Translate.vc / Portuguese → Turkish / Fergus
Fergus translate Turkish
363 parallel translation
Levem as malas do Bobo!
Siz, Fergus ve diğerleri, soytarının çantalarını getirin!
Noutra altura. Fergus, ao trabalho!
Evet, Fergus, işinin başına dön!
Sou Fergus, o cavalariço.
Ben, seyis Fergus.
Fergus, o cavalariço.
Seyis Fergus.
Fergus vai trazer o Infante.
Fergus sana bebeği getirecek. Ha?
Sabes uma coisa, Fergus? O quê?
- Ne var biliyor musun Fergus?
Prazer em conhecer-te, Fergus.
Memnun oldum Fergus.
- Estas coisas demoram o seu tempo.
- Böyle şeyler zaman alır Fergus.
Não te quis ofender, Fergus.
- Sana hakaret etmek istemedim Fergus.
- Fergus?
Fergus.
O prazer foi meu. Podes crer que o prazer foi meu, Fergus.
İnan bana, o zevk bana ait.
- Bom dia, Fergus.
Günaydın Fergus.
Eles chatearam-te, Fergus?
Seni zorluyorlar mı Fergus?
Quem cala, consente. Há dois tipos, Fergus.
Sessizliğini, yok olarak alıyorum.
Que falta de imaginação, Fergus.
Hayal gücün zayıf Fergus.
- Põe-lhe o capuz, Fergus.
- Tak o şeyi kafasına Fergus.
- Vais ter problemas, Fergus.
- Başın belaya girecek Fergus.
- Sabias disso, Fergus?
- Biliyor musun Fergus?
Vê se dormes, Fergus.
Bu akşam iyi uyu Fergus.
Não serves para muito, pois não, Fergus?
Pek bir işe yaradığın yok, değil mi Fergus?
Tira-me o capuz, Fergus.
Başlığı çıkar Fergus.
- Sabes isso, não sabes, Fergus?
Biliyor musun Fergus?
- O Hurling é um jogo rápido, não é?
İrlanda hokeyi, hızlı oyundur. Öyle değil mi Fergus?
Fergus?
Fergus.
Precisas de quê, Fergus?
Ne istiyorsun Fergus?
Come-me, Fergus.
Becer beni Fergus.
Mas sabes qual foi o problema?
Ama olay ne biliyor musun Fergus?
Nunca vais estar fora, Fergus.
Asla bırakamazsın Fergus.
Mas pensa na rapariga, Fergus.
Kızı düşün Fergus.
- Não a metas ao barulho.
- Onu bu işe karıştırma. - Tanrım Fergus
Tem cuidado contigo, Fergus.
Başını öne eğ Fergus.
- Acho que não confias em mim.
- Fergus sanırım bana güvenmiyorsun.
- Afasta-a de mim, Fergus!
- Al şu şeyi üstümden Fergus!
- E esse o meu nome, Dil.
Bu benim adım Dil. - Fergus nedir?
- Como queres que te chame, Jimmy?
Peki sana ne diyeceğim Jimmy? - Fergus.
Fergus, meu amor.
Fergus, aşkım.
Hoje, Benson fez uma breve paragem em Fergus Falls, na Virginia, para a escavação da sua livraria presidencial.
Bugün, başkanlık kütüphanesinin seremonisi için Virginia'daki Fergus Falls'da Benson kısa bir mola verdi.
A livraria deverá ser construída perto da Câmara Municipal de Fergus Falls.
Kütüphane Fergus Falls şehir merkezi yakınında inşa edilecek.
- Fergus!
- Fergus!
Fergus Falls, aqui tem o homem maneta, perneta e zarolho!
Fergus Folls, işte tek kollu, tek bacaklı, tek gözlü adam!
- Connor ou Fergus...
- Adı Connor veya Fergus gibi birşey.
O Fergus conseguiu um lugar de professor em SaintJohn's. Por cima de mim.
Öyleydi. Sain John Üniversitesinde kürsü kazandı.
Fergus Wolff.
Fergus Wolff.
Fergus está morto.
Fergus öldü.
Já agora...
Bu arada ismim İrlandalı değil. Fergus.
És um bom homem, Fergus.
İyi adamsın Fergus.
Porquê, Fergus?
Ne oldu Fergus?
- Fergus.
- Fergus dedi!
Fergus.
- Fergus.
O Ten.
Yüzbaşı Fergus Folls, geniş çaplı bir arama başlattı.
Fergus dirige a caça ao homem a nível mundial.
Polis helikopterleri, köpekler medyumlar ve binlerce polis onu arıyor.