English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Evitá

Evitá translate Turkish

1,594 parallel translation
Não posso evitá-lo.
Elden bir şey gelmez.
Eu sei, mas não posso evitá-lo.
Biliyorum ama benden bu kadar.
Ao tentar evitá-lo perdi o control do carro.
Çarpmamak için direksiyonu kıvırdım ancak arabanın kontrolunu kaybettim.
Eu sei. Já não tenho como evitá-lo.
Biliyorum ama vazgeçemem.
Uma vez fui suficientemente tola para ir conhecer alguém num lugar deserto e, antes que pudesse evitá-lo, fui violentada.
Bir defasında çok tenha bir yerde buluşmak gibi bir aptallık yaptım ve tacize uğradım.
O Jason pegou no pedaço de papel e, antes que pudéssemos evitá-lo... ele saiu a correr, voou por cima de 25 lances de escada... até a sala do director e invadiu-a, interrompendo uma reunião... com o procurador-geral da república!
Her neyse, Jason bu belgelere bir göz attı ve biz onu durduramadan 25'inci kattaki direktörün ofisine koşarak çıktı odaya dalıp, direktörün başsavcıyla yaptığı görüşmeyi böldü.
Conseguimos evitá-lo em ratos.
Farelerde bunu başardık.
Ele desviou-se para evitá-lo. Os seus reflexos estavam perfeitos.
O yola girmekten çekinmedi Refleksleri çok iyiydi
- Não podemos evitá-lo para sempre!
Açma. Sonsuza kadar ondan kaçamayız.
Procurei o Lex porque ele quer encontrar toda a verdade não evitá-la.
Lex le tekrar görüşüyorum çünkü gerçeği bulmak istiyor ondan kaçmayı değil.
Se os Ori a tinham detectado ou se os próprios Priores conseguiram evitá-la, não sabemos.
Ori mı tespit etti, yoksa rahipler mi engelledi, bilmiyoruz.
Não preciso de expô-lo a uma acusação federal se posso evitá-lo.
Müvekkilimin federal mahkemeye çıkmasını engellemeye çalışıyorum.
Eu sei, pareço o meu pai, não consigo evitá-lo.
Biliyorum, biliyorum. Babam gibi konuşmaya başladım. Elimde değil.
É biológico, não posso evitá-lo.
Bu biyolojik bir şey. Elimde değil.
Não, não estou a evitá-lo, mas, eu disse-te, ainda não sei bem o que lhe dizer.
Hayır, onu kaçınarak değilim ama söyledim, gerçekten henüz ona ne diyeceğimi bilmiyorum.
Como hei-de evitá-lo?
Ondan nasıl kaçabilirim?
Não consigo evitá-lo.
Ona yardımcı olamam.
Sabemos que as estradas da costa estão bem defendidas... Para evitá-las... cruzaremos os Alpes.
Bu hattın çok iyi korunduğunu biliyoruz, bundan kaçınmak için Alpler'i aşacağız!
- Vieste de longe para evitá-la.
Ondan uzaklaşmak için epeyce yolculuk yapmışsın.
Simplesmente não posso evitá-lo.
Kendimi tutamıyorum.
Arranjei maneira de evitá-lo.
Onu atlatmamızın yolunu ayarladım.
Mas podes evitá-lo à minha frente?
Ama benim yanımda içmesen.
Eu nunca sorrio, se puder evitá-lo.
Bu tip durumlarda asla gülmem.
Bem, Dra. Blake, se não me tivesses tentado fazer um exame médico, eu não teria tomado medidas tão extremas para evitá-lo.
Dr. Blake, eğer beni muayene etmeye çalışmamış olsaydınız ondan kurtulmak için böyle aşırı önlemler almak zorunda kalmazdım.
Devemos evitá-lo. Sr. Yagami...
Bu işi önlemeliyiz, Bay Yagami.
Para ser sincera, estava a evitá-lo.
Aslına bakarsan bundan kaçınıyordum.
Eu só vou evitá-la o resto do ano.
Yıl sonuna kadar ondan kaçacağım.
A ideia do percurso dos obstáculos, é evitá-los.
Engelli parkurun amacı engellere takılmadan ilerlemektir, çocuk.
Não consigo evitá-lo.
Elimde değil.
Grandes olhos saltados que ajudam a caçar na escuridão, uma estratégia que evita uma competição direta com os leões marinhos.
Büyük ve şişkin gözleri karanlıkta avlanmalarını sağlıyor. Bu strateji sayesinde deniz aslanlarıyla doğrudan bir çekişmeye girmiyorlar.
Evita que a vista inche se for atingida.
Darbe aldığında gözün şişmesini engelliyor.
Juraste que te ias a divorciar, agora tenho que ajudar a evita-lo?
2 yıldır boşanacağına yemin ediyorsun, şimdi yardımıma mı muhtaçsın?
Evita as festas de chá.
Çay partisine dikkat et.
Não posso evitá-lo, Harry.
Mani olamıyorum, Harry.
Sou fã, não consigo evitá-lo.
Elimde değil.
Evita que os jogadores marquem as cartas.
Oyuncuların kartları işaretleyememesi için.
Conheço uma casa de hambúrgueres terrível. Até o dono a evita.
Şu berbat burger lpkantasını biliyorum, sahibi bundan kaçınsa da.
Mas tenta evitá-lo.
Fakat bunun dışında kalmaya çalış
Mas isso não evita que tudo seja real.
fakat bu onu gerçeklerden korumaz ki.
Sei que ele evita o Tony, porque não consegue vê-lo assim.
Tony'nin yüzünü öyle görmeye dayanamıyor, biliyorum.
- O que evita que eu vá?
- Beni durdurabilecek bir şey var mı?
Sei que pode não ser muito confortável, mas é mais higiénico e evita infecções por fungos.
Hantallık yapacağını biliyorum ama açık konuşmak gerekirse bu, sürtük gibi görünmeni mantar kapmanı engeller.
O House normalmente evita casos.
House normalde vakalardan kaçar.
Evita esses complicados problemas parentais, como se o há-de deixar conduzir aos 16 anos.
16 yaşında araba kullanmasına izin vermek gibi sorunları bir kenara bırak.
Entretanto, evita a Laguerta e fala com o Capitão Matthew.
Ha bu arada, Laguerta'dan uzak dur ve Kaptan Matthews ile konuş.
E ele evita o touro com uma Verónica magistral.
Ustaca bir hamleyle boğadan kaçıyor.
Evita "gatilhos de desejo".
Şehvet tetikleyicilerinden kaçın.
E ainda usas a tua aliança. O que evita que algum homem se aproxime de ti.
Ve hala alyansını takıyorsun, yakınına bir erkeğin yaklaşmasını önlemek için.
- Então, evita os sarilhos.
O zaman beladan uzak durmalısın.
Portanto, evita a tentação e vai para casa.
Nefsine hakim ol. Eve git.
Ao fim do episódio fantasmático, quando chegamos ao ato sexual, mais uma vez a mulher evita o herói.
Fantazi bölümünün bitimine doğru cinsel ilişkinin gerçekleştiği sahnede,... kadın da adamı yok sayar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]