Translate.vc / Portuguese → Turkish / Flute
Flute translate Turkish
22 parallel translation
# # O som de uma flauta com o sabor da fruta
# # The toot of a flute with the flavour of fruit
"O Cavaleiro da Rosa" ou "A Flauta Mágica".
"Rosenkavalier" veya "Magic Flute".
Píramo. - Francisco Flauta, remenda-foles.
Pyramus ve körükçü Francis Flute.
Francisco Flauta, tereis de ficar com Tisbe.
Francis Flute sen Thisby'i alıyorsun, tamam mı?
Chega. Flauta, fareis de Tisbe.
Snout ve Flute, sen Thisby'sin.
Flauta.
Flute!
- Ou seis pences, ou nada.
Çok haklısın, Flute, çok haklısın.
Um argumento escrito por Lee intitulado "The Silent Flute", que pormenorizava a busca pessoal da autodescoberta de um jovem praticante de artes marciais, é inutilizado em Hollywood.
Senaryosunu Lee'nin yazdığı, genç bir dövüş sanatçısının kendini keşif arayışını konu alan The Silent Flute Hollywood tarafından harcandı.
E estava a passar tempos difíceis, e ele escreveu uma carta a contar que trabalhava num veículo, algo como o "The Silent Flute" ou o equivalente a isso, e depois na carta que recebi no mês seguinte, ele dizia que isso falhara, porque a certa altura ele dizia que eles achavam que um jovem asiático não podia ter o papel principal.
Zor bir dönem geçiriyordu, bir mektubunda bana The Silent Flute, ya da buna benzer bir proje üzerinde çalıştığını yazmıştı, bir sonraki ay gelen mektubunda ise bu işin yattığını, çünkü genç bir Asyalının böyle bir başrolün altından kalkamayacağına inandıklarını yazmıştı.
Num flute de cristal Waterford.
Waterford marka kristal bir flütte.
Os Flute of the Commodores.
Sırada. The Flute of the Commodores.
Podemos ver aqui neste longo eixo que há um corte ao longo da flauta.
Uzun eksende flüt boyunca, onu ikiye ayıran bir yarık olduğunu görebilirsiniz. You can see, on the long axis, a split running along the flute.
Por dentro das duas metades, esvaziaram a flauta e estes pequenos cortes ao longo deste eixo, ajudavam a juntar estas duas metades de uma maneira muito precisa.
İki yarının içi kısmı, flütün ortasında bir oyuk oluşturuyor. Inside the two halfs, they'd hollowed out the flute. Eksen boyunca görülen bu küçük çentikler, iki yarının yerine tekrar kusursuz bir şekilde oturmasını sağlıyordu.
A Rise the flute vende-lhe uma cópia.
Lobideki "Ritmi Arttır" bölümü seve seve satacaktır.
Eles procuravam cenários para o filme A Flauta Silenciosa
The Silent Flute filminini çekmek için yer keşfine çıktılar.
A Flauta Silenciosa poderia ter sido o culminar de Bruce em Hollywood.
Silent Flute, Bruce'un Hollywood'ta büyük patlamasına sebeb olabilirdi.
Fluts. Desculpa?
Flute bardağı.
Na verdade, é uma taça.
Aslında flute bardağı.
Harvey Knows Best, Sweeter Lady e Champagne Flute...
Harvey Knows Best, Sweeter Lady, Champagne Flute.
É a ária da Rainha da Noite, da Flauta Mágica.
"Queen of the Night" solosu "The Magic Flute"'den.
As rochas em fúria E o mar estrondoso
Francis Flute, sen de...
Fluts de champanhe.
Affedersin? Şampanya Flute bardakları.