson, siz ve adamlarınız bölümlerinize dönebilir.

Não, o tenente Dickerson mencionou a Falcon Enterprises.

Hayır. Teğmen Dickerson, Falcon Girişim'den bahsetmişti.

Mas talvez anulasse o tenente Dickerson e nos permitisse levar o Marty para Albuquerque.

Ama belki Teğmen Dickerson, yetkisini kullanarak Marty'yi Albuquerque'ye götürmemize izin verebilir.

Lembras-te do que o Dickerson disse?

Dickerson ne demişti hatırlasana?

Quero falar com o tenente Dickerson.

Teğmen Dickerson'la konuşmak istiyorum.

- Sim, fala Dickerson.

Ben Dickerson.

Com o sargento-mor Dickerson, é outra história.

Kıdemli Binbaşı Dickerson'a gelince, o bambaşka bir hikâye.

Trate-me por sargento-mor Dickerson.

Komutanım! Bu benim mesleğim, havacı. Kıdemli Binbaşı Dickerson diyeceksin.

Sim, sargento-mor Dickerson.

Evet, Kıdemli Binbaşı Dickerson.

Como aconteceu isto, Nina Dickerson?

Bu nasıl olabilir Nina Dickerson?

- Mia Dickerson, Warrick Brown.

Mia Dickenson, Warrick Brown.

Sal Dickerson e Bill Jansen.

Sal Dickerson ve Bill Jansen.

Dickerson e Jansen?

Dickerson ve Jansen?

Rollie Free e Marty Dickerson.

- Selam. Rollie Free, Marty Dickerson.

- Larry Shane Dickerson, 86 anos.

- Larry Shane Dickerson, 86 yaşında.

Sra. Dickerson, é a senhora?

Bayan Dickerson, siz misiniz?

O Sr. Dickerson é tão simpático.

Bay Dickerson çok iyi bir adam.

Larry Dickerson.

Larry Dickerson.

Sra. Dickerson, é melhor ir para o quarto do seu marido e esperar lá.

Bayan Dickerson, kocanızın odasına dönüp orada beklemelisiniz.

Senhorita Digerson. Antes que a corte de sua opinião. Há algo mais que a senhora queira dizer?

Bayan Dickerson mahkeme görüşlerini açıklamadan önce söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Sou a enfermeira Dickerson.

Ben hemşire Dickerson.

E, ao dizê-lo, os olhos de Janet Dickerson encheram-se de lágrimas. "

Ve Janet Dickerson'ın gözleri yaşla doldu. "

Sobram as unidades da estação Bickersons.

Bu durumda, geriye Dickerson Karakolundaki birimler kalıyor.

Dickerson.

Dickerson!

Outro SEAL, Brian Dickerson, estava comigo.

Başka birlikten Brian Dickerson benimleydi.

Já imaginaste, o Dickerson na Sugar Bowl?

Sugar Bowl'da Dickerson'ı tahmin edebiliyor musun?

O Craig James era lento em comparação com o Dickerson, mas continuava a ser bastante rápido.

Dickerson'a oranla Craig James yavaş derlerdi. Yine de yeterince hızlıydı.

- Eric Dickerson.

- Eric Dickerson.

Eric Dickerson.

Eric Dickerson.

Rambis... O Sr. Garvey, o Sr. Plunkett, o Sr. Carew... o Sr. Drysdale, o Sr. Alzado e o Sr. Dickerson?

Bay Rambis'le, Bay Garvey'le, Bay Plunkett'le, Bay Carew'le, Bay Drysdale'le, Bay Alzado'la, Bay Dickerson'la.

Temos o Dickerson.

- Bu Dickerson. - Naber?

É um cantor de bares do Canadá.

- Dickerson sen Kanadalı bir bar şarkıcısısın.

Corre, Dickerson! É isso!

Koş, koş Dickerson!

- Nunca pudeste sacar mais de 2.5.

- 2.5'i hiç geçemedin, Dickerson!

Deve ser o Dickerson.

Bu Dickerson olmalı.

Nada ainda?

Merhaba, Bayan Dickerson. Yok mu daha bir şey?