Translate.vc / Portuguese → Turkish / Erótica
Erótica translate Turkish
317 parallel translation
A lua cheia brilhava sobre o mar nas alturas, erótica, perturbante.
Denizin üstünde vuku bulmuş dolunay erotik ve rahatsız ediciydi.
À luz da vela, imagino, à maneira ordinária e erótica de rapazes com mentes ordinárias e eróticas!
Yemek mum ışığındadır herhalde, basit, erotik kafalı erkeklerin, basit erotik tarzında!
- Deixem acima! - Mas... Dizia que a postura é Claramente erótica, voluptuosa...
Tavrı açıkça erotik, teşvik edici!
Se fossem indagar quantos terapeutas têm o casamento destruído, quantos casos de transferência erótica encontrariam?
Eğer evlilikleri sona ermiş terapistlere teşhis koymak isteselerdi, kaç tane erotik geçiş vakası bulabilirlerdi?
- A rapariga do problema da... transferência erótica.
- Erotik geçiş vakası olan kız.
Todas as sociedades tinham uma elaborada subcultura devotada à estimulaçäo erótica.
Her toplumda erotik uyarıya adanmış ayrıntılı bir alt kültür vardı.
Como parte do estudo da May sobre esta criatura, vamos tentar encontrar mais uma vez a ligaçäo entre estimulaçäo erótica e erecçäo.
Yaratık üzerinde May'in araştırmalarının parçası olarak, yine erotik uyarı ile ereksiyon arasındaki bağlantıyı bulmaya çalışıyoruz.
Esta experiência vai medir a estimulaçäo auto-erótica do córtex que conduz à erecçäo.
Bu deney, ereksiyona yol açan oto erotik korteks uyarısını ölçecektir.
Os velho são uma garantia de ciência erótica.
Yaşlı erkekler erotizm biliminin hazine sandığı gibidir.
Ciência erótica?
Erotizm bilimi mi?
As paredes estavam decoradas, com o que suponho, o Imperador considera ser, arte erótica.
Duvarlara İmparator'un erotik sanat diye düşündüğü şeyler asılmıştı.
És um encanto, sabes. Erótica, disso não há dúvida.
Bu çok çekici ve erotik.
Deixa lá vir a Caladonia fazer a sua dança erótica a Eros.
Caladonia, Eros'un şerefine, erotik tapınak dansını yapsın.
Ilha Erótica :
Adada Erotizm...
A nossa carequinha não conhece a arte... de satisfação auto-erótica?
Süssüz olanımız otomatik keyif verme ile pek laubali değil mi?
Erótica?
Çapkın?
Erótica.
Çapkın.
E a moça? Morena, atlética, erótica e reservada, como desejou.
Peki kız meselesine ne dersin?
- Foi quase erótica.
Oldukça erotikti.
Que queres dizer com erótica?
Erotikle neyi kastettin?
Mas agora vejo que só é uma... fantasia erótica.
Ve şimdi tüm bunların bir fantezi olduğunu öğrendim.
Grandiosa, lírica, erótica... muito garota-acompanhante É imbatível.
Muhteşem, şiirsel, erotik ve tam izci kızlara göre daha iyisi olamaz.
Se mudar de ideias tem aqui o meu número da linha erótica.
Eğer fikrini değiştirirse işte benim 900'Iü numaram.
Eu vou até aqui e disfruto da sua arte erótica Africana.
Ben en iyisi yine buraya girip Erotik Afrika Sanatı'nın tadını çıkartayım.
A viagem erótica de Milão a Minsk.
Milan'dan Minsk'e erotik yolculukmuş.
a estranha viagem erótica de uma jovem, de Milão a Minsk...
Genç bir kadının Milan'dan Minsk'e yaptığı tuhaf, erotik bir yolculuk.
A estranha viagem erótica de uma jovem, de Milão para Minsk.
Bir kızın, Milan'dan Minsk'e yaptığı erotik bir yolculuk.
Alguém gastou $ 300 em chamadas para uma tal linha erótica do Corey.
Biri 300 dolarlık arama yapmış ve "Corey Hattı" diye bir yeri aramış.
Olá. Esta é a Lina Erótica do Corey. São $ 4.95 por minuto.
Merhaba, Corey hattını aradınız- - Dakikası 4.95 dolar.
- É uma mulher erótica.
- Bir insan...
Imperatriz Vermelha foi o mais barroco e ousado ao mostrar a manipulação erótica quando descreve a transformação de uma inocente princesa prussiana em Catarina a Grande, Imperatriz da Rússia.
Her film, yönetmenin özenle hazırladığı erotik ritüelleri yıldızı Marlene Dietrich etrafında düzenlediği birer seremoniye dönüştürüyordu.
Se a tua ausência se prolongar, transformo-me em escritora erótica.
Bir dahaki sefere geç kalırsan, erotik romanlar yazmaya başlayacağım.
Há formas piores de morrer, mas não me lembro de nenhuma menos digna do que por asfixia auto-erótica.
Daha kötüleri de var ama "havasızlıktan boğulma" dan daha berbat bir ölüm düşünemiyorum.
Arte erótica?
Erotik sanat?
Foi uma chamada erótica da tua mãe e eu não tinha mais moedas.
Hayır. Annenin 900'lü numarasıydı. Ama bozukluğum bitti.
Dediquei-me outra vez á erótica ;
Erotizmi yeniden keşfettim, Helmer.
- Não, precisamos de diversão erótica. - Precisamos?
- Hayır, kendimizi kandırmamız lazım.
- É uma linha erótica?
Erotik telefon sohbeti mi?
Há uma fixação psicológica chamada hematofilia, que dá à pessoa afectada satisfação erótica ao consumir sangue humano.
Psikolojide Hematodipsia adı verilen, kişinin insan kanı içerek cinsel tatmini hedeflemesine neden olan bir saplantı tipi vardır.
Erótica...
Cinsel, evet.
- Tenho, sim. "Um conto deslumbrante, sobre mumificarão erótica."
Evet, var. "Erotik mumyalarla ilgili çarpıcı bir öykü."
Primeiro ia pôr "conto fascinante sobre mumificarão erótica"...
Başta, "erotik mumyaların ilgi çekici öyküsünü," yazacaktım.
Tenho um certificado para uma sessão fotográfica erótica grátis.
Ücretsiz erotik fotoğraf çekimi için belgem var.
Por favor, seleccione transação erótica.
Ve ikincisi hortum savaşıydı.
- E muito erótica?
- Acayip derecede erotik mi?
- Só duma forma erótica.
- Sadece erotik tarzda.
Até te atiraria dele, se necessário, mas evita actos físicos que não sejam de natureza erótica.
İyi geçeler.
Linha erótica.
Şimdi hemen biraz koli bandı bul, ve Steve'in gazetesi ile o pencereyi bantla!
Não é, David? Na tirada sobre atuação erótica.
Afedersin Helen, ama konuşmasında aralarındaki erotik çekimi,... değil mi David, ve bunu niye yaptığını çok net açıklıyor.
Adoro a tua terminologia erótica.
Küçük bir tuvalet faş-fuşu! Oh, seksi konuşmana bayılıyorum.
Às vezes basta uma carta erótica.
Bazen ateşli bir mektup.