English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Dragonfly

Dragonfly translate Turkish

54 parallel translation
Once upon a time... "Era uma vez..." "... uma bela libelinha... "... a nice little dragonfly...
Bir zamanlar güzel, küçük bir yusufçuk varmış.
Aqui Libélula 1.
Burası Dragonfly 1.
- Libélula 1, escuto.
Dragonfly 1, sizi duyuyorum.
Libélula, aqui Coach 1.
Dragonfly, burası Coach 1.
" "Libélula" "e" "Toca do Lobo" "... Bonitos nomes.
"Dragonfly ve Kurt Yuvası" Ne renkli isimler.
Diga a eles que é o código Dragonfly.
Onlara "Kod Atsineği" de.
Acabei de revelar algumas fotos da Dragonfly que penso que vais adorar.
Dragonfly'de çektiğim fotoğrafları bastım. Çok beğeneceksin.
Fran, sabemos que é dona... da velha pensão Dragonfly, aquela enorme propriedade.
Fran, sen eski Dragonfly motelinin sahibiymişsin.
- Comprar a Dragonfly?
- Dragonfly'ı mı?
- Sim, gostávamos. Quer consigamos ou não a Dragonfly Inn, isso não tem nada a ver com a morte dela.
Dragonfly'ı alıp almamamızın onun ölümüyle hiçbir ilgisi yok.
Se estamos destinadas a ficar com ela, é mesmo o destino.
Dragonfly'ı almak kaderimizde varsa, alacağız. - Doğru.
Abriram a Dragonfly Inn em 1893.
1893'te Dragonfly'ı açmışlardı.
A Dragonfly Inn foi em tempos considerada a mais requintada... a melhor pousada de...
Dragonfly Oteli bir zamanlar Violet Lady'ydi. Çok güzel bir oteldi.
Sei que esta não é a melhor altura. Mas queríamos saber se faz ideia do que vai acontecer a Dragonfly?
- Şimdi pek uygun bir zaman değil ama Dragonfly'a ne olacağını biliyor musunuz?
Queríamos saber, ela deixou Dragonfly a alguém?
Her neyse merak ediyoruz da. Dragonfly'ı kimseye bıraktı mı?
- Manteremos o nome.
- Adı da Dragonfly kalacak.
Vai ajudar-nos a decorar a Dragonfly. - Muito prazer.
Dragonfly'ı dekore etmemize yardım edecek.
Por isso vocês podem concentrar-se na da Dragonfly.
- Artık Dragonfly'ın tadilatına odaklanıp, orayı açabilirsiniz.
Mas é só uns meses até que a Dragonfly abra, não é?
Hem de Lorelai'ın olmadan. - Ama bu sadece birkaç ay sürecek. Dragonfly'a açıncaya kadar.
Querida, escuta... não vamos comprar a Dragonfly.
Tamam, dinle tatlım. Biz Dragonfly'ı alamayacağız.
Mas temos o dinheiro do avô, e chega bem para comprar a Dragonfly Inn.
Ama dedemin verdiği paradan artanlar var. Dragonfly'ı almaya..
- Vai ter a sua pousada. - O quê?
Git, Dragonfly'a teklif ver.
Faça a oferta para a Dragonfly.
Artık paran var.
Para encurtar a história, e uma história um pouco dolorosa... preparem-se para o excitamento, mas podemos comprar a Dragonfly.
Uzun lafın kısası... Sıkı dur. Dragonfly'a teklif verebileceğiz.
Sabes, ele telefonou a semana passada a fazer a primeira reserva no Dragonfly.
Geçen hafta arayıp Dragonfly'daki ilk öğle yemeği rezervasyonunu yaptırmıştı. - Öyle mi?
Há uma nova regra no Dragonfly Inn. Estão a ouvir?
Herkes dinliyor mu?
Quer dizer, assim que se souber... que o Norman Mailer almoça no Dragonfly, é só uma questão de tempo... até o resto dos intelectuais começarem a afluir.
Norman Mailer'ın Dragonfly'da öğle yemeği yediği duyulursa, bütün edebiyatçıların gelmesi an meselesi. - Harika olur.
E às quartas-feiras, no Dragonfly, temos um jogo a que eu gosto de chamar "desafiar o chefe".
Ve Çarşamba günleri, aşçıyı şaşırtma oyunu oynarız. Ve o aşçı benim.
Almoço no Dragonfly.
Dragonfly'da öğle yemeği.
Almoce no Dragonfly.
Öğle yemeğinizi Dragonfly'da yiyin.
Não almoçaram até provarem o almoço do Dragonfly.
Dragonfly'da yemeden, öğle yemeği yemiş sayılmazsınız.
Todos os homens e mulheres... gostariam de comer um almoço delicioso no Dragonfly.
Ve her kadın ve erkek, Dragonfly'da leziz bir yemek ister.
Os polícias têm direito a uma tarte gratuita no Dragonfly.
Dragonfly'da polisler öğle yemeğinde ücretsiz turta alıyor.
Não faço tenções de abandonar o meu posto e não vou descansar... até cada pessoa de Stars Hollow ter provado o almoço do Dragonfly.
Merak etme Lorelai. Yerimi terk etmek gibi bir niyetim yok. Stars Hollow'daki herkes Dragonfly'da öğle yemeği yemeden durmam.
- O Dragonfly não serve cachorros-quentes.
Affedersin ama neden sosisli? Dragonfly'da sosisli yok ki.
Depois liga-me um Luke furioso, corro para lá... e vejo um cachorro-quente gigante a anunciar descontos de 10 %... no almoço do Dragonfly.
Oraya koşuyorum ve Dragonfly'da öğle yemeğinde yüzde 10 indirim ilanı dağıtan dev bir sosisliyle karşılaşıyorum. - Dev sosisli kimdi?
O primeiro seminário oficial sobre assédio sexual no Dragonfly Inn.
Dragonfly Oteli'nin ilk resmi cinsel taciz semineri. Nihayet.
Pousada Dragonfly. Fala Lorelai.
- Dragonfly Oteli, ben Lorelai.
Pois, você e a máquina... controlam os descuidos da Mãe Natureza, ou seja, a neve, mas podem tentar evitar... bloquear a única entrada da Dragonfly?
Ama sen sabanınla Tabiat Ana'nın döktüklerini yani karı kontrol ediyorsun ve diyorum ki Dragonfly'ın tek garaj yolunu kapatmasını engeller misin?
Dragonfly Girl e Baker's Delight em terceiro.
Hayır!
- Dragonfly 22.
- Dragonfly 220.
Dragonfly Inn.
Dragonfly Oteli.
Dragonfly 2, podem prosseguir.
Yusufçuk 2, gidebilirsiniz.
Chamava-se Libélula ( = dragonfly ).
Ejderhasineği'ydi!
É a Dragonfly.
Burası Dragonfly.
A nossa Dragonfly, não.
- Bizim Dragonfly'ımızı çeviremez.
Não podemos comprar o Dragonfly.
Dragonfly'ı alamayacağız, çünkü payıma düşen parayı toplayamayacağım.
- Certo.
Yeni Dragonfly Oteli kuralı.
Boa tarde, Dragonfly Inn.
Dragonfly Oteli.
Pousada Dragonfly.
Dragonfly Oteli. Ben Lorelai.
Pousada Dragonfly.
Dragonfly Oteli.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]