English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Doi

Doi translate Turkish

296 parallel translation
Doi-me muito.
Tutulmuş gibi.
Seu estômago doi?
Mideniz mi ağrıyor?
É a terceira noite seguida que te doi a cabeça... - e temos que voltar cedo para casa.
Bu peş peşe başının ağrıdığı üçüncü akşam ve eve erkenden dönmek zorunda kalıyoruz.
Tens dores de garganta? Doi-te o peito?
Boğazında ya da göğsünde ağrı var mı?
É que doi muito. Será porque eu seja pequena?
Çok canım yanıyor.
A minha cabeça doi muito dentro...
Başım... Çok kötü ağrıyor...
Mestre isso doi... isso magoa largue-me...
Am... ca... bu... acıtıyor.
É sur-do e doi-do.
Hem sağır hem de deli efendim.
Não lhe ligues, é doi...
Ona aldırmayın efendim, o de...
O meu estômago doi por causa disso.
İçimde bir sızı var.
E os doi que já tens?
İki adamına ne oldu?
Nada doi mais do que não fazer backups. Algo que toda a cidade está prestes a aprender.
Anlamıyor musun, sen de bizdensin.
Não lhe doi viver separado nestas circunstâncias?
Sizi böyle ayırmalarına üzülüyor musunuz?
Eles a cubriram, e agora eu sinto... me doi, sabe?
Onlar oraya gittiler, ve şimdi hissediyorum... bu canımı sıkıyor, biliyor musun?
Isso doi.
Acıyor.
Aquilo doi mesmo, deixem-me dizer.
Çok acıttığını söyleyeyim.
Ele diz que doi quando eu pressiono com muita força.
Çok bastırdığımda acıdığını söylüyor.
Doi-me o joelho.
Dizim!
Ele é tão modesto, que até doi.
Çok alçak gönüllü, beni çıldırtıyor.
- Doi-me o cu.
- Kıçım acıyor.
Doi-te a cabeça, Tetsuo Shima?
Başın mı ağrıyor? Tetsuo Shima!
Au, isso doi muito.
Ow, bu gerçekten acıtıyor.
Isto... doi?
Bu mu... acıtıyor?
E doi-lhe... durante as relações?
Cinsel ilişki kurduğunuzda... acı... veriyor mu?
Sim, doi.
Evet, veriyor.
- isso doi!
- Sok sok...
Doi muito mesmo.
Bu gerçekten acıtıyor.
Doi?
- Acıyor mu?
Doi-me a barriga de tanto rir.
Gülerken çok acıyor.
Estou cansado, tenho fome e doi-me a cabeça.
Yorgunum, karnım aç ve başım ağrıyor.
Vera, doi-me a garganta.
Malum, boğazım ağrıyor.
- Doi-me a garganta.
- Boğazım ağrıyor.
Doi-te a cabeça?
Yine mi başın ağrıyor?
- Doi-lhe a garganta?
- Gırtlağında kaşıntı var mı?
Por mais duro que pense que me esteja tornando... ainda doi.
Yaşadıklarım ne kadar zor olursa olsun hala acı veriyor.
Doi-me a garganta.
Boğazım ağrıdı.
- Doi, não doi?
- Acıdı mı?
Doi-te alguma coisa?
Ağrıyan yer var mı?
Isso doi-me muito.
Çorapları kokuyor.
Não doi.
Seni incitmeyeceğim.
Isso doi como a merda.
Off. Çok acıttı. Biliyorum.
Tanto, que até doi.
O kadar çok ki, acı veriyor.
o orgulho do Ting En ainda lhe doi.
Ting En'ın gururu çok incindi.
É aqui que lhe doi?
Burası mı acıyor?
Aqui que lhe doi?
- Acıyan yerin burası mı?
Tadashi Doi ( 18 anos ) em situação crítica. "
Tadashi Doi, kritik durumda.
Isso doi, seu lambe cus!
Bu acıtıyor, seni popo yalayıcı.
- Doi só de pensar.
Evet, biliyorum. Bunu düşünmek de benim canımı acıtıyor.
- Georgia, isso doi.
Dondurma davama kadar burada beklemeliyim. Seni korurum.
Doi muito, Pa?
Acıyor mu, Baba?
- Georgia, isso doi.
Georgia, canımı acıtıyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]