Translate.vc / Portuguese → Turkish / Flop
Flop translate Turkish
41 parallel translation
Agora role, vire-se, e faça um flip-flop.
Şimdi yuvarlanın, baş aşağı dönün ve takla atın.
- Havia aquários mais pequenos, mas pensei...
Sizinle tanışmak güzeldi. - Sonra görüşürüz. - Flip-flop'ta buluşmak üzere.
A Skynet está operacional, a processar 60 teraflops por segundo.
Skynet saniyede altmış tera-flop hızında işlem yapıyor.
Happy, hei, Flippity-flop!
- Merhaba, bay hufflepaff...
Vamos ver o "flop" ( virar 3 cartas ).
Gerisini görelim bakalım.
Em seguida, vem o "flop".
Sıra flop a gelir.
Quando te faltava uma carta para a sequência de naipe estavas 46.2 % acima, apesar de ambos terem combinações válidas no "Flop".
Özellikle de floşu açtığınızda, onlara karşı % 46.2 daha az şanslıydınız.
Sim, é verdade, e Jack vai ser o primeiro a apostar neste "Flop".
Evet Jack sanırım bugün elenenlerden biri olacak.
Não há hipótese de ele ter aquele Ás de Ouros antes do "Flop".
Karo asını burada çıkarması imkansız.
Das últimas 764 vezes que tiveste Ás e Valete antes do "Flop", aumentaste a aposta.
Son 764 keredir sürekli as alıyorsun, ve bu şekilde yükseliyorsun.
Sai o "Flop", mas não ajuda nenhum dos jogadores.
Kartlar geliyor ve hiçbir oyuncuya yararı dokunmuyor.
E sai o "Flop".
Açılıyor.
E agora, o todo-importante "Flop".
Şimdi en önemli an
Sete, seis, quatro no "Flop", para a Lainie.
7, 6, 4 Lainie için bekliyor.
Sabes o que tens de fazer quando vier o flop e o gordo apostar.
Biteceği zaman gelip de tüm elini sürdüğünde yapacağını biliyorsun.
No "flop" atrapalharam-se No "turn" a vocês vamos enganar
Yanlış kağıt geldi. Bir dahaki elde işiniz bitti.
E o flop. Check.
Ve de çöküş.
Depois são dadas cartas comuns, o "flop", a quarta e a quinta carta.
Bundan sonra önce üç kart... ve sonrasında ayrı iki kart açılıyor.
- E aí vem o "flop".
İlk üç geliyor.
O "flop" de sonho.
Dostum, rüya üçlüsü.
Aí vem o "flop".
İlk üç açılıyor.
Vamos lá ver o "flop".
Şimdi ilk üç kartı göreceğiz. İşte geliyor.
Este "flop" é perigoso.
Oldukça tehlikeli üç kart.
Com um "Rainbow Flop" na mesa.
Tüm renk varken bir de!
É um fracassado. Um flop.
Her zaman da başarısızdı.
Eis o "flop".
İşte açıyorum.
Não interrompas o teu pai quando ele está a negociar.
- Onlara flip-flop diyorlar, baba. Bir anlaşma yapıyorken sakın babanı kesme.
Foi um enorme "flip-flop".
Bayağı büyük bişey
Tenho que dizer, Naomi, estou a pensar numa certa mão de uma pessoa que gosto muito, ela tem um par de Reis no flop, em vez de enrolar.
Diyeceğim şu ki, Naomi belli bir elden bahsedersek çok hoşuma giden birisi yavaş oynamaktansa papazlarıyla rest çeker.
Vamos lá a ver o flop.
Pekâlâ bebeğim.
Flop suor e indigestão nervosa.
Yatak terlemesi ve sinirsel hazımsızlık.
Não fizeram nada a noite toda, só fizeram bluff com cartas inúteis, no pré-flop e acabaram com um dry board.
Bütün gece sandbag'lik yapıp birkaç rag'le blöf ve pre-flop yaptım ve sonunda dry board'la kalakaldım.
Podem fazer um zetta-flop de computações em paralelo, por segundo.
Yani, saniyede zeta-floplarca eş zamanlı işlem yapabilirler.
A mascote do Burger Chef's, "O pequeno Chef" é um flop porque é... o quê, outro chef?
Burger Chef'in maskotu Little Chef'inkini başarısız gösteriyor. Eşsiz bir şef olduğu için mi?
Desculpa por ter dito que os carteiros são um flop.
Postacılara fiyasko dediğim için de özür.
E se pensam que eu me aperaltei desta maneira hoje para vocês irem para casa ver o "Flip or Flop" devem estar mas é a sonhar!
Eğer, bu gece tüm bu zırvaları, siz evde oturup var mısın yok musun izleyesiniz diye yaptım sanıyorsanız, hayal görüyorsunuz!
Não é um mau início. Vamos ver se o flop pode mudar as coisas.
Bakalım düşüş işleri değiştirebilecek mi?
Vi um programa na TV.
Flip or Flop için kombinem var.
Sabe, os agentes vão por trás, e as Operações pelos lados.
Bilirsin, ajanlar flip-flop olacak, Ve op yanlara doğru gidecek.
Entre o flop o suor e as mãos tremulas, Não parece-me um assassino.
Soğuk ter, titreyen eller bana pek katilmişsin izlenimi vermiyorsun.