Translate.vc / Portuguese → Turkish / Esperais
Esperais translate Turkish
63 parallel translation
O que esperais não é importante.
Sizin ne umduğunuz umurumda değil.
Esperais!
Umut ediyorsunuz!
- Esperais?
- Umar mısınız?
Se bateis à minha porta como se de uma taverna, esperais!
Bir leydinin kapısını meyhane gibi çalarsanız, beklemeyi hak ederseniz.
Esperais que acredite nisso?
Buna inanmamı mı bekliyorsunuz?
Ainda assim, esperais que eles morram por vós?
Yine de sizin için ölmelerini bekliyorsunuz.
Esperais morrer amanhã?
Yarın ölmeyi mi bekliyorsun?
Não esperais que vossos filhos sejam reis?
Çocuklarının kral olmasını umut etmiyor musun?
Esperais alguém, Excelência?
Lordum birini bekliyor mu?
Esperais que leia despachos a esta hora da noite?
Bu saatte mesaj okumamı mı bekliyorsun?
Não esperais que a leia?
Okumamı beklemiyorsun ya!
Esperais que acredite que vos convidou para ir ao quarto com o marido a algumas portas de distância?
Kocası birkaç oda uzaktayken mi odasına çağırdı seni?
Esperais que acredite que vos atraiu ao quarto, para falsamente, vos acusar de violação?
Seni yanlışlıkla tecavüzle suçladı, buna mı inanmamı istiyorsun?
Recusais-me um simples favor, e esperais indulgência?
Benden küçük bir yardımı esirgiyorsunuz... sonra da hoşgörü mü bekliyorsunuz?
Porque é que esperais?
Neyi bekliyorsunuz?
Enquanto esperais por ele, podeis treinar comigo.
Onu beklerken benimle alıştırma yapabilirsin.
Sei que cumprirá o que esperais dele.
Beklentilerinize uygun davranacak.
Porque esperais?
Hâlâ ne durursun?
Por que esperais?
Ne bekliyorsun?
Esperais mais alguem?
Başka birini mi bekliyorsun?
Por que esperais?
Ne bekliyorsunuz?
A reacção dele pode não ser a que esperais.
Beklediğiniz tepkiyi alamayabilirsiniz.
O que esperais?
Neyi bekliyorsun?
O que esperais desta missão?
Gerçekten umutlu musun?
Esperais!
Bekleyin!
Esperais que aceitemos que culpeis fadas deste pérfido crime?
Böyle bir suçu masal yaratıklarına yüklerken buna inanmamızı bekliyorsun.
Estou desapontado porque vós ainda não esperais uma criança.
Hayal kırıklığına uğradım çünkü hala hamile değilsin.
Dizeis que os títulos não importam, mas portai-vos como um príncipe e esperais que eu vos sirva como uma criada.
Kim olduğunuzun önemi yok demenize rağmen bir prens gibi davranıyor ve benden de bir hizmetkâr gibi davranmamı bekliyorsunuz.
E o que esperais para o vosso irmão? O Reino dos Céus?
Peki ya keşiş için ne umuyorsun?
Não esperais conseguir converter toda a gente, pois não?
- Herkesi değiştiremezsin, değil mi?
Esperais desde sempre e duvido que acabeis em arcebispo.
Hayatın boyunca bunu bekledin zaten.
O que esperais?
Ne ümit ediyorsun?
Esperais que vos apoiemos uma segunda vez?
Desteğimizi ikinci defa vermemizi mi bekliyorsunuz?
Esperais que ela veja o povo dela morrer à fome sem lançar chamas?
Ateş solumadan halkının ölmesini seyretmesini mi bekliyorsun?
Os músculos ficam tensos quando esperais.
- Tuttuğun zaman kasların gerilir.
Esperais por alguém?
- Birini mi bekliyorsunuz?
Se eles são fracos, porque esperais?
Eğer zayıflarsa, neden bekliyorsunuz?
- Por que esperais?
- Ne diye bekliyorsun?
O Nostradamus disse-vos algo que esperais ser verdade?
Nostradamus sana, gerçekleşmesini umduğun bir şey mi söyledi?
E como esperais encontrar 80 libras?
80 poundu nereden bulmayi umuyorsun o halde?
Ainda esperais pelo vosso belo soldado?
Hala genç yakışıklı askerini mi bekliyorsun?
Sois invulgarmente clara quanto ao que esperais dos outros, D. Lola.
başkalarını arzularına göre alışılmadık bir şekilde farklısın, Lady Lola.
Esperais que acredite que não sabeis de nada?
Benden senin bununla ilgili bilgin olmadığına inanmamı mı bekliyorsun?
Que esperais encontrar lá?
Orada ne bulmayı umuyorsun?
E o que esperais que ele faça, arrisque despromover os nobres de que depende?
Ondan ne yapmasını bekliyorsun? Tek destekçisi olan soyluların elinden oy haklarını almasını mı?
Minha senhora, porque não esperais cá fora?
Leydim, neden aşağıda beklemiyorsunuz?
Enquanto esperais, uma coisinha para vos ajudar a relaxardes, porque pareceis um pouco nervosa.
Beklerken, seni rahatlatacak bir şey, biraz gergin gözüküyorsun.
Não esperais que os vossos filhos sejam reis, quando aquelas que me deram o título de barão de Cawdor não vos prometeram menos?
Evlatlarının kral olacağından umudun yok mu? Bana Cawdor beyliğini bahşedenler sana da verdiler ya bunun sözünü.
E que esperais encontrar no final da estrada para Meereen?
Peki Meereen yolunun sonunda ne bulmayı umuyorsun?
O que esperáis?
Ne bekliyorsunuz?
- Que esperais?
- Devam edin!