Translate.vc / Portuguese → Turkish / Fil
Fil translate Turkish
1,649 parallel translation
O elefante é meu!
O Fil benim!
O elefante não pode fugir!
Fil elimizden kaçmamalı!
Eu quero a cabeça dele. Eu preciso.
- Eğer fil seninse, şimdi iyi bak!
O elefante tem que ser meu!
O Fil... benim olmalıydı.
O elefante ainda não está na beira, parceiro.
O Fil tam olarak kenarda durmuyor, dostum.
Mesmo se fosse considerado como um elefante!
Bir fil olmasına rağmen, iyiydi!
E eles lutavam por um elefante...
Bir fil için kavga ediyorlardı...
O que sai do cruzamento de um elefante com um rinoceronte?
Bir Fil ile Gergedanı birleştirirsen ne elde edersin?
Unoelefonte.
Fil-gedan.
Consigo ver que não vem aí nenhum homem-elefante morto para me apanhar.
Oradan ne görüyorsun? Bana doğru herhangi ölü bir Fil Adam'ın gelmediğini görüyorum.
Esta... parecia o Homem Elefante.
Şu Fil Adam gibi görünürdü.
O braço dele era todo mole, Presidente da câmara.
Kolu aynen fil hortumu gibiydi, başkan!
Lembras-te do "Crocodilo Dundee"?
Evet. Şeyi hatırlıyor musun? Hani bir tane fil vardı.
Digamos que ele não percebe de computadores, mas que tem uma verga de elefante?
Bilgisayardan çakmadığını, sırtında kocaman bir fil kadar kambur olduğunu söyleyebilir misin?
... um elefante sentado no meio peito.
... sanki göğsümde bir fil oturuyor.
Um elefante?
Fil gibi mi?
Nada de elefantes.
Fil mil yok.
Como nada de elefantes é melhor?
Fil olmaması nasıl daha iyi olur ki?
Nunca houve elefantes.
Orta fil falan yoktu.
E quando o chefe do gajo veio querendo mais ele o deixou pendurado na presa de um elefante numa loja de antiguidades.
O adamın patronu dahası için geldiğinde adamı bir antika dükkanındaki fil dişine astı.
A próxima descida é a viagem até ao mundo das substâncias.
Arştan sonra yere kadar inişe, seyr-i fil eşya denir.
Fil-me!
Film!
Vejamos... temos o Homem Elefante... Johnny Six-Arms, papa Smurf.
Bir bakalım fil adam, Altı kollu Johnny, Şirin Baba.
Bom elefante! Não magoarias um macaco.
Tatlı fil, maymuna zarar vermezdi.
E também que está um elefante gigante sobre a minha cabeça.
Bir de başımın üstünde dev bir fil duruyormuş gibi.
Talvez ela tenha saído com o Tarzan e a Cheeta e foram até ao cemitério dos elefantes.
Belki de Tarzan ve Çita'yla fil mezarlığında buluşacaktı.
Jabba?
Fil! Jabba!
Se tiver de te ouvir falar mais sobre este malvado e estúpido elefante de pelúcia, vou dar-te um murro no pescoço.
Senin şu kahrolası aptal doldurulmuş fil hakkında... konuşmanı bir daha dinlemek zorunda kalırsam... kafana yumruğu basacağım.
Um juvenil perdeu-se.
Bir yavru fil kaybolmus.
Sedento e esgotado, segue o rasto da progenitora, mas infelizmente na direcção errada.
Susamis ve yorgun fil, annesinin izlerini takip ediyor ama, ne yazik ki yanlis yone.
Tenho memória de elefante.
Bende fil beyni vardır.
- Memória de elefante.
- Fil beyni.
O ELEFANTE DESAPARECEU.
"Fil kayboldu"
Os elefantes são o único mamífero que não saltam.
Fil zıplayamayan bir memeli hayvandır.
Como gastar uma pipa de massa a animar um elefante gerado por computador que não tem nada a ver com o resto do episódio.
Mesela bölümün kalanıyla hiç ilgisi olmayan, bilgisayar animasyonuyla yapılmış bir fil yapabiliriz. Gördünüz mü?
Estive a ver os vídeos que o circo nos enviou, e devo dizer que o número do elefante que desaparece já não me impressiona.
Yolladıkları kayıtların hepsini iyice izledim ve ne var biliyor musunuz? Siegfried ve Roy'un fil kaybetme numarası artık beni hiç etkilemiyor!
- Teria se pudesse ter levado os meus filhos ao circo. Estaria a comer amendoins agora a pisar merda de elefante.
Şu an orada yerfıstığı yer, fil dışkılarına basıyor olurduk.
Erva que se sobrepõem acima de um elefante, e pode ocultar todo o tipo de surpresas.
Bir fil boyuna ulaşabilen bu otlar her çeşit sürprizi barındırabilir.
Os leões normalmente não caçam elefantes, mas tempos desesperados requerem medidas desesperadas.
Aslanlar genellikle fil avlamaz. Ama umutsuz zamanlar, umutsuz çareler gerektirebilir.
São cerca de trinta, e são especialistas em caçarem elefantes.
Sürüde 30 aslan var ve hepsi de uzman birer fil avcısı.
Este elefante irá servir de alimento para todo o grupo durante pelo menos uma semana.
Bu fil, bütün sürüyü en az bir hafta doyurmaya yeter.
Deve ter sido como um elefante a atingir uma mosca.
Bu büyük ihtimalle... pireye çarpan bir fil gibi olmuştur.
Um touro de uma loja de porcelanas?
Porselen dükkanındaki fil gibi mi?
O apetite de um elefante faminto de boa vida.
Hem de fil iştahlı.
O SU é o cemitério dos médicos.
Acil servis, doktorlar için fil mezarlığı.
É como eu resolvo todos os meus problemas.
Max Rebo'nun en iyi şarkılarını, "Neden bir fil gibi... gözüküyorum?" dahil olmak üzere sunuyoruz.
O elefante!
- Fili gördünüz. - Fil! Fil mi?
Ouve, eh... Lefty, o que disse o elefante ao homem nu?
Hey, hey, Lefty, fil çıplak adama ne demiş?
Joe alguma vez ouviu a história. Dos 5 cegos que se depararam com um elefante? Um tocou as patas e disse...
- Joe, bu hikayeyi daha önce bir fil hikayesinden de duymuş muydun filin bir ayağı sıkışsa geride üç ayağı da olsa fil iyi yürüyemez ama aç olduğu zaman gözü hiçbirşeyi görmez
Era um elefante com um pau.
Ucuna fil takılı bir sopaydı!
Eh! Mr. Tibbs não era um elemento...
Bay Tibbs öylesine aptal bir fal... fil değildi tamam mı?