Translate.vc / Portuguese → Turkish / Drive
Drive translate Turkish
1,623 parallel translation
Estamos na frente do Marine Drive!
Marine Yolunun önündeyiz!
No Marine Drive!
Liman Bölgesi!
- Não, não vá pela FDR Drive.
Hayır hayır FDR Yolu olmaz.
- Deus! Se pegar a FDR Drive...
Yo Tanrım eğer FDR yoluna girerse, öncelikle orada takılır kalırız.
Que tal um test-drive?
Test sürüşüne ne dersiniz?
Vai levar alguns minutos a recuperar a drive FTL.
I.Ö.H. sürücüsünün tekrar çalışması birkaç dakika alacak.
6337 Hackberry Drive código postal 98401, se fores ver ao mapa.
6337 Hackberry Çıkmazı. Posta kodu 98401. Eğer'mapquest'kullanıyorsan diye...
Ela está a duvidar da sua tese sobre Gliese 581... e "Alcubierre's Warp Drive".
Gliese 581 ve Alcubierre'nin Warp Hızı tezleri hakkında şüpheleri var.
Todos os agentes operacionais disponíveis desloquem-se para a última localização conhecida, Wilkinson Drive, n.º 404.
Tüm uygun saha ajanları, Wilkonson Yolu No : 404'e ulaşın.
Devem ter a drive dentro de cinco minutos.
5 dakika içinde elinde olur.
A drive deve estar a chegar a qualquer minuto.
Liste her an getirilebilir.
Era o Larry. Eles já tem a drive.
Larry'di, l isteyi almış.
Isto é uma drive px-1-7. Tem uma função para apagar automaticamente. Só temos um download.
Sürücülerimizi göz önüne aldığımızda bu belleği sadece bir kez yükleyebiliriz.
Na drive estava uma lista de todos aqueles dentro do governo com os quais ele estava a trabalhar.
Yönetimden çalıştığı kişilerin isimleri, bellekteymiş.
Para o drive-in.
Gezintiye çıktılar.
Deseja fazer um test drive?
Bir test sürüşü yapmak ister misiniz?
Só vais a drive-thru's e lavagens de carros.
Jetle sadece gidip "arabaya servis" alıyorsun ve yıkamacıya götürüyorsun.
Eu não quero saber dele! Eu quero a pen drive... e o Rain está prestes a levá-la.
Flaş belleği istiyorum ben ve onu Rain alıyor!
E a pen drive? Ele levou a pen drive?
Peki ya flaş bellek?
Só quero que encontres a pen drive.
Sadece flaşı bul!
Talvez a pen drive nunca tenha existido.
Belki de hiç flaş bellek yoktu.
Se ele era inocente e não tinha a pen drive, o que estava ele a fazer?
Eğer Kawamura masumsa ve flaş onda değilse nereye gidiyordu?
Se tiver uma pen drive por aí, ele vai encontrar.
Flaş dışarıda bir yerdeyse Rain onu bulacaktır.
Eles andam atrás da pen drive.
Flaş belleğin peşin delerdi.
Para conseguir a pen drive, preciso dele vivo.
Flaşı almak için yaşaması gerek.
O Rain tem a pen drive?
Flaş, Rain'de mi?
Se ele não tem a pen drive, então ele sabe demais.
Eğer flaş onda değilse çok şey biliyordur.
Diz-me que encontraram a pen drive.
Flaş belleği bulduğunuzu söyle bana.
Façam o que tenham que fazer. Só quero que me encontrem essa pen drive.
Ne yapmanız gerekiyorsa, yapın sadece şu flaşı bulun.
Então tu acreditas que a pen drive realmente existe?
Gerçekte flaşın olduğunu düşünüyor musun?
Você disse a todos que eu talvez podia ter a pen drive.
Herkese flaşın bende olabileceğini söylüyorsun.
Você já encontrou a pen drive?
Flaş belleği henüz bulamadınız mı?
Eles pensam que você tem a pen drive.
Flaş belleğin sende olduğunu düşünüyorlar.
Ele lidera os yakuza. Toca o governo como se fosse um violino e ele adorava... colocar as mãos naquela pen drive.
Yakuzanın lideri valiyle keman çalar gibi oynuyor ve flaşı eline geçirmekten başka bir şey onu daha fazla sevindiremez.
Aquela pen drive, certo? contém provas incontestáveis de corrupção organizada... que foi organizada e realizada por importantes funcionários japoneses.
Şu flaş, doğru rüşvetçiliğin su götürmediğini ihtiva eden kanıtı Japon memurlar tarafından, organize edildi ve ortadan kaldırıldı.
Todos querem as informações daquela pen drive.
Hepsi de flaştaki bilgiyi istiyorlar.
Ele anda à solta. E tem a pen drive.
John dışarıda ve flaş onda.
O Willian Holtzer conseguiu a pen drive.
William Holtzer flaş belleği elde etti.
E tenho a chance de fazer um test drive na tua carroça.
Ayrıca arabanı test etme şansına sahip olacağım.
- Esta é a "Aurelian Drive", não é?
Bu Aurelia İticisi, değil mi?
Atenção todas as unidades, está a haver um ataque na 742 em Summit Drive.
Tüm birimlerin dikkatine. 742 Summit yolunda saldırı devam ediyor.
742 Summit Drive.
742 Summit yolu.
Eu estou a caminho de ver a banda Faber Drive tocar.
Faber Drive konserine gidiyorum.
ver a Faber Drive tocar.
Faber Drive konserine.
show da Faber Drive.
Faber Drive konserine.
eu quero ir no show e observar ela, so pra ter certeza.
Faber Drive konserine gidip ona göz kulak olmak istiyorum. Ne olur ne olmaz diye.
Elas tão indo no Faber Drive?
Faber Drive'a mı gidiyorlar?
No Circle drive-in têm filmes antigos.
Şu arabalı sinemada, eski filmleri gösteriyorlar.
Henderson, manda unidades para o 6518, da Cantwell Drive, já.
Henderson, birimlerin bizimle 6518 Cantwell Yolu'nda buluşmalarını söyle.
É um pen drive que contém dados, que provam a minha inocência.
- Masum olduğumu ispatlayan evrakların olduğu bir taşınabilir hafıza.
Pegue a FDR Drive, é mais rápido.
Sen FDR yolundan git lütfen.