Dub translate Turkish

Essa é a minha miúda.

Bu bir kız. Rub-a-dub-a-dub.

Um cálice duplo de qualquer coisa.

Herhangi bir şeyden bir dub -

Dub Slack e Primo Pitt.

Dub Slack ve Primo Pitt.

- Dub e Nino.

- Dub ve Nino.

Que significa "Dub e Nino". Seu estupor calado?

"Dub ve Nino" da ne demek, seni ketum orospu ço...

Passa a ser só Dub.

Dub olsun.

- Procuramos o Dub.

- Dub'ı yakalayacağız.

E onde o procuramos?

- Dub'ı nerede bulacağız?

- Tenha paciência, Dub.

- Sabret Dub.

Última hipótese, Dub.

Son şans, Dub.

Era uma conversão V-Dub, suspensão alta.

Evet, VW'den dönüştürülmüş gibiydi... yüksek süspansiyoluyduda.

Rub-a-dub-a-doca, obrigado pela paparoca.

Lur, lar, ler, yemek için teşekkürler.

A "W". E o que lhe chamam por cá.

"U-Dub." Burada ona öyle deriz.

"W".

U-Dub.

A Pammy da "W"!

Pammy, U-Dub'dan.

Ajuda o Dub.

Dub'a yardım et.

O Dub disse que eu podia montar o "Possum".

- Dub, Sıçan'a binebileceğimi söyledi.

Esfrega-rega-rega.

Scrub-dub-dub.

"Rub-A-Dub-Dub, Three Men in a Tub."

"Düm düm tek, bir küvette üç erkek."

ritmos autênticos jamaicanos. E foi muito emocionante.

Jameika'nın dub müziğine kadar genişletmeyi vaat etti.

Rub-a-dub-dub, obrigado pelo grub. Yeah, Deus!

Rub-a-dub-dub, grup için teşekkürler.Evet, tanrım!

- Eu também estou no "Dub".

Ben de "Dub" tayım. - Evet?

Estou muito contente por ter aqui a nossa primeira banda.

U-Dub'dan ilk grubumuzu sunmaktan heyecan duyuyorum.

É melhor teres cuidado, senhora, porque da próxima vez que tomares banho vai ser "rub-a-dub-dub"

Hareketlerine dikkat et, hanımefendi. Çünkü bir dahaki banyoya girişinde rub-a-dub-dub olacak mikser fıçıda olacak.

Percebido, J-Dub.

Anlaşıldı JW.

Algo sobre uma reunião e um passeio depois do teu atraente "V-Double."

- Senin sevimli küçük "V-dub" ında bir sürüşten sonra bir görüşme hakkında bir şeyler

Vem aí a Sue dos Dub's. Ela vai entregar-me um bilhete. De que estás a falar? Ela tem um bilhete na meia.

Mark, bak işte Sue geliyor, hayalimdeki kız.

Ele escreveu umas coisas para a Dub's e eu fui apanhado com o bilhete pelo Padre Concoff! - Vamos apanhá-los em acção.

Onların mektupla rını bulmuştum, peder de beni onları yazmakla suçladı.

Não vou para casa sem eles! - Deixa o rádio, Dub's.

Bu müzikten nefret ederim.

Os Dub's tentaram ajudar-me. Eu estava com saudades. Ela ensinou-me a estratégia que usou com o Gregory.

Sue bana çok yardım etti, Gregory ile yaşadıklarını anlattı ve stratejiler verdi.

Quem achas que descobriu os Dub MD's?

Dub MD's'i kim buldu sanıyorsun? Ben buldum.

Passe Dub MD " s!

Dub MD's'i çal.

Ganharam fortunas com os Dub MD " s. Armas de destruição massiva.

Bir tek Dub MD's'den servet kazandınız. Kitle imha silahları.

É o Sin LaSalle, é agente e produtor dos Dub MD " s.

Bu Sin LaSalle. Dub MD's'in yapımcılığını yapıyor.

Os Dub MD " s estão na àrea.

Dub MD's karşınızda.

JW, esta é a miúda mais fixe do Liceu de Neptune.

J-dub, Bu kız Neptune Lisesinin en harika kızıdır.

Sr. W., procurou bem aí?

Bay Dub, daha derine bakabilir misiniz?

Alguns olheiros viram-me a jogar, da Whitman e da "U-Dub".

Bir çift gözcü, beni Whitman ve "U-Dub" da boy gösterirken gördü bile. U

- U-Dub?

- Dub?

Kyle, não podes ir à U-Dub com o Declan.

Kyle, Declan'la U-Dub'a gidemezsin.

Kyle, se a minha mãe sabe que queres ir à U-Dub...

Kyle, eğer annem U-Dub'a gitmek istediğini duyarsa... O da benim olayları açıklığa kavuşturmamı istiyor.

Querias ir à U-Dub, não querias?

- Dub'a gitmek istiyorsun, değil mi?

Bem-vindos à U-Dub.

U - Dub'a hoşgeldiniz.

Sim, mas eles não têm o que a U-Dub tem.

Evet, ama U-Dub'un sahip olduğu şeye sahip değiller.

O professor Kern dava aulas na Universidade de Washington, onde era orientador de um aluno chamado Adam Baylin.

Profesör Kearn, U-Dub'da ders veriyordu. Adam Baylin isimli öğrencinin danışmanıydı.

- Me chame de C-Dub.

Bana C-Dub de.

Sou Chris, mas me chamem de C-Dub.

Chris, ama C-Dub de.

Tentei telefonar à Sue dos Dub's. Sabem onde ela está?

Sue nasıl, ha?

Querido Mark, as irmãs disseram aos Dub's que foste ferido num sítio chamado Spyglass, e evacuado de Beirute para Nápoles.

Sevgili Mark, kız kardeşin bana Beyrut'ta yaralandığını söyledi.

Quem me quer na sua banheira?

Rubba dub dub. Beni kim küvetine alacak?

- Vamos lá, C-Dub.

- Hadi, C-Dub.