Translate.vc / Portuguese → Turkish / Dávid
Dávid translate Turkish
18,882 parallel translation
- David, não! - Por que invadiste a minha casa?
Tekrar ediyorum, neden evime girdin?
- David, vou ficar doente.
- David, ben hastayım.
David, temos de encostar.
David, bir yerde çıkmamız lazım.
Dave, onde raio estamos?
David, neredeyiz biz
David.
David.
David, a tua cara.
David, David, yüzün.
Temos de sair daqui agora.
David, şu an buradan gitmeliyiz.
Vamos, David!
Gitmemiz gerek. Hadi ama. Hadi, David!
David?
Dav... David?
David!
David!
David!
- David!
David.
David. David.
Sou o David Grimes, do Cleveland Plain Dealer.
Cleveland Plain Dealer'dan David Grimes.
O Alan Breck e o David continuam a fugir por entre a urze.
Alan Breck'le David fundalığın içinden kaçmaya devam ediyorlar.
Parece o David Guetta do Mundo à Parte.
- Aşağı Dünyalı David Guetta gibi görünüyor.
Importas-te que leve o David?
David'i de getirebilir miyim?
- O David é o meu noivo.
- David nişanlım.
- É outra vez o Filho de Sam.
- David Berkowitz durumu oldu yine.
Obrigado, David.
Teşekkürler, David.
O David pensa que a culpa é tua. E eu não discordo.
Davis, bunun senin hatan olduğunu düşünüyor ve haksız da diyemem.
- Não, David, é mesmo assim tão simples. - Não, não é.
Hayır David, olay bu kadar basit.
Este é o Dr. David MacIntyre.
Dr. David MacIntyre'le tanıştırmak isterim.
Se o fizer sentir melhor, posso colocar o David à frente da investigação.
Eğer sizi rahatlatacaksa araştırmada David'in de bulunmasını sağlayabilirim.
David?
David?
David torna-se Golias!
David, Goliath oldu.
E Golias torna-se David aqui!
Goliath da David'e dönüştü.
Não, David, não quero falar com a tua mãe.
Hayır, David, annenle konuşmak istemiyorum.
- Desculpa, David.
- Özür dilerim David.
O nome dele era David.
Onun adı da David'di.
David Felton, aprovado.
David Felton, izin verildi.
Está tudo bem?
David.
É um Camp David para mágicos.
Sihirbazlar için Camp David gibi bir şeydir.
Se Camp David fosse gerido por Calígula.
- Tabii Camp David'i Caligula işletseydi. *
O David Englander tem perseguido o "Sr. Pralinado de Amêndoas" desde que ele "abraçou"
David Englander, ilk kurbanına sarıldığından beri Bay Cevizli Şekerleme ve Kaymaklı'nın izini arıyor.
David Englander.
David Englander.
O David Englander trabalha mais que ninguém.
David Englander herkesten daha çok yapar bunu.
O David Englander apanhou o tipo errado.
David Englander yanlış adamı yakalamış.
Deixei-te ir até Quantico para que algo de bom aconteça com o David Englander, não foi para desvendar os casos dele.
Quantico'ya gitmene David Englander ile arayı iyi tutmak için izin verdim. Kapattığı davaları çözmen için değil.
A Naz recebeu uma chamada esta manhã do David Englander.
David Englander bu sabah Naz'ı aramış. Evet.
David, estes túmulos... Vêm todos do reino do meu pai.
David, bu mezarların hepsi babamın krallığından.
David... Se ele está aqui em baixo, tem assuntos inacabados.
David eğer buradaysa yarım kalan bir işi var demektir.
Não, David, pensa nisso.
Hayır, David.
Mais alguém gosta de David Bowie?
David Bowie seven birisi yok mu yani?
- Sim, chama-se David Green.
- Evet, adı David Green.
Já te disse, o único problema com essa teoria é que se o David Green contar Gibbs o teu segredo, a carreira dele fica acabada.
Sana söylemiştim, bu teorideki tek problem, David Green Gibbs'e senden bahsederse kariyeri biter.
David Green.
- David Green.
Sabes que mais, David? Podes não ter sido suficientemente inteligente para ter 178 nos LSATs, mas tenho a certeza que és o suficiente para fazeres isso.
- Biliyor musun David LSAT'ten 178 alacak kadar akıllı değilsin belki ama bunu yapabilecek kadar akıllı olduğuna eminim.
O que é o almoço, David?
- Yemekte ne var, David?
O David Green não apareceu.
David Green gelmemiş.
Vou abrir um inquérito sobre a morte de David Wagner.
David Wagner'in ölümü hakkında soruşturma başlattım.
- Só quero ultrapassar isto do David...
David'le ilgili şeyler bitsin...