English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Farnum

Farnum translate Turkish

104 parallel translation
- É o Eddie Farnum.
- Evet, Eddie Farnum.
O que se passa, Farnum?
Ne o, Farnum?
Lembre-se, foi o advogado espertalhão que safou o Farnum.
Hatırlıyor musunuz? Farnum'u hapisten çıkaran kurnaz avukat.
Farnum...
Farnum...
Não, Sr. Farnum.
Hayır Bay Farnum.
Por favor, pare de me dirigir a palavra, Sr. Farnum.
Lütfen benimle konuşmayı bırakın Bay Farnum.
Mais especificamente, posso dizer que, no cemitério, o Sr. Farnum aumentou a proposta em mais $ 7.500.
Daha doğrusu, mezarlıkta... Bay Farnum teklifini yükseltti. 7500 dolar.
O que pretende, Sr. Farnum?
Ne istiyorsunuz Bay Farnum?
- O Farnum é que fez uma proposta.
- Ona E.B. Farnum teklifte bulundu.
- O Farnum é o seu pau mandado.
- Farnum senin adamın.
- E.B. Farnum, como está?
- Merhaba, ben E.B. Farnum.
Resultado final, o Tim vendeu a sua concessão ao E. B. Farnum.
Ama sonuç ne oldu? Tim hakkını E.B. Farnum'a sattı.
Al, o E. B. Farnum viu-me aqui e seguiu para a saída.
Al, az önce E.B. Farnum beni gördü ve kapıya yöneldi.
Não, mas você está muito atrasado, Farnum.
Hayır, ama çok geç kaldın Farnum.
O tempo provaria que a concessão nove acima da descoberta, valia mais do que $ 16.000, Sr. Farnum.
Bay Farnum, 9. Numaralı madenin 16 bin dolardan... daha fazla ettiğini düşünüyorum.
O Farnum, o dono deste hotel.
Bu otelin sahibi Farnum.
Tive de ir até aos $ 20.000, para derrotar o Farnum.
Farnum'u ekarte etmek için 20 bin dolarımızın tümünü kullandım.
E.B. Farnum, cavalheiros.
Baylar, ben E.B. Farnum.
Foi uma mistura de experiências, Sr. Farnum.
Karışık bir deneyim yaşadım Bay Farnum.
Ontem à noite, Sr. Farnum, diante de testemunhas no Gem... ofereceu US $ 16.000.
Bay Farnum, dün gece Gem Saloon'da, şahitler önünde... bana 16 bin dolar teklif ettiniz.
O Sr. Farnum, Sra. Garret.
Bay Farnum, Bayan Garret.
O Farnum arrastou-se até aqui.
Farnum belli etmeden bu tarafa geçti.
Vou pentear macacos antes de pagar uma multa a E. B. Farnum.
E.B. Farnum'a para ödemektense ayı kıçı yalarım daha iyi.
Então, deixe que Farnum emposse o maldito aqui.
Farnum ona burada yemin ettirsin o zaman.
- Obrigada, Sr. Farnum.
- Sağolun Bay Farnum.
- Posso dar uma olhada, Sr. Farnum?
- Bakabilir miyim Bay Farnum?
Seria boa ideia mandar uma carta ao jornal? Faço a proposta ao Farnum ao mesmo tempo?
Farnum'a teklif götürdüğüm zaman... gazeteye de mektup yazsam iyi olur mu?
Tenho de falar com o E.B. Farnum.
E.B. Farnum'la görüşecektim.
O Sr. Farnum não está na caixa.
Bay Farnum yerinde değil.
O Sr. Farnum está a acertar o trabalho de escritório.
Bay Farnum hep masa başında çalışıyor.
Ou devo dizer o Presidente Farnum?
Yoksa Başkan Farnum mı demeliyim?
Procuro E.B. Farnum.
E.B. Farnum'ı arıyorum.
Sou o Presidente E.B. Farnum, Sr. Adams.
Başkan Farnum benim Bay Adams.
Acabei de voltar do riacho, Sr. Farnum.
Dereden geliyordum Bay Farnum.
- Farnum é o prefeito.
- Farnum, belediye başkanı oldu.
O Al Swearengen é uma pista e o Farnum é só... a sua bola de bilhar.
Al Swearengen bir bilardo sopası ve Farnum... yalnızca bir top.
Ou a viúva está zonza quando o Farnum a vir, ou pagas tu.
Farnum bir daha dulu ayık bulursa sana ödetirim.
Quando o Farnum vier, para ganhar tempo até ficar boa, finja que está drogada.
Farnum gelince, iyileşmen için zaman kazanalım diye... afyonun etkisindeymişsin gibi rol yapman gerek.
Diz : "Para o Sr. Farnum, Wu."
"Bay Farnum için, Wu" de.
"Lençóis, para o Farnum."
"Farnum için çarşaf."
Melhor, Sr. Farnum.
Daha iyiyim, Bay Farnum.
- E.B. Farnum.
- E.B. Farnum.
Isso é o significado do meu nome.
E.B. Farnum adı cesaretle özdeşleşmiştir.
Em relação ao terreno... que o meu marido comprou antes de ser morto, estou inclinada a aceitar a última oferta do fantoche do Sr. Swearengen, e ficar-lhe-ia muito grata, se dissesse isso ao Sr. Farnum, porque fico doente só de falar com ele.
Eşimin, öldürülmeden önce... satın aldığı araziye gelince... Bay Swearengen'ın kuklasının verdiği son fiyatı kabul etme niyetindeyim. Bunu Bay Farnum'a siz söylerseniz minnettar kalırım... çünkü onunla konuşmak midemi bulandırıyor.
Por isso, vou lá abaixo... falar com o Sr. Bullock no restaurante absurdo do Sr. Farnum.
Bu yüzden, aşağıya inip... Bay Farnum'un gülünç restoranında Bay Bullock'la konuşacağım.
- É uma bonança, Sr. Farnum.
- Zengin bir damar Bay Farnum.
Obrigado, Sr. Farnum.
Teşekkür ederim Bay Farnum.
Tem uma caneta na secretária, Sr. Farnum?
Masanızda bir kalem bulunur mu Bay Farnum?
Apesar do minucioso desvelo do tonto com quem se casou, vou desvelar também a sua viúva, com o auxílio de sócios leais como... o Eustace Bailey Farnum, agindo como intermediários e joguetes.
Evlendiği adamı kazıkladığım gibi... dul kadını da kazıklayacağım. Aracı olarak da... Eustace Bailey Farnum gibi sadık dostlarımı kullanıyorum.
Acenarei ao Farnum com um pagamento simbólico.
Farnum'a bir sus payı veririm.
O Sr. Farnum disse que tinha algum tipo de deficiência física.
Bay Farnum fiziksel bir rahatsızlığın olduğunu söylemişti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]