Translate.vc / Portuguese → Turkish / Fate
Fate translate Turkish
110 parallel translation
Me chamo Destino, Henry J. Destino.
İsmim Fate ( Kader ). Henry J. Fate.
Apenas um serviço de Henry J. Destino.
Henry J. Fate'in küçük bir hizmeti.
Apenas assim poderá recordar que uma vez, o destino interferiu.
Fate'in ( Kader ) devreye girdiği geceyi hatırlamanız için ufak bir şey.
Sr. Henry Destino, comerciante de utensílios, tarros, caçarolas,... pomadas e poções.
Bay Henry Fate. Mutfak gereçleri, kap kacak, merhem ve iksir satıcısı.
Porque, como vê, o destino pode funcionar assim...
Çünkü gördüğünüz üzere, kader ( Fate ) böyle işleyebilir.
Então é parva e mereceu o seu destino. Ouça, Yeto, ou lá como se chama.
Then she is a fool and she deserves her fate.
Como é que eu sei que és mesmo uma Destino?
Senin gerçekten bir Fate olduğunu nasıl bileceğim?
Eu sou a Destino do passado.
- Ben geçmişin Fate'yim ( Kader Tanrıçası ).
És a terceira... destino do futuro, estou certo?
Sen üçüncüsüsün... geleceğin Fate'i, haklı mıyım?
Com esta chama, eu invoco as três Moiras...
Bu alevle üç Fate'i ( Kader Tanrıçaları ) çağırıyorum...
Toda a gente conhece as três caras das Moiras.
- Herkes Fate'in ( Kader ) üç yüzünü bilir.
Quer dizer que, depois disto tudo, ficamos com o Jack Fate?
Yani onca zamandan sonra Jack Fate'le mi yetineceğimizi söylüyorsun.
A propósito, o Jack Fate não é um irmão negro, é?
Bu arada, Jack Fate yakın bir akrabanız falan değil herhalde.
Acha que vai levar a melhor com o Jack Fate...
Jack Fate'i getirerek işi ucuza halledebileceğinizi sanıyorsunuz.
Não está entendendo. Quando ouviram o nome do Jack Fate, fez-se um silêncio total.
Anlamıyorsun Jack Fate'in adının geçtiğini duyduklarında... tam bir sessizlik oldu.
Eles não sabem quem é o Jack Fate?
Jack Fate'in kim olduğunu anlayamıyorlar mı?
Ninguém sabe quem ele é.
Artık kimse Jack Fate'in kim olduğunu bilmiyor.
Que quer fazer em relação ao Jack Fate?
Jack Fate konusunda ne yapmak istiyorsun?
O Jack Fate não entende nada.
Jack Fate hiçbir şeyden anlamaz.
Delicie os seus olhos com os Simple Twist of Fate.
Gözlerine "Kaderin basit bir cilvesi" ile bir ziyafet çek.
A melhor e única banda do mundo!
Dünyadaki tek ve en iyi Jack Fate parçası yorumlayan grup.
Não temos só o Twist of Fate.
Sadece "Kaderin Cilvesi" değil...
Temos o Cha Cha, The Bugaloo e o Watusi of Fate!
Kaderin Cha-Cha'sı, Boogaloo'su Watusi'si karşınızda...
Jack Fate!
Jack Fate!
Menina Verônica, apresento Jack Fate.
Bayan Veronica... Jack Fate'le tanışın.
Amigos, obrigado por terem vindo, mas eu e o senhor Fate temos questões fiscais para tratar.
Arkadaşlar hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim. Bay Fate'le tartışacağımız mali meseleler var.
Vai facilitar ou dificultar o meu trabalho?
Jack Fate'i görmeliyim, işimi kolaylaştıracak mısın zorlaştıracak mısın?
Muito prazer, senhor Fate.
Sizinle tanışmak büyük zevk, Bay Fate.
Vamos, o senhor Fate tem o que fazer.
Bay Fate'in yapacak işleri var.
Morreu num clube chamado "destino".
Fate diye bir kulüpte bayılmış. Ve şeytan gülmüş.
- Quando saímos da "Fate".
Fate'ten çıkmıştık.
FATE ( destino )
KADER
É tal e qual como beijar a Fate Donoway.
Aynı Faye Dunaway'i öpmek gibi.
Tenho compras no Coastliner, várias no Zoba Café, e outras tantas transações no Club Fate.
Coastliner'da alışveriş yapılmış. Birkaç tane de Zoba Kafe ve Fate Kulüp'te.
A agência de Los Angeles, KZVZ, informa que a cantora pop, Fate, pediu, finalmente, esta manhã, o divórcio do rapper Bully-Dog, depois da já famosa digressão do casal pelo Pacífico, no Verão passado,
Los Angeles bağlantılı KZVZ, pop yıldızı Fate'in sonunda tecavüzcü kocasından boşanmak için harekete geçtiğini bildiriyor.
em que Fate perguntou a um repórter Japonês quando tempo demoraria a viagem de autocarro de Tóquio a Pequim.
Geçen yaz Bully-Dog'la çıktıkları ünlü Pasifik turnesinde Fate bir Japon muhabire Tokyo-Pekin arası otobüsle kaç saat diye sormuştu.
Hands of Fate.
Manos : Hands of Fate. *
- Manos : Hands of Fate.
Hands of Fate.
Conheces o Fate?
Fate'i biliyor musun?
O Big Fate?
Big Fate mi?
Nome de guerra, Big Fate.
Sokaktaki adı Big Fate.
Donald Godchaux! Big Fate.
Donald Godshaw, Big Fate.
Não conheço nenhum Big Fate.
Big Fate falan tanımıyorum ben.
Não conheço nenhum Anão. Não conheço nenhum Big Fate.
Ne Midget diye birini ne de Big Fate diye birini tanıyorum.
Onde está o Big Fate?
Big Fate nerede, evlat?
Toda a gente na tua zona sabe quem é o Big Fate.
Çünkü senin geldiğin yerden gelen herkes Big Fate'in kim olduğunu biliyor.
O Big Fate vai-se safar, mas o Procurador vai-te condenar a ti e ao teu amigo "G".
Bedelleri oynuyorsun şu anda. Big Fate kurtuşuna bedel olarak savcılığa seni ve dostun G'yi mahkum etmesi için yardım edecek.
Fate!
Fate!
Procuro o Jack Fate.
Jack Fate'i arıyordum.
Procuro o Jack Fate.
Jack Fate'i arıyorum.
Preciso falar com o Jack Fate.
Okudum.