Translate.vc / Portuguese → Turkish / Faye
Faye translate Turkish
536 parallel translation
ao tio Jed, e ao chefe de cenário e ao Faye Fanchett e aos Parvos Voadores.
Jed amca var, sahne yönetmeni var Faye Fanchett ve Uçan Salaklar var.
Por favor avancem... a Miss Fane, a Miss Baynos, a Miss Hardiman e a Miss Lovitt, por favor.
Bayan Faye, Bayan Banes, Bayan Hardiman ve Bayan Laughlin... Lütfen bir adım öne çıkın.
Onde está a Faye?
Hey, Faye nerede?
Diz-me que gostas mais de mim do que da Faye.
Beni şu Faye'den daha çok sevdiğini söyle.
As coisas vão ficar bem, Faye.
Her şey düzelecek, Faye.
Chicago era um musical dos anos 30, com a pequena Miss Alice Faye.
"Chicago", 30'lu yıların müzikaliydi küçük hanım Alice Faye başroldeydi.
Segura-o, Faye.
Ne dedin? - Durur musun Faye?
E a Faye Dunaway disse que sim?
Faye Dunaway evet dedi mi?
Consigo cantar melhor do que a Alice Faye.
Alice Faye'den daha iyi şarkı söyleyebilirim.
Apodrecendo Juntos, com Faye Wray e King Kong.
Birlikte Çürü, baş rollerde Faye Wray ve King Kong.
Em Fort Smith, há uma senhora chamada Big Faye.
Fort Smith'de Big Faye adında bir kadın var.
Faye Daniels, a sua noiva, guia e segunda câmera. Os amigos inseparáveis : Jack Anders e Mark Tomaso
Faye Daniels, onun kız arkadaşı ve iki kameraman ayrılmaz arkadaşlar Jack Anders ve Mark Tomaso
Este isqueiro era do... Faye Daniels.
Bu çakmak Faye Daniels'e ait..
Faye...
Faye...
Claro, não acredito que o Faye teve algum problema para interpretar a garota sexy desta história.
Emini Faye hala tarihteki en seksi, notist kız olarak kalacaktır.
Faye? Não, este não era o seu nome verdadeiro.
Faye - hayır bu onun gerçek ismi değildi.
Onde esta Faye?
Faye nerede?
Faye!
Faye!
Fique comigo Faye.
Benimle kal, Faye!
- Faye!
Faye!
Faye, por amor de Deus, onde é que estiveste?
Faye! Tanrı aşkına, neredeydin?
Claro, Faye. Parece uma boa ideia.
Çok iyi olur.
O Donald já cresceu, Faye.
Donald koskoca adam oldu Faye.
Vamos, Faye. Está na hora do teu remédio. Vem cá.
- Faye, ilaç zamanın geldi.
Metam-no na rua.
- Gel Faye. - Atın şu ihtiyarı dışarı!
Ela está aqui.
Faye burada.
- Vou entrar, Faye.
Geliyorum Faye.
Faye, o que é isto?
Faye, bu ne böyle?
Está na hora de ir lá pra baixo.
Gel Faye. Aşağı inme vakti geldi.
Por favor, Faye...
Lütfen Faye.
- Meu Deus, Faye...
Frank. Tanrım, Faye.
Foram eles... - Os pequenotes! - Faye...
Ben değil, onlar, küçük adamlar.
Eu agora preciso que fiques comigo.
Faye, artık kendine gelmelisin.
- Não vou dizer. - Raios partam, Faye...
Söylemem.
Está tudo bem.
Lanet olsun, Faye!
Eu e a Faye... Precisavamos de ajuda.
Ben ve Faye... bizim yardıma ihtiyacımız vardı.
Que idade tem o seu filho, Sra. Faye?
Oğlunuz kaç yaşında Bayan Riley?
Ei, venham cá depresa!
Faye, çabuk buraya gel!
Está bem, Faye...
Pekala Faye.
- Que se passa contigo?
- Faye... Neyin var senin?
Faye...
Faye.
Faye, estás bem?
Faye, iyi misin?
Ei, Faye, olha quem cá está!
Faye. Bak kim gelmiş.
Esta é a Faye.
Bu Faye.
- Faye... que se passa?
- Sorun nedir?
Faye.
Üçüncü rauntta... 241 Dolar kazandık. - Hafifsıklet mi yoksa ağırsıklet mi? - Ağırsıklet.
Sim...
Tabii Faye.
Vem cá, Faye.
Hadi çık ortaya Faye.
Vamos, Faye.
Durun bakayım.
Faye, isto já foi longe demais.
"Beni durgun su boylarına götürür." Faye. Faye, bu iş fazla uzadı.
Eles voltaram, Faye.
Geri dönmüşler Faye.