English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Flórida

Flórida translate Turkish

984 parallel translation
Yeah. A primeira foi uma pequena corrida ao largo da costa da Flórida num desses velhos barcos escolares, não foi?
- Ve ilki, Florida'da okul botlarıyla takılmaktı
Preciso de um bronzeado à Flórida, nem que leve toda a tarde.
Bütün öğleden sonramı alsa bile Florida bronzluğuna bürünmeliyim.
Tens a pele muito branca, para quem passou duas semanas na Flórida.
Florida'da iki hafta geçirmiş biri olarak tenin inanılmayacak kadar beyaz.
Eu devia ter estado na Flórida.
Florida'da olmam gerekiyordu.
Vê o que lhe trouxe da Flórida.
Florida'dan ona getirdiğim şeye bak.
Desde a Flórida?
Ta Florida'dan ha?
A minha aventura só interessa ao Jerry, que sabe que é tão inocente... quanto o facto de ele ter acabado de regressar da Flórida.
Dünkü maceram Jerry'den başkasını ilgilendirmez. O masum olduğumu biliyor. Tıpkı az önce Florida'dan döndüğünü bildiği gibi.
Em nenhuma das tuas cartas mencionaste a chuva terrível que caiu na Flórida.
Mektuplarının hiçbirinde Florida'daki korkunç sağanaktan söz etmemişsin.
Hoje, quase tão lendária é a Xanadu da Flórida... a maior mansão privada do mundo.
Bugün Florida'nın Xanadu'su, dünyanın en büyük özel sarayı da en az o kadar efsanevi.
A próxima pergunta é do Senhor C. A. Koplet, de Greenport, Flórida.
Şimdiki soruyu Florida Glenport'tan Bay C.A. Copeland yollamış.
Nós só parámos na cidade para dar uma olhadela na fábrica nova e depois vamos de carro até à Flórida.
Yeni fabrikaya bakmak için geldik. Florida'ya gidiyoruz.
Flórida!
Florida.
As roupas que levou eram de Verão. Flórida.
Yanına aldığı elbiselere bakılırsa güneşin olduğu bir yere gidiyordu.
Para a Flórida não é preciso vacinas, mas para o México sim.
Florida'ya giderken aşı olman gerekmez ama Meksika'ya giderken gerekir.
Diz que é do irmão, que está na Flórida.
Florida'daki kardeşinin olduğunu söyledi. Tanrı şahidimdir.
Estão na Flórida, num grande hotel, em lua-de-mel.
Florida'daki büyük bir otelde balayındalar.
Hoje, vive feliz na Flórida com o Manny e os dois rapazes.
Bugün Florida'da Manny ve iki oğluyla mutlu bir hayat sürüyor.
Estive na Flórida um par de meses.
Bir kaç aydır Florida'da idim.
Podíamos ter tido três semanas na Flórida, com tudo pago.
Florida'da üç hafta geçirebilirdik, tüm masraflar ödenmiş.
Assim que chegarmos à Flórida deixamos este disfarce.
Florida'ya varır varmaz, bu durumdan kurtulacağız.
Ainda bem que vamos para a Flórida.
Bu nedenle Florida'ya gittiğime memnunum.
- O que há na Flórida?
- Florida'da ne var?
Já é a Flórida?
Florida'ya geldik mi?
Quando abriu o Escândalos do George White, mandou-me para a Flórida.
Skandallar patlak verince, beni Florida'ya yolladı.
Olá, chui. O que o traz à Flórida?
Memur bey, Florida'da işin ne?
Miami, Flórida.
Miami, Florida.
Quer ir para a Flórida por causa da asma.
Astımı için Florida'ya gitmek istiyormuş.
Estamos reformados na Flórida agora.
Florida'da emekliliğimizi yaşayabiliriz, bayım.
Não tem calefação, mas quando o inverno chegar... estarei na Flórida.
Soba falan yok. Ama kışın..... Florida'ya gidiyorum.
Na Flórida, há muitos coqueiros.
Florida'da ikisinden de bol miktarda vardır.
Por isso, pare de falar na Flórida... e mexa esse traseiro miúdo, faça valer os $ 20 dólares... que está me devendo!
Bu yüzden "Florida Florida" deyip durmayı kes artık. Sıska kıçını kaldır, bana olan borcunu ödemek için biraz menejerlik yap.
- Não posso ir pra Flórida agora.
- Şimdi Florida'ya gidemem. - Beni otobüse bindir.
Está com febre. Vai pra Flórida como?
Florida'ya nasıl gideceksin?
Promete? Amanhã estarei na Flórida.
- Yarın Florida'ya gidiyorum.
Estou indo pra Flórida, minhas pernas... meu traseiro, meu peito, meu rosto, tudo dói... e como se não bastasse, ainda me mijo.
Florida'ya gidiyorum.. Bacaklarım ağrıyor... Kıçım ağrıyor, göğsüm ağrıyor, yüzüm ağrıyor..... bu da yetmiyor bir de altıma işiyorum.
- Amanhã partimos para a Flórida.
- Yarın Florida'ya gidiyoruz.
Da última vez disseram que estava na Flórida, a apanhar sol.
Adını son duyduğumda Florida'da güneşleniyordu.
Passei a maior parte da minha dia entre sítios miseráveis... com um bando de idiotas, a beber a sua cerveja, a comer cachorros... e a ver as outras pessoas a ir para a Flórida... enquanto eu suo as estopinhas para saber como vou pagar ao canalizador.
Hayatımın çoğunu, ben faturaları nasıl ödeyeceğim diye ter dökerken diğer insanların Florida'ya gitmelerini izleyerek köhne mekanlarda bir grup suçluyla onların birasını içip yediklerini yiyerek geçirdim.
Para a próxima, serei eu a ir para a Flórida.
Bir dahaki sefere Florida'ya giden ben olacağım.
Montana... Billings. Flórida?
- Florida?
Miss Alabama, Miss Flórida,
Alabama Güzeli, Florida Güzeli,
Miss Flórida e Miss Havaí!
Florida Güzeli ve Hawaii Güzeli.
Tentam descobrir se os assaltantes de Watergate violaram alguma lei da Flórida.
Sanırım Watergate hırsızlarının Florida kanunlarını çiğneyip çiğnemediğini bulmaya çalışıyorlar.
Angariei esse dinheiro... e tenho uma casa de lnverno na Flórida.
- Evet. İşte, ben o parayı nakit olarak topladım ve Florida'da bir evim var.
O tempo na Flórida é agradável.
Florida'nın havası güzeldir.
Ela vem da Flórida?
Florida'dan gelecekti, değil mi?
Aqui, na Flórida, temos o problema oposto esperando-se aumento do calor e humidade.
Burada Florida'da, sorun tam tersine. Sıcaklık ve nem oranı artacak.
Na flórida, se se morre sem testamento... ... nem descendentes ou ascendentes... ... é o cônjuge o herdeiro universal.
Florida'da biri vasiyetname bırakmadan ölürse ve hayatta olan çocuğu veya ebeveyni yoksa herşeyi eşine kalır.
- Leve-me para Flórida.
- Beni Florida'ya götür.
Espero que se divirta aqui na Flórida.
Umarım, Florida'da eylenirsiniz.
Bem... nunca estive na Flórida.
Florida'ya hiç gitmedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]