Translate.vc / Portuguese → Turkish / Fans
Fans translate Turkish
118 parallel translation
É muito fácil. Tudo o que precisas são dois "fans" e um bom professor.
Sadece iki hayran ve iyi bir öğretmene ihtiyacın var.
Lembrem-se, adeptos, a entrada no filme "Assalto ao Arranha-céus" é gratuita para quem já era nascido quando os Indians ganharam a Liga.
Bara en påminnelse till er fans om en "Die Hard" kväll som kommer här på stadion. Gratis inträde till den som faktiskt levde när Indians senast vann en buckla.
O que eu quero fazer para os meus fans, é cantar um slow.
Artık hayranlarım için duygusal bir şarkı yapmak istiyorum
Fans?
Hayranların mı?
Eles são meus fans!
Onlar benim hayranlarım!
São os meus fans e não teus.
Benim hayranlarım, sizin değil.
Boa noite, fans de ballet.
İyi akşamlar, bale hayranları.
Se Washington marcar aqui, fans felizes irão ficar doidos... e virar carros ao contrário, esta noite na capital da nossa nação.
Eğer Washington kazanırsa, mutlu taraftarlar çapulculuk yapacak... ve başkentteki arabaları ters çevirecekler.
Dizia, "D-Fens"!
"D-Fans."
D-traço-F-E-N-S.
D-tire-F-A-N-S. "D-Fans."
D-Fens.
D-Fans.
Bem, nós matamo-lo, mas os fans... Deus os abençoe, eles querem mais.
Şey, öldürdük, ancak hayranlar Tanrı onları korusun, fazlasını istiyorlar.
Jackie Robinson, o célebre numero 42, o primeiro negro na 1ª liga, continua cativando os fans.
Beyzbol birinci ligindeki ilk zenci olan... Robinson Brooklyn'in ünlü 42 numarası Jackie Robinson etkileyici oyunuyla tüm ülkedeki hayranlarının gönüllerini fethediyor.
Agora a bola volta a entrar em jogo. Mas já não é a que o fans aclamavam.
Sahada yine top var ama bu Dodger taraftarlarını sevindiren türden değil.
Jane, comparaste a percentagem de teenagers masculinos fans do Rex Manning... com os casos de homossexualidade na faixa dos teenagers masculinos?
Rex Manning'in hayranı olan genç erkekler arasında... homoseksüelliğe olan eğilim yüzdesiyle ilgili bir araştırma yaptınız mı?
Ele foi medalha de ouro nos jogos olimpicos e é respeitado por muitos fans de boxe e pela revista "Ring"...
Olimpiyat'ta altın madalya kazanmış olup, pek çok boks hayranı ve Ring Magazine tarafından dünya ağır sıklet şampiyonu olarak adlandırılıyor.
Bem, fans, Os Giants tiveram uma atitude que não supreendeu ninguém.
Giants biraz sürpriz bir kadro yaptı.
Estou impressionado por conseguir jogar tão bem... dada a energia que despende... com as obras de caridade e com os seus fans.
Çok iyi bir oyuncu olup... yardım işlerine ve hayranlarınıza... bu kadar zaman ayırabilmenizi takdir etmemek mümkün değil.
Claro, querida, estou sempre livre para os meus fans.
Tabii ki, hayranlarım için her zaman vaktim vardır, tatlım.
Os condóminos não queriam fans nem fotógrafos a rondar o prédio.
- Bu doğru. Oturanlar etrafta hayranlarını görmek istemiyordu.
Isso é para os fans. Não se usa T-shirts da banda em que se está.
- Onları izleyiciler için yaptık.
Pat, acho que é seguro dizer que todos estes fans vieram aqui para ver um jogo de futebol!
Pat, tüm seyircilerin futbol izlemeye geldiğini kesinlikle söyleyebilirim!
Têm muitos fans dos Kings no controle da missão.
Görev Kontrol'de, sadece birkaç tane King taraftarı var.
Para os fans que o viram desde os dias como uma rapaz do Liceu da Carolina do Norte. O que sobressaía agora não era apenas a técnica mas a vontade de vencer.
Onu Carolina'da öğrencilik döneminden beri izleyen taraftarlar için, değişen şey sadece yetenek değil, aynı zamanda irade gücüydü.
O terceiro jogo serviu de agradecimento para os fans.
Ve üçüncü maç seyircilere bir teşekkür notu gibiydi.
Em Chicago, os fans enchiam o restaurante de Jordan. e 23,000 cheios de esperança enchiam o United Center.
Chicago'da, hayranları Michael Jordan'ın lokantasını, ve 23,000 inançlı da United Center'ı doldurmuştu.
Dia, fans do teatro!
Günaydın tiyatro severler!
Acho que temos uns fans dos Gator.
Sanırım Gator hayranlarımız var.
Na verdade todos estes fans dos Gators só dizem mal dos outros.
Asıl konu Gator hayranlarının her zaman saçma sapan konuşması.
Digna, como quase todas as cerimónias francesas.
Birçok Fansız töreni gibi çok seçkindi.
É triste que os fans do Mets sejam tão implacáveis.
Met taraftarlarının buruk olması ne kadar üzücü.
A verdade está nas ruas, Stil. Não nesta parada de psico-fans que rondam este palácio com rituais e estatísticas sem sentido.
Stil dalkavukların anlamsız istatistikleri ve boş ayinleriyle cirit attıkları bu sarayın koridorlarında değil...
ok, fans do desporto está na altura de um pequeno jogo.
pekala taraftarlar, küçük bir oyunun vakti geldi.
mas saiba que, alguns de nós jornalistas somos fans então direi apenas, boa sorte.
Ama bilmelisin ki bazi muhabirler bile fanatiktir bu yüzden sana sadece iyi şanslar dileyeceğim.
VEJO, QUE O NOSSO CLUBE DE FANS ESTÁ REUNIDO. "MAIS SANGUE NÃO"
Hayran kulübümüz toplanmış bakıyorum.
Porque os seus fieis fans compraram quase todos os quartos do hotel.
Çünkü sadık hayranları otelimizdeki tüm odaları tuttular.
Cartas dos fans.
Hayran mektubu.
E este menino vai ter, toneladas de cartas de fans.
oğlum ve oyuncaklarımız hayran mektubu alacak!
Os fans dão-me flores depois do espectáculo mas ele não estava no teatro.
Gösteriden sonra hayranlarımda çiçek verdi ama o tiyatroda değildi.
E os fans de Heavy Metal considerados casos perdidos, a escoria da sociedade.
Metalciler ayaktakımıydı, sorunlu gençlerdi. Toplumun çıbanbaşıydılar.
Este estilo tem milhões de fans apaixonados em todo o mundo.
Bu müziğin, dünya çapında milyonlarca ateşli hayranı var.
Antes de abordar como o Heavy Metal dividiu as pessoas, quero explorar um tema que tem dividido os fans de Metal :
Heavy metal'in, insanları nasıl ikiye ayırdığını anlatmadan önce yıllardır metalcileri ayrılığa düşüren bir konuya eğileceğim.
Eu diria que a maioria dos fans, os verdadeiramente bons, foram fanáticos da música clássica obscura.
Metalcilerin, özellikle iyilerinin çoğu klasik müzik hastasıdır.
O Metal, os fans amam-no para sempre!
Ama metalciler hep metalci kalır.
E já a maioria dos fans estão de ressaca.
Dinleyicilerin çoğu akşamdan kalma.
Os fans de mais de 20 países percorrem milhares de quilómetros para estar em Wacken.
20'den fazla ülkeden kilometrelerce yol katedip buraya geliyorlar.
Como antropólogo que sou, estou aqui para analisar os elementos que unificam este grupo de fans.
Antropolog olarak görevim bu insanları birleştiren ögeleri incelemek.
É uma sub-estructura da sociedade, porque, aquilo que atrai entre si os fans de Metal é a atitude tribal.
Bu toplumun bir alt katmanıdır çünkü hayranlarını çeken şey topluluk ruhudur.
OS FANS
HAYRANLAR 13 yaşındayım.
O Metal é unificado por muito mais do que o modo como se vestem os fans, porque o apoio das massas tem sido inconstante nos últimos 35 anos.
Metal, hayranlarının kıyafetinden ötedir.
São os fans mais dedicados quem tem mantido o Metal vivo.
35 senede popülerliği arttı ve azaldı ama hayranları metali ayakta tuttu.