Translate.vc / Portuguese → Turkish / Estais
Estais translate Turkish
2,458 parallel translation
Mas vós estais resplandecente.
Sen gerçekten muhteşem görünüyorsun.
Estais radiante, Vossa Graça.
Göz alıcı görünüyorsunuz majesteleri.
Que estais a fazer?
Ne yapıyorsunuz?
Que estais a fazer?
Ne yapıyorsun?
Estais a esperar.
Tutuyorsun.
Porque estais aqui, minha senhora?
Neden buradasın leydim?
Não estais a fazer isto pelo vosso deus, estais a fazê-lo por ouro.
Tanrınız için yapmıyorsunuz bunu. Altın için yapıyorsunuz.
Perguntais-vos porque estais aqui, não perguntais?
Neden burada olduğunu merak ediyorsun. Değil mi?
Onde estais, quem sou eu, porque vos faço isto.
Nerede olduğunu. Kim olduğumu. Neden bunu yaptığımı.
Se julgais que isto vai ter um final feliz, não estais a prestar atenção.
Bunun mutlu sonla biteceğini sanıyorsan hiçbir şey anlamamışsın demektir.
Eu traí o Robb, por isso é que estais a torturar-me.
Ben Robb'a ihanet ettim. Bu yüzden işkence ediyorsun.
Estais a pagar pelos meus pecados, Tio.
Günahlarımın bedelini sen ödüyorsun dayı.
Pois devíeis, mas em vez disso, estais a observar-me a não conseguir jantar, porquê?
Bence de. Ama onun yerine oturmuş eti kesemememi izliyoruz. Neden olabilir ki bu?
Não estais em posição de insistir nada.
Herhangi bir konuda ısrar edecek konumda değilsin.
Estais a sê-lo neste preciso momento.
Tam olarak şu an veriliyor.
Nobre senhor, estais na presença de Daenerys Stormborn da Casa Targaryen, Rainha dos Ândalos e dos Primeiros Homens, Khaleesi do Grande Mar de Erva,
Asil lord, şu an Targaryen Hanesi'nden Daenerys Fırtınadadoğan Andalların ve İlk İnsanlar'ın kraliçesi Büyük Çim Denizi'nin Khaleesi'si Zincirkıran ve Ejderhaların Annesi'nin huzurundasınız.
Presumo que estais satisfeita?
Seni tatmin ettiğini kabul ediyorum?
Senhor Bisticci, como estais?
Sinyor Vesticci, nasıl gidiyor?
Estais a olhar para o Da Vinci, se ele diz que é uma granada...
Karşındaki Da Vinci senin. Bu bir el bombası.
Mas porque ela ficou com ele, se agora vós estais juntos?
Ama neden onunla buluşuyor ki? Artık bir araya geldiniz.
Se estais nesta sala, é porque pertenceis ao meu círculo de confiança.
Bu odada olmanızın sebebi en çok, güvendiğim kişiler arasında olmanızdır.
Mas certamente que estais habituado a ser seguido por cheiro a merda.
Elbette sizi gittiğiniz her yerde takip eden bok kokusuna artık alışmışsınızdır.
Sei o que estais a pensar.
Şu anda ne düşündüğünü biliyorum.
Porque estais aqui, Senhora?
Neden buradasın, Signora?
Estais linda esta noite.
Bu akşam çok şık görünüyorsunuz.
E estais a fazer um trabalho admirável.
Ve hayran olunası bir iş yapıyorsun.
E estais tão sintonizado com o infernal que sentistes os problemas delas em Roma?
Roma'dan bu sorunu hissedebilecek kadar aşina mısınız cehenneme?
Estais em solo florentino e quero-vos fora daqui, já!
Şu anda Floransa topraklarındasın kuyruğunu kemiriyorsun ve ben hemen buradan gitmeni istiyorum.
- O que estais a fazer? - Procurem ali.
- Ne yapıyorsunuz?
Estais a sugerir que este falso deus... é uma encomenda do patrono mais recente do vosso filho?
Yani bu sahte tanrının, oğlunun son patronunun ısmarlaması olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun?
Aceitei os vossos avanços porque estais prometido.
Bir kaç kez. Başın bağlı diye bana asılmana açıkça izin verdim
Ficai onde estais, imunda!
Olduğun yerde kal. İğrenç.
Senhora, estais atrasada um dia.
Signora, belli ki haberiniz yok.
Estais disposto a pôr de lado o vosso brinquedo... para me manterdes em Florença?
Beni Floransa'da tutmak için, oyuncağından vazgeçmeye hazır mısın?
Podia tentar fugir, mas não estais ferido... e o vosso cavalo está mais folgado.
Kaçmayı deneyebilirim. Fakat sen yaralı değilsin ve atın daha az yorgun.
O que estais a fazer?
- Ne yapıyorsun?
Senhor, que estais nas alturas, ouvi-me.
Tanrım yüce olan, duy beni.
Irmão! Onde estais?
Ağabey, neredesin?
Estais sempre a falar sobre o meu irmão.
Sürekli ağabeyim hakkında konuşuyorsun.
Estais com ele Senhor, a sério?
Gerçekten, onun yanında mısın Tanrım?
Pai nosso que estais no céu, santificado seja o Vosso Nome.
Ey goklerde olan babmiz Adin kutsal olsun egemenligin gelsin
Pai nosso que estais no céu santificado seja o Vosso nome.
Göklerdeki Babamız adın kutsal kılınsın.
Como vós estais certos agora.
Tıpkı sizin şimdi emin olduğunuz gibi.
O que estais a fazer, idiotas? !
Ne yapıyorsunuz aptallar?
O que estais a fazer?
Ne yapıyorsun?
Mas que raios estais a fazer? !
Ne bok yiyo'n lan orada?
Estais todos aperaltados...
Amma da süslenmişsiniz.
Ainda que tenha de andar por vales tenebrosos, nada temerei, porque Vós estais comigo.
Ölümün gölgesinin gezdiği vadiden yürüdüğümde yanımda olduğun sürece hiçbir kötülükten korkmayacağım.
Pai Nosso, que estáis no Céu, santificado seja o Vosso Nome, venha a nós o Vosso Reino, seja feita a Vossa vontade, assim na terra como no céu.
Göklerdeki Babamız... Adın yüceltilsin... Hükümdarlığın gelsin...
- Estáis a ver?
- Görüyor musunuz?
O que me estais a dizer? !
Ne?