Translate.vc / Portuguese → Turkish / Emil
Emil translate Turkish
474 parallel translation
- Número de membro? - 3795. Emil Dustermann.
Kayıt numarası kaç?
Ainda estão dois homens a revistar a sala da caldeira,
Bu sonuncu! Yukarı çık, Emil'in yardıma ihtiyacı var.
... Eva Hermann, Réu, Emil Hermann.
"... Eva Hermann, davalı, Emil Hermann. "
De seguida, vou chamar a depor o Dr. Emil Von Hollor, que nos dará um parecer.
Mahkemenin izniyle görüş bildirmesi için Dr Emil Von Hallor'ı çağırıyorum.
- Emil Von Hollor.
- Emil Von Hallor.
Emmy, notícias sobre a caça ao homem.
Emil, kaçak avında iyi bir öyküm var. Hazır mısın?
Passa-me ao Emile.
Bana Emil'i ver. - Masayı bağla.
Esqueça, Emil.
Unut gitsin, Emil.
Emil, por favor, champanhe do melhor.
Emil, lütfen, en iyi şampanyayı gönder.
Bem! Acaba de se abrir um precedente, Emil!
Bir kural yıkılıyor.
- Emil, tens uma caneta à mão?
- Emil, elinin altında kalem var mı?
- O Beauclere e o Emil não.
- Beauclere'le Emil kaçtı.
- O Emil mostra-lhe.
- Emil size gösterir.
- Ele não estará lá.
- Emil gelmeyecek.
Emil Hupka.
Emil Hupka.
Temo, meus senhores, que algo deve ser feito em relação ao Emil.
Baylar, korkarım Emil için birşeyler yapılmalı.
Tenho a certeza que não terei dificuldade em convencer o Emil a dar-me boleia.
Bir zorluk yaşamayacağımdan eminim... Emil'i beni arabasına almaya ikna ederken.
Acho que vou tomar o café aqui, Emil.
Sanırım burada alacağız, Emil.
Talvez, Emil, seja melhor ir contigo.
Belki de, Emil, seninle gelmem çok daha doğru olur.
Vamos, Emil.
Haydi, Emil.
Espero que te sintas melhor de manhã, Emil.
Umarım yarın sabah kendini daha iyi hissedersin, Emil.
Emil Hupka? Já ouviste falar dele?
- Emil Hupka, duydun mu?
Olha para o que fizeram com o Emil Hupka...
Bak Emil Hupka'ya ne yaptılar.
O Emil, que não fez nada.
Emil, hiçbir şey yapmamıştı.
Não te esqueceste do que fizeram com o Emil, pois não, Sebastian?
Emil'e yaptıklarını henüz unutmadın değil mi Sebastian?
Sargento Emil Klinger.
Çavuş Emil Klinger.
Sargento Emil...
Çavuş Emil...
Emil?
Emil mi?
- Sim, Emil?
- Evet, Emil?
- Não entendo, Emil.
Anlamadım, Emil.
- O fato é, Emil, tenho um.
Aslında, Emil, bir eşim var.
- Quem é Emil Sand? - Comerciante.
- Emil Sand kim?
Bem, vi luzes na igreja velha e pessoas a mexerem-se. E uma delas era Emil.
Neyse, ben kilisede ışıklar gördüm insanlar girip çıkıyorlar, onlardan biri de Emil.
E não encontrou nada no armazém de Emil.
Emil'in deposunda bir şey bulamadılar.
Emil?
Ve o...
Apoia-o?
Emil?
Davy, é verdade que teve uma luta de 4 dias com Mike Fink?
Hey Davy, mahzende cephaneyi saklayan Emil'i nasıl hakladın?
O microfone será colocado em frente ao acusado, Emil Hahn.
Mikrofonu davalı Emil Hahn'a uzatın.
Emil Hahn? O senhor está legalmente representado perante este tribunal?
Emil Hahn, bu mahkeme huzurunda bir avukat tarafından temsil ediliyor musunuz?
Emil Hahn estará lá?
Emil Hahn orada olacak mı?
Esperava o pior... quando vi... que Emil Hahn era o promotor público.
En kötüsünün olacağını ümit ettim. Özellikle de Emil Hahn'ı savcı olarak gördüğümde.
Emil Hahn.
Emil Hahn.
Emil Hahn interrogou-a?
- Sizi Emil Hahn mı sorguladı?
Emil Hahn conduziu a acusação?
Emil Hahn mahkeme süresince nasıl bir tavır takındı?
Emil Hahn...
Emil Hahn,
Emil Hahn... o descomposto, corrupto fanático... obcecado pelo demónio dentro de si.
Emil Hahn, kendi içindeki şeytan yüzünden.. .. çürümüş, kokuşmuş bağnaz.
O réu Emil Hahn pode dirigir-se ao tribunal.
Tanık Emil Hahn mahkemeye hitap edebilir.
Emil Hahn... o tribunal declara-o culpado e condena-o à prisão perpétua.
Emil Hahn, mahkeme sizi suçlu buldu ve ömür boyu hapse mahkum etti.
Estou a torcer por isso.
Pekala, Emil.
Mataram o Emil.
Emil'i öldürdüler.
Teve problemas com Emil Sand?
Emil Sand ile ne sorunun var?