Translate.vc / Portuguese → Turkish / Duke
Duke translate Turkish
2,126 parallel translation
Com a morte do Duke de Milão, Lorenzo de Medici perdeu um poderoso aliado.
Milano Dükü'nün ölümünün ardından, Lorenzo de'Medici güçlü bir müttefikini kaybetti.
Com boné a condizer Lembram-se do Rappin'Duke Duh-ha, duh-ha
Şapkamın rengiyle birken rap yapan Duke'u hatırlarken Da ha, da ha diyen
Não, o foco é o tal Vernon Sando ter um MBA da Duke.
Yo, hayır, Vernon Sando Duke'te MBA yapmış, asıl hikaye bu.
Acabou a noite... Começou o dia.
İyi geceler Cal's günaydın Duke's.
Eram uns calções da Daisy Duke.
Lemmy de şort giyerdi. İnan bana Daisy Dukes gibiydi.
Tinha nome. Duke.
Duke diye bir adı vardı.
Não estava perto de tantos universitários brancos arrogantes desde que o Eminem cantou com o Duke.
Eminem'in Duke Üniversitesi'ndeki konserinden beri bu kadar züppe beyaz üniversiteli görmedim.
- Duke!
- Duke!
Duke!
Duke!
O Duke sabe dançar bem!
Duke güzel hareketler çekiyor!
E o Duke domina!
Duke spin atıyor!
- Chegou o Duke!
- Bravo Duke!
Vá, Duke, tu consegues vencê-lo.
Duke, onu haklayabilirsin.
Festa em casa do Duke!
Duke'un evinde parti var!
- O Duke é nosso amigo!
- Duke bizim dostumuz!
Queres dizer-me alguma coisa, Duke?
Bir şey mi söylemek istedin, Duke?
A sério, Michael, se não sobrevivesses a um recontro com Manel e o Jaquim, merecias morrer.
Açıkçası Michael, Duke ve Jimbo'yla bir kavgadan çıkamıyorsan öldürülmeyi hak etmişsindir.
Odeio o Duke como odeio os nazis.
Duke takımından Naziler kadar nefret ediyorum.
Tanto quanto posso ver, a tua principal competição é o duque de Avon.
Görebildiğim kadarıyla, asıl rekabetin Duke of Avon ile.
Eu sou Duke Roscoe.
Ben Duke Roscoe.
Depois do programa desta noite, deverá chegar aos cinco.
Duke'ün bu akşamki şovundan sonra, bence 5'e çıkar.
É difícil enfrentar a liberdade de expressão do Duke.
Duke'ün konuşma özgürlüğüne karşı savunma zordur.
Tenho um acordo no caso Duke Roscoe daqui a uma hora.
Bir saat içinde Duke Roscoe davasında sulh anlaşması toplantım var...
"A Alicia é boa nisso." Passei dois meses no caso Duke e agora que vão fazer um acordo, passo para um caso de divórcio?
"Alicia iyi yapıyor." Duke davasında 2 ay çalıştım ve tam anlaşmaya varacaklarken beni bir boşanma işine yolluyorlar.
A rede talvez possa chegar aos dois e meio, mas qualquer retração teria de ser negociada com o Duke.
Kanal 2,5'a kadar çıkabilir ama tekzip ancak Duke ile ayrı bir anlaşma ile yapılabilir.
Meritíssimo, o Duke está a representar-se?
Sayın Hâkim, Duke kendini mi temsil edecek?
Quem fornece ao Duke as informações sobre a investigação da Polícia?
Kim polis incelemesi bilgilerini Duke'e sızdırıyordu?
Nenhum de nós quer fazer má figura. Vamos conversar. Longe dos holofotes, o Duke não pode saber.
Bak, herkes kendini kurtarmaya çalışıyor, gel konuşalım gazetecilerden uzakta.
Só tu e eu e se houver transferência de dinheiro, a imprensa não saberá.
Duke öğrenmemeli. Sadece sen ve ben. Eğer para el değiştirirse, basından habersiz olur.
Os mandachuvas estão furiosos com as fugas de informação para o Duke.
Patronlar biri Duke Roscoe'ya bilgi sızdırılıyor diye sinirli.
Atrasa o julgamento, pede um adiamento, deixa o Duke acalmar-se e eu dou-te os 2 milhões.
Duruşmayı geciktir, erteleme iste şuan ki merak azalsın, sana 2 milyon ayarlarım...
Vê o Duke. "
- Duke'u izle.
- A base do nosso caso é que o Duke Roscoe sabia que estava errado acerca dos factos.
Davamızın en önemli noktası Duke Roscoe'nun gerçekleri bilerek çarpıtmasıdır.
O Duke recebeu o relatório da Polícia, mas há lacunas no relatório que ele preenche com outras fontes.
Duke'e polis raporu kesinlikle sızdırılmış. Ama rapordaki eksiklikleri... -... başka kaynaklardan dolduruyor.
Também estão a acreditar nas mentiras do Duke.
Şimdi siz de Duke'un yalanlarına kanmaya başladınız.
Precisamos de mostrar que o Duke foi irresponsável com a verdade.
Duke'un gerçeğe aldırmadığını göstermek istiyoruz.
DÊ-ME ALGUMA VERDADE com Duke Roscoe Tenho tanta certeza de que a Cheryl matou a filha que ofereço 100 mil dólares do meu próprio bolso.
Cheryl Willens'ın kızını öldürdüğüne o kadar eminim ki kendi cebimden ödeyeceğim 100.000 doları...
Considera-se uma fã do Duke Roscoe, Mrs. Regan?
Bayan Reagan, kendinizi Duke Roscoe hayranı olarak tarif eder misiniz?
No blogue do Duke Roscoe, há 83 comentários da Reganéamaior.
Duke Roscoe blogunda ReaganRule'dan 83 kayıt var.
Também trocou e-mails com o Duke Roscoe?
Duke Roscoe'ya e-mail de yolladınız mı?
O Duke Roscoe contactou-a para verificar a informação?
Duke Roscoe bilginin doğruluğunu kontrol için sizinle temasa geçti mi?
Ele é o Duke Roscoe!
O Duke Roscoe.
- Não. Receio que contam com uma vitória baseada na liberdade de expressão do Duke.
- Hayır, sanırım Duke'un "konuşma özgürlüğü" hakkıyla kazanmayı düşünüyorlar.
Houve uma resposta à recompensa do Duke.
Biri Duke'un ödülüne cevap vermiş.
Achei que ele fosse "The Duke".
- O "Dük" değil miydi?
O Duke tem tudo tratado.
Duke her şeyi ayarladı.
Passei o dia a mandar-lhes mensagens, a ela e à Bonnie, sobre a festa do Duke.
Bütün gündür ona ve Bonnie'ye Duke'ün partisiyle ilgili mesaj atıyorum.
Quem é o Duke?
Duke kim?
Duke Acureds.
Duke Acureds'im.
Tens de perguntar pelo Duke.
Duke'ü soracaksın.
O Duke é um parvalhão.
Duke hergelenin teki.