Translate.vc / Portuguese → Turkish / Edie
Edie translate Turkish
1,152 parallel translation
- O que fizeste ao vestido?
Edie, o elbiseye ne yaptın?
- Não achas, Edie?
Öyle değil mi, Edie?
A seguir, palmas para a Edie
Sırada, Edie
Edie Britt!
Edie Britt.
A Edie veste um clássico decente, perfeito para um chá ao domingo ou um baptizado.
Edie'nin elbisesi ağırbaşlı ve klasik. özellikle Pazar çayı ya da vaftiz törenleri için mükemmel bir seçim.
Edie Britt!
Edie Britt, millet.
Encontrei-o nas ruínas da casa da Edie.
Edie'nin evinin yıkıntıları arasında buldum.
A seguradora está a fazer a vida negra à Edie.
Sigorta şirketi Edie'ye cehennem azabı çektiriyor.
Edie! Julgava que tinhas ido trabalhar.
Edie, işte olduğunu sanıyordum.
Edie, espera!
Edie, bekle!
Espera, Edie!
Edie, bekle!
- Edie Rusher.
- Edie Rusher. - Merhaba.
- Continua, Edie.
Vazgeç Edie.
Edie?
Edie?
Sou a amiga da Edie, a Anita.
Ben Edie'nin arkadaşı Anita'yım.
- A Edie e a Anita não deveriam estar cá?
Anita ve Edie'nin burada olacağını sanıyordum.
- Da Edie e da Anita.
Edie ile Anita'dan.
A Edie fez uma apresentação, ontem à noite, no "Nuts Jolts".
Aslına bakarsan Edie dün gece Nuts and Jolts'ta bununla ilgili gösteri yaptı.
A minha amiga Edie fará a cena dela.
Arkadaşım Edie gösteri yapıyor.
É a Edie!
Bu Edie.
A minha mãe tem cancro e está muito revoltada, apesar de fumar três maços por dia há 40 anos.
Annem kanser ve gerçekten çok öfkeli. Her ne kadar 40 yıl her günde 3 paket sigara içmiş olsa da. - "Edie?"
- Edie... - Já sentem pena dela?
- Onun için üzüldünüz mü?
O que me aconteceu, Edie? O que aconteceu à minha vida?
"Bana ne oldu Edie, hayatıma ne oldu?"
Edie.
"Edie..."
Eu disse a Edie que nós íamos.
Edie'ye gideceğimizi söyledim bile.
Então, Edie é lésbica... ou bissexual?
Edie tam anlamıyla lezbiyen mi yoksa Güzel Sanatlar'daki biseksüel kızlardan mı?
Serei só eu e a Edie, esta noite.
O zaman bu gece Edie ile ben olacağız.
Eu e a Edie vamos ao cinema. Vem connosco.
Bize katılmak istersen, bu gece Edie ile sinemaya gidiyoruz.
Edie, leva a Claire a casa, sim?
Edie, Claire'i eve bırakırsın. Olur mu?
Edie, o que fazes aqui?
Burada ne işin var Edie?
Olá, Edie.
Merhaba Edie.
- Tommy, como está a tua mulher?
- Söyle bakalım karın nasıl? - Edie mi?
- A Edie?
Kimin umurunda?
Ouve, Edie, isso é uma tatuagem dos Aerosmith que tens nas costas?
Edie, sırtındaki Aerosmith dövmesi mi?
Edie, estive a pensar, talvez possa ajudar-te com a Discográfica NAP.
Edie, düşünüyordum da belki NTL Plak'la ilgili sana yardım edebilirim.
Edie, porque não te vestes para sairmos daqui?
Edie, neden giysilerini giymiyorsun ve buradan gitmiyoruz?
- Edie, serás sempre uma miúda.
- Edie, sen hep genç bir kız olacaksın.
Estou a dizer-te, Edie, tem a voz, tem a atitude.
Sana söylüyorum, Edie, kızda ses de var karakter de.
Edie, esta é a Linda.
Edie, Linda.
- É a Edie Athens, viúva do Tommy.
- Ben Edie Athens, Tommy'nin dul karısı.
Edie!
Edie.
Edie, senta-te à secretária, ainda és a chefe.
Edie, masasının arkasına. Sen hala patronsun.
Chega de cortesias. Onde está o nosso dinheiro, Edie?
Şakayı keselim, para nerede, Edie?
Adorei essa história, Edie.
Hikâyeyi gerçekten sevdim, Edie.
Edie.
Edie.
- Edie.
- Edie.
- Edie, sou de Brooklyn.
- Edie, ben Brooklyn'denim.
Edie, acredita, és difícil de esquecer.
Edie, inan bana, sen unutulması zor birisin.
- Edie, ali.
- Edie, buraya gel.
- Por favor, trate-me por Edie.
- Lütfen bana Edie de.
Edie, cremos que este homem não era um vendedor de seguros.
Edie, bu adamın sigorta satıcısı olmadığına inanmak için sebeplerimiz var.