Translate.vc / Portuguese → Turkish / Fitness
Fitness translate Turkish
140 parallel translation
Carta de condução, livrete e seguro.
Ehliyet, ruhsat, sigorta ve fitness sertifikası, lütfen.
O meu primeiro livro é Fitness ou Gordura.
İlk kitabım "Zayıf mı, Şişman mı?".
Um pouco na piscina de fitness um pouco na piscina de lazer.
Spor salonu havuzunda beni forma sokar, Boş zamanların havuzunda beni forma sokar.
Mas isto é um ginásio ou um museu de fitness?
Burası jimnastik salonu mu yoksa bir çeşit spor salonu müzesi mi?
Então temos de lhe arranjar o Richard Simmons? ( profissional de fitness )
Ünlü olarak da Richard Simmons'u getireceğiz o halde
Agora, antes de começarmos, o rei do fitness, Ranier Wolfcastle, gostaria de falar um pouco sobre a ACM de Springfield.
Başlamadan önce form meraklısı Rainier Wolfcastle, Springfield YMCA hakkında birkaç şey söyleyecek.
Historia da ginástica?
Ne üstüne? Fitness tarihi mi?
lt has something to do with fitness.
Form tutmakla ilgili bir şeymiş.
Por isso criei o Conselho Presidencial de Fitness. Pois.
Başkanlık Fiziksel Sağlık ve Spor Konseyi'ni bu yüzden kurdum, evet.
Michelle Rubin, Fitness e Saúde.
MicheIIe Rubin. Form ve Sağlık.
Batido de dieta, revista de ginástica.
Diyet içecek, fitness dergileri, tepside kurabiye kırıntıları.
Um marco na comunidade "fitness".
Fitness topluluğunda bir pırıltı.
E creio que conhecem o meu conselheiro de "fitness", Mitchel.
Sanırım benim fitness arkadaşım Me'Shell'le tanışmıştınız.
Duas vezes e meia aquilo que gastamos em fitness e saúde. Existem comprimidos, bebidas, barras.
- Fitness ve sağlığa para harcıyoruz.
Sim, Yelina, escuta, acho que o nosso atirador pode ser um treinador de fitness.
Yelina, katilin fitness antrenörü olduğunu sanıyorum.
- A Men's Fitness. A Men's Fitness?
- "Men's Fest Fitness." - "Men's Fitness" mı?
- Ouçam, tenho o dever para comigo mesmo de ser mais do que... uma imagem bidimensional numa revista qualquer de fitness masculino, está bem?
- Bakın. Kendime karşı duyduğum sorumluluk... bir erkek fitness dergisindenki iki boyutlu bir görüntüden daha fazla, tamam mı?
Tenho uma sessão fotográfica com a "Women's Fitness".
Haklısın. Women's Fitness'la fotograf çekimim var bugün.
Aptidão era a vida dela e era o desejo morrendo dela para você abraçar uma vida de saúde e vitalidade.
Fitness onun hayatıydı. Son isteği de senin sağlık ve canlılık dolu bir hayatın olmasıydı.
Assim, um, Vic, a mãe de Craig um real fã de aptidão era, huh?
Demek Craig'in annesi tam bir fitness meraklısıydı Vic.
É uma bola de fitness e alterou completamente a minha vida.
Adı jimnastik topu ve bu alet hayatımı tamamen değiştirdi.
Você não fuma, pois não? É um desses maníacos do fitness?
Fitness takıntılı tiplerden biri misin yoksa?
A sala de recreio é ao lado da sala de fitness.
Dinlenme odası ise fitnes salonun yanındaki oda.
Bem, pratico kickboxing num clube de fitness.
Aslında kickboks derslerini eğlence ve spor olsun diye alıyorum tabii,
- Andas a fazer agachamentos?
- Fitness mi yapıyorsun?
Tiramos-te dessas roupas e pomos-te num ginásio, e ficarás pronto para a festa!
seni o kıyafetlerle fitness'a götürdüğümüzde partiye hazır olacaksın!
Teste à forma física do presidente, teste do selo de gelado, teste à cola dos aviões...
başkanın fiziksel fitness testi, dondurma testi, Testor'ın uçak yapıştırıcısı...
- Menina Lawrence, inquérito sobre fitness.
Bayan Lawrence sağlık anketi için bir kaç soru sormak istiyoruz.
Bem, vou ao Total Rip Fitness, mas não me exercito lá.
Evet, Total Rib Fitness'a gidiyorum ama egzersiz yapmaya değil.
Mesmo ao lado dos cães, iguanas e equipamentos de fitness usado.
Terrierler, iguanalar ve kullanılmış spor aletleri ilanlarının yanında oluyor.
O W é fitness, a habilidade de reproduzir através das gerações.
W bir yetenek, nesilden nesle aktarma yeteneği.
Ela é a professora de fitness dos pais.
Anneyle babanın spor öğretmeni.
Não saiste na capa de uma revista de ginástica?
Sen bazı fitness dergilerinin kapağında yer almamış mıydın?
A Pam não era um daqueles robôs do fitness com quem o Tommy costumava andar.
Tamam, pekala. Pam, Tommy'nin dolaşacağı türden formda olan robotlardan değildi.
Entra em vigor daqui a uma semana a contar de segunda-feira. Todos os consultores civis de locais de crime devem passar um teste de fitness obrigatório.
Önümüzdeki hafta, pazartesinden itibaren her sivil suç mahalli danışmanları zorunlu kondisyon testinden geçmek zorundalar.
Teste de fitness.
Kondisyon testi mi?
Ou passas este teste de fitness, ou não podes trabalhar mais aqui.
Ya kondisyon testini geçersin ya da burada bir daha çalışamazsın.
Queres saber uma coisa? Prefiro uma aula de spinning.
Fitness dersini tercih ederim.
Uma treinadora de fitness de 30 anos, com falta de ar súbita.
30 yaşındaki spor hocası, aniden nefes alamamaya başlamış.
O Pai Natal comprou-me uma Bowflex e mil dólares em notas de cinquenta.
Noel baba fitness aleti ve yeni basılmış ellilik banknotlardan 1000 dolar getirdi.
O nosso centro de fitness estará fechado por causa das obras que estão a ser feitas no andar intermédio.
Bilginiz olsun, asma katın yenilenmesi nedeniyle sağlıklı yaşam merkezimiz kapalı olacak.
- Bem, boa sorte para a aula de fitness.
- Sıkı çalış.
Buff Tuff Fitness Center
Buff ve Tuff Fitness Merkezi.
Sr. "24 horas de fitness", eu sei que não é tão complexo quanto levantar pesos mas diz-me que sabes usar o GPS.
Bay Gece-Gündüz Fitness, kırk şınav çekmek kadar zor olmadığını biliyorum ama GPS kullanmasını bildiğini söyle.
As pessoas começaram realmente a correr pelo'fitness', o que não tinha acontecido com muita frequência antes
insanlar, daha dinç olmak için kosmaya baslamisti. Bu, daha önce pek görülmemis bir seydi.
Temos um centro de fitness, uma piscina de telhado... Serviço de concierge.
Bir fitness merkezimiz, çatı katı havuzumuz,... concierge servisimiz var.
Vira na segunda à esquerda nas escadas que vai dar ao terceiro piso, e depois das portas duplas, vai pelo terceiro passeio à direita, sobre o centro de fitness até a recepção "b", E pergunta a Sheila! Ha.
Merdivenlerden sonra sola dön üçüncü kata çık, sonra da ikili kapının ardından sağdaki üçüncü geçide git, orada sağlık merkezinde resepsiyon "B" yi bul ve Sheila'yı sor!
Falo de um moderno centro de fitness.
Benim bahsettiğim modern bir fitness center. Bunun Ed'le ne alakası var?
Preciso de uma bebida.
Kromların tamamı kötü değil, aslında... çünkü Fitness dergisi alıyorum... İçkiye ihtiyacım var.
Faz algum regime?
- Bir fitness programınız filan mı var?
- Não, está no centro de fitness.
- Hayır, spor yapıyor.