Translate.vc / Portuguese → Turkish / Fikri
Fikri translate Turkish
6,100 parallel translation
Não imagino que as ladras carregavam uma luz UV, o que te faz pensar que elas viram isso?
Mavi ışıkla dolaşan saldırgan fikri bana çok yabancı ama işareti gördüklerini nasıl anladın?
Foi ideia do McGarrett.
McGarrett'ın fikri.
Sobre a fuga para uma ilha exótica...
Hani o egzotik ada kaçamağı fikri vardı ya?
Eu deveria fazer uma pausa para apontar que Jane não tinha ideia de que hotel Rafael estava a falar.
Bir şeyi belirtmek için durdurmalıyım, Rafael'in otelinin tehlikede olduğu konusunda Jane'in hiçbir fikri yoktu.
Desculpe, é a ideia.
Afedersin, şarkı fikri geldi de.
Eu tive-o na palma da mão, até ele acreditar que eu era o melhor, até ele acreditar que era ideia dele.
Onu avcumun içinde tuttum... ta ki iyi bir adam olduğuma inanana kadar... ta ki bunun onun fikri olduğuna inanana kadar.
Já sei por que trancaram as pastas do Reinhardt.
Reinhardt dosyalarının kilitli tutulması fikri oldukça güzel.
Não faz ideia do seu real poder. Do que está lá dentro.
İçinde yatan gerçek güç hakkında hiçbir fikri yok.
Então dei-lhe uma ideia, a tua ideia.
Ve ona o fikri verdiğimde, senin fikrini.
É ele. Quinn, encontra este rapaz antes que ele poste o vídeo.
- Quinn, git ve videoyu internete yükleme fikri aklına gelmeden bu çocuğu bul.
Eu e a Elsa falaremos com o Gold, para ver se tem alguma ideia.
Tamam, git. Elsa'yla ikimiz de Gold'la konuşup bir fikri olup olmadığını öğrenelim.
Um dos homens com quem eu trocava e-mails, Magnus, estava a trabalhar na ideia de uma fábrica automatizada.
Mailleştiğim adamlardan birinin adı Magnus. Tamamen otomatik bir fabrika fikri üzerinde çalışıyor.
Se é isto que a tua mãe acha de um "pequeno banquete" antes do batizado, consegues imaginar como será o verdadeiro acontecimento?
Eğer vaftizden önceki bu küçük ziyafet annenin fikri ise, gerçek davetin nasıl olduğunu düşünebiliyor musun?
Têm alguma ideia?
Fikri olan var mı?
Fui eu quem chegou à conclusão de como usar a energia espiritual quando vi o monstro gigante do Unalaq atacar a cidade enquanto estava aprisionado.
Ruhani enerjiden faydalanma fikri ilk kez şehre saldıran şu devasa Unalaq canavarını hapishane penceremden izlerken aklıma geldi.
Asami teve a ideia ao ver as libélula-beija-flores.
Asami, bu fikri yusufçuk sinekkuşlarını izlerken buldu.
O plano de Hiroshi funcionou. Ali está a nossa brecha.
Hiroshi'nin fikri işe yaradı.
O plano de Hiroshi funcionou.
Hiroshi'nin fikri işe yaradı.
O seminário e a ópera... também foram ideias do "Cavaleiro Branco"?
Opera ve seminer de Ak Şövalye'nin fikri miydi?
Ele faz ideia do que lhe fizeste?
Ne yaptığına dair en ufak bir fikri var mı?
A polícia tem alguma teoria?
- Polisin bir fikri var mı?
Ainda acho que era uma boa táctica, não se pode julgar uma ideia só pelos resultados obtidos.
Ama hala bunun iyi bir taktik olduğunu düşünüyorum. Fikri sonuçlarına göre yargılayamazsın.
Encurralaram-nos.
- İsyancılar yerimizi belirledi. - Fikri olan var mı?
Pareceu mudar a ideia de todos.
Sanırım herkesin fikri bir anda değişti.
Nós não roubamos a música dele, ele é que roubou a nossa ideia.
Biz o fikri çaldık.
A ideia de que devíamos agir em prol de algo melhor, de fora dos nossos problemas na nossa comunidade, inspirou-me e a uma série de pessoas a dizer : "Isto é a Revolution Summer, façamos algo acerca disto."
Kendi toplumumuzun dışında kalan sorunların çözümü için harekete geçmemiz fikri beni ve başka birkaç kişiyi daha " Yaz devrimindeyiz.
Adoraria, mas, é quase meio-dia e alguém precisa de abrir a loja.
Evet, bu fikri sevdim ama neredeyse öğlen olmuş ve birinin dükkanı açması gerek.
A ideia da menina é brilhante, senhor.
Genç hanımın fikri çok zekice, beyefendi.
A maior parte em espanhol, mas percebi a ideia.
Çoğu İspanyolcaydı, ama ben ana fikri anladım.
Porém, admito que acho a noção de que não estamos sozinhos - no universo estranhamente confortante.
Ama açıkçası bu evrende yalnız olmadığımız fikri tuhaf bir şekilde rahatlatıcı buluyorum.
Se odiava a ideia de ver-me, só devia ter dito.
Beni görme fikri hoşuna gitmiyorsa, söyleyebilirdi.
As pessoas não sabiam o que tinha acontecido e nem o porquê de ter feito aquilo.
İnsanların neler olduğu hakkında fikri yok neden yaptığını anlamaya çalışıyorlar.
Na verdade, ele não fazia ideia do que estávamos a fazer.
Aslında onun yaptığımız şey hakkında en ufak bir fikri yoktu.
Agora, admito que os detalhes da missão e do inimigo são um pouco escassos, mas o que importa é que o Lance embarcou numa missão.
Kabul ediyorum, teroimde görev ve düşman hakkındaki detaylar biraz belirsiz ama olayın ana fikri Lance bir göreve hazırlanıyordu.
Quando sairmos daqui, vou levar isto ao Shark Tank!
Buradan çıktığımız gibi, bu fikri Shark Tank'a sunacağım.
Apoio a premissa, mas não a prática.
Fikri destekliyorum ama yapılış şeklini değil.
Não, assustador é a ideia do Baxter criar o Roscoe.
Hayır, asıl korkunç olan Baxter'ın onun velisi olma fikri.
E este ano, decidi fazer-lhe uma surpresa.
Bu seneyse aniden onu şaşırtma fikri geldi aklıma.
Sean Carroll, físico teórico, explica como Einstein derrubou essa ideia.
Kuramsal fizikçi Sean Carroll, Einstein'ın bu fikri nasıl tersyüz ettiğini açıklıyor.
Gostei da ideia de concentrar-me numa família, que seriam os pioneiros, que sentiriam as extraordinárias características da astrofísica, sobretudo a ideia do buraco de minhoca, que nos permitiria ir a estreias distantes.
Bir aileye odaklanma fikri beni heyecanlandırdı. Öncü olacak bir aile astrofiziğin bazı olağanüstü özelliklerini yaşayacak bir aile. Özellikle uzak yıldızlara gitmemizi sağlayacak solucan deliği fikri.
Incluímos essa ideia nas equações que Einstein nos deu.
Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü... ve bu fikri Einstein'ın verdiği denklemlere sokarsınız.
- Loucuras desse cérebro doido...
- Bunlar çıldırmış beyninin fikri.
A ideia é para pôr os óculos de sol no chapéu... é ridículo e dificulta a execução.
Şapkaya güneş gözlüğü ekleme fikri saçma ve uygulamada kullanımı zor.
Carson tem a janela.
Carson'ın bir fikri var.
Foda-se a polícia Vindo directamente de uma subcultura
Kahrolsun polis Yeraltındakilerin fikri budur
Outra pessoa teve a mesma ideia e fez funcionar.
Birisi seninle aynı fikri buldu... ve bunu hayata geçirdi.
De repente não gosto mais dessa idéia.
Artık bu fikri o kadar sevmiyorum.
Wall Street pegou numa boa ideia, a obrigação hipotecária de Lewis Ranieri, e transformou-a numa bomba atómica de fraude e estupidez que está prestes a dizimar a economia mundial.
Wall Street iyi bir fikri, Lewis Ranieri'nin ipotekli tahvilini aldı ve hile ve aptallıktan oluşan, dünya ekonomisini yok etme yolundaki bir atom bombasına dönüştürdü.
Nunca na vida alguém vai reparar nos pormenores.
Milyon yıl boyunca başka birinin detaylar hakkında bir fikri olmayacak.
Não consegui mudar o seu pensamento.
Fikri değişmiyor.
E nenhum dos peritos e líderes suspeitaram do que aí vinha.
Ve hiçbir uzmanın veya liderin olacaklar hakkında bir fikri yoktu.