Translate.vc / Portuguese → Turkish / Einstein
Einstein translate Turkish
1,515 parallel translation
Oito semanas depois, a carta de Einstein foi levada para a Casa Branca.
Sekiz hafta sonra, Einstein'nın mektubu Beyaz Saray'a götürüldü.
Penso que qualquer carta escrita por Albert Einstein chamaria a atenção dum presidente.
Albert Einstein tarafından yazılan herhangi bir mektubun Başkan'ın dikkatini çekeceğini sanıyorum.
A partir da carta de Einstein iniciou-se a maior colaboração entre a ciência e os militares o Mundo vira.
Einstein'ın mektubundan bilim ve askeriye arasında, dünyanın gördüğü en büyük ve en dikkat çekici iş birliği doğdu.
Einstein não fez qualquer papel.
Einstein'ın kendisi bunda rol almadı.
Para alguns dos cientistas do projecto Manhattan e para Einstein, já não havia justificação para os USA usarem uma bomba atómica contra ninguém.
Manhattan Projesi'ndeki bazı bilim adamları ve Einstein'a göre ABD'nin atom bombasını başka birine karşı kullanmak gibi bir gerekçesi kalmamıştı.
Einstein provavelmente seria um destes.
Einstein da muhtemelen onlardan biriydi.
A resposta de Einstein à notícia de Hiroshima foi de horror.
Einstein'ın Hiroşima haberine tepkisi dehşetti.
Einstein sentiu que tinha alguma responsabilidade pelo desenvolvimento da bomba atómica.
Einstein atom bombasının geliştirilmesinden dolayı biraz sorumluluk taşıması gerektiğine inanıyordu.
A carta de Einstein era crítica porque sem ela a América não teria começado a trabalhar na bomba a tempo de ter uma bomba antes do final da Segunda Guerra Mundial.
Einstein'nın mektupları çok önemliydi, çünkü onlar olmasaydı Amerika atom bombası yapımı çalışmalarına zamanında başlayamayacaktı ve 2. Dünya Savaşı bitmeden önce bombayı bitiremeyecekti.
Anos depois, Einstein começou a acreditar que a escrita da carta tinha sido um erro.
Sonraki yıllarda Einstein mektupları yazmanın bir hata olduğuna inanmaya başladı.
Einstein percebeu que estas armas nucleares representavam uma ameaça ao Mundo como um todo.
Einstein nükleer silahların genel olarak tüm dünya için bir tehdit oluşturduğunun farkına vardı.
Na última década da sua vida, Einstein usou a sua fama de novo, desta vez para avisar o Mundo que enfrentava aniquilação.
Hayatının sonlarına doğru, Einstein ününü bir kez daha kullandı. Bu sefer dünyayı yüz yüze kaldığı yıkım hakkında uyarmak istedi.
Mas existe outro lado de E = m.c ^ 2 mas só tornou-se claro depois da morte de Einstein.
Fakat E = mc ²'nin Einstein'nın ölümünden sonra açık hale gelen başka bir yüzü daha var.
Tudo na nossa galáxia e tudo no nosso planeta, até nós, tudo num certo sentido, apenas existe graças ao funcionamento inerente da equação de Einstein.
Galaksimizdeki her şey, gezegenimizdeki her şey biz bile hepimiz bir bakıma Einstein'ın denkleminin altında yatan gerçeklerden dolayı varız.
De forma triste Einstein não viveu para ver que a sua equação era a equação da criação, como da destruição.
Üzücüdür ki, Einstein denkleminin yıkım kadar tam anlamıyla bir yaratılış denklemi olduğunu görecek kadar uzun yaşamadı.
Cem anos atrás, quando ele publicou a equação Einstein não fazia ideia de onde a sua fórmula iria criar.
Yüzyıl önce Einstein, denklemi oluşturduğunda formülünün nereye varacağı konusunda hiçbir fikri yoktu.
O que aconteceria se aplicássemos a teoria de Penrose ao Universo todo? certo?
Acaba Penrose'un kara delik teorisini tüm evrene uygulasan ne olur? Eğer Einstein haklıysa ya da genel izafiyet doğruysa o zaman evren genişliyor, tamam mı? - Tamam.
Os dois grandes pilares da Física... os electrões e por aí fora.
Fiziğin iki ayağı : Kuantum Teorisi çok küçük parçacıklara hükmeden yasalar elektronlar gibi ve Genel İzafiyet. - Evet, Einstein.
Einstein. mas a Teoria Quântica e a Relatividade...
Einstein'in teorisi, çok büyük gezegenlere hükmeden yasalar ama Kuantum ve İzafiyet...
O Einstein odiava ervilhas.
Einstein bezelyelerden nefret etti. Kuantom Teorisi, derdi ki :
Einstein disse que a ética é uma preocupação do homem sem autoridade sobre-humana.
Einstein'a göre ahlak kavramı insani bir kaygıdır. Hiçbir insanüstü otorite yoktur.
Tanto quanto sabemos, Einstein não era um mutante.
Bildiğimiz kadarıyla Einstein bir mutant değildi.
O Albert Einstein!
Albert Einstein.
Sabes, com o Einstein e tipos desses?
Einstein ve onun gibiler falan?
Achas que o Einstein andava por lá a pensar que eram todos uns grandes estúpidos?
Sence Einstein herkesin salak olduğunu mu düşünüyordu? Evet.
- Pois, força, mata um polícia, Einstein, e vais ver o que acontece.
Hadi devam et de bir polisi vur, Einstein. Bak bakalım neler olur.
Querido senhor menino Jesus deitado na manjedoura vendo os vídeos de bebés precoces aprendendo as formas e as cores e...
Sevgili Rabbim bebek İsa o minicik yemliğinde uzanmış Bebek Einstein gelişim kasetlerine bakıyor şekil ve renkleri öğreniyorsun...
Claro, e depois mostramos-lhe as fotografias quando aterrar-mos Einstein?
- İndikten sonra da baskıya mı götüreceksin?
- Conte o seu plano, Einstein
Öyleyse sen bize planını anlat, Einstein.
Achas que sou o Einstein?
Neyim ben, Einstein mı?
É... a lei da relatividade de Einstein.
Einstein'in görelilik kanunu gibi.
O que estou a explicar é que podemos dobrar o espaço. Trazer o alvo para mais perto de nós, Criar uma ponte Einstein-Rosen, também conhecido como buraco negro.
Fakat açıklamaya çalıştığım yöntemde, uzayı ikiye katlayıp, hedefi kendimize yaklaştırabiliyoruz, ve bu oluşuma Einstein-Rosen köprüsü diyoruz, bir diğer deyişle solucan deliği denir ki çekim gücünün etkisiyle çalışması durur.
- Obrigado, Einstein, eu sabia.
Teşekkürler Einstein. Bunu biliyordum.
Os Einstein vivem na 4th.
Einstein'lar dördüncü sokakta oturuyor.
Começou durante a Segunda Guerra Mundial, quando Einstein viu que o futuro estava nas mãos dos cientistas, não das dos soldados.
Dünya savaşı sırasında Einstein, geleceğin askerlerin değil, bilim adamlarının elinde olduğunu anladığında başladı. Bir dakika.
- Einstein?
Einstein?
O famoso?
Bildiğimiz Einstein mı?
Tu és o Einstein?
Nesin sen, Einstein mı?
Uma Einsteiniana.
Einstein'ın dişisiymiş.
Woody Allen, Marx, Einstein, Dustin Hoffman.
Woody Allen, Marx, Einstein, Dustin Hoffman
Lá fora, Einstein.
Dışarı çık Einstein!
Diz-se que o Einstein era um mulherengo, não é?
Einstein'ın da bir genç kız mıknatısı olduğunu söylerler, değil mi?
Se calhar preferias mencionar alguém como Einstein ou...
Muhtemelen başka birini söylemek istersin. Einstein veya...
Então, digo aos jornalistas que não procuramos o Einstein, mas sim um psicopata vulgar, possivelmente, uma mulher?
O halde haber avcılarına Einstein'ı değil,.. ... sıradan bir psikopatı, muhtemelen bir kadını aradığımızı söyleyeyim mi?
Queremos pessoas capazes de ser um Kepler, um Heisenberg, um Einstein.
Kapasite sahibi insanlar bir Kepler olabilecek, bir Heisenberg, ya da Einstein.
Bem, eu tenho bastante certeza... de que Blackwolf não está envolvido, mas não é preciso ser um Einstein... para notar que estas pessoas eram índios... ou pessoas se passando por índios.
Blackwolf'un işin içinde olmadığına eminim. Ayrıca bunu yapanların kızılderili olmadığını ya da kızılderililer yapmış gibi gösterilmeye çalışıldığını anlamak için Einstein olmaya gerek yok.
CRIMINAL MINDS ( "Segredos e Mentiras" ) Albert Einstein disse :
quattro Albert Einstein şöyle demiş :
- Mais noventa dias, Einstein.
- 90 gün daha olacağım, Einstein.
E? Você e eu usamos 7 % do nosso cérebro. Entende?
Einstein beyninin 9 % unu kullanıyordu.
O Einstein usava 9 %. Aqui o Rupert usa 2 %.
Rupert, 2 % sini kullanıyor.
Esperto como... Einstein.
Einstein gibi.