English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Duckie

Duckie translate Turkish

47 parallel translation
- Olá, Duckie.
- Selam Duckie.
- Então porquê, Duckie?
- Niye Duckie?
CANÇÃO DO SGT. DUCKIE
ÇAVUŞ DUCKIE'NİN ŞARKISI
Uma bela canção, Duckie.
Güzel şarkı Duckie.
- Olá, Duckie, como estás?
- Selam, Duckie.
- Tudo bem, Duckie
- Tamam Duckie.
Entra, Duckie.
İçeri gir, Duckie.
Duckie, ESTOU A ESTUDAR.
DUCKIE, ÇALIŞIYORUM.
QUEM É O Duckie?
DUCKIE DE KİM?
Fala Duckie "Patinho" Dale.
Saat 6.05. Duckie Dale.
O Duckie Dale, de novo.
Yine Duckie Dale.
Fala o Duckie.
Ben Duck.
Será que estás em casa e não atendes?
Ben Duckie. Evdesin ve açmıyor musun?
Duckie, posso dizer-te uma coisa sem te zangares?
Seni üzmeden ve kızdırmadan bir şey söyleyebilir miyim?
- Desculpa.
- Duckie, gerçekten üzgünüm.
e aí detrás desses óculos está Duckie Dale.
Ve orada camın arkasında duran da Duckie Dale.
- Duckie, por favor. - Phil.
- Duckie, lütfen.
Podería ser tua mãe, mas quando o Duckie me deu aquele beijo, juro por Deus, que se incendiarão os meus musculos.
Annesi olacak yaştayım ama Duck beni öptüğü zaman yemin ederim kalçalarımda alevler fışkırdı.
Se vires o Duckie, sê boazinha para ele está a lamber umas feridas algo profundas.
Küçük Ördek adamı görürsen, kibar ol. Oldukça ciddi yaralarını tedavi ediyor.
Estava a imitar o Jon Cryer em Pretty in Pink.
Jon Cryer'ın Pembeli Güzel'deki taklidini yapıyorum. - Duckie'yi mi?
- O Duckie?
- Evet.
Brinca com o patinho, querida.
Sen Duckie'yle oyna tatlım.
Temo que não, Duckie Boy.
Korkma, Ördek Çocuk.
- Olá, Duckie!
- Merhaba, Duckie.
Prometo que não volto a tentar roubar-te o Duckie.
Duckie'yi çalmaya çalışmayacağıma söz veriyorum.
Estás a amolecer, Duckie.
Gittikçe yumuşuyorsun, Duckie.
Acho que não há Modelos na Bósnia, Duckie.
Bosna'da'Quickie-Mart'marketleri olduğunu sanmıyorum, Duckie.
- Vá lá, Duckie.
- Haydi ama, Duckie.
Podes acompanhar-me, Duckie, ou podes ir à merda.
Şimdi, bana katılmak istersen, başım üstüne, Duckie yoksa s.ktir olup gidebilirsin.
Pus o Duckie na tua mochila para esta noite.
Bu gece için sırt çantana Duckie'yi koydum.
Porque é que ele parece o Duckie de Pretty in pink?
Neden Pretty in Pink filmindeki Duckie gibi giyinmiş?
Burt Levoisier, Red Stagg, Duckie Pond...
Burt Levoisier, Red Stagg, Duckie Pond.
Para a nossa patinha, finalmente vai casar-se.
Küçük Duckie'mizin şerefine, sonunda evleniyor.
- À Patinha e ao Matthew! - À Patinha e ao Matthew! - "Patinha"?
Duckie ve Matthew'a.
Espero que saibas a sorte que tens.
Duckie, umarım ne kadar şanslı olduğunu biliyorsundur.
- Está bem, Patinha...
- Tamami Duckie...
- Não me chames Patinha.
- Bana Duckie deme!
A Patinha não sabe disso, mas o meu marido teve um caso.
Duckie bunu bilmiyor ama kocam beni aldattı.
- Este não. Guarda esse para depois, Patinha.
Bunu özel olarak açmanı istiyorduk Duckie.
Jesus, parem de falar como se nenhum homem nunca me tivesse achado atraente.
Tanrım, sanki hiç bir adam beni daha önce - seksi bulmamış gibi konuşmayı kesin. - Duckie...
- E parem de me chamar assim!
Duckie demeyi... kesin!
Duckie. Não tenho tempo para lidar com os teus sentimentos, neste momento.
Şu anda senin hislerinle uğraşacak zamanım yok.
Ele foi-se embora e eu acabei por ir ao baile de formatura com o meu melhor amigo, Duckie.
Beni ekti ve ben de mezuniyet balosuna en iyi arkadaşım, Duckie ile gitmek zorunda kaldım.
- Duckie, Cala-te.
- Kes sesini.
- Sim, o Duckie.
Duckie'yi -
Vá lá, Patinha!
Hadi, Duckie.
Já não sou uma patinha feia!
Ben artık "Duckie" değilim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]