Translate.vc / Portuguese → Turkish / Forçá
Forçá translate Turkish
34,277 parallel translation
Força, Lions!
Hadi Aslanlar!
Força, Lions.
Bastırın Aslanlar.
Segurem e façam força.
Böyle kalın ve karnı sıkıştırın.
Força.
Alsana.
- Força, Treinador!
- Hadi, Koç!
Como fizeste aquilo? Utilizei a força do sinal para determinar qual era a rede Wi-Fi deles, depois usei uma rainbow table ( p / hackear ) para efectuar reset à senha.
Sinyal gücünü ölçerek hangi Wi-Fi sinyalinin onların olduğunu anladım, sonra da bir gökkuşağı tablosu ile password'lerini sıfırlayıp kendime tam giriş izni verdim.
Estavas a bater os pés com força.
Şu an çok sert adım atıyorsun.
Como é que tenho força suficiente para me recusar a entrar na tua liga de futebol virtual e não nisto?
Neden sanal futbol ligine katılmayı reddedebiliyorum da bunu edemiyorum.
É que me disseste uma vez que querias que a "L-Corp" fosse uma "força para fazer o bem".
Bir keresinde bana L-Corp'un iyilik için çalışan bir güç olmasını istediğini söylemiştin.
O sistema imunológico dele está a lutar contra o vírus com toda a força.
- Bağışıklık sistemi virüsle savaşıyor ve Mon-El de mücadele ediyor.
A força do lobo é a alcateia.
Kurdun gücü sürüsünden gelir.
Onde força e expulsa, nós usamos a compaixão, o perdão,
Sen zorluyor, mecbur bırakıyorsun..... biz ise şefkat, mağfiret ve...
Não força e expulsa?
- Zorlayıp mecbur bırakmıyor musun yani?
Que tipo de infecção daria força para fazerem isto?
Nasıl bir enfeksiyon onlara bunu yaptıracak kadar güç verebilir ki?
A Força Aérea contactou-me sobre o nosso giroscópio quântico.
Hava Kuvvetleri kuantum çarkımızla ilgili benimle irtibata geçti.
Desde que aquele homem da Força Área apareceu lá em casa, ele tem andado uma pilha de nervos.
Hava Kuvvetlerinden o adam.. .. geldiğinden beri acayip gergin.
A Força Aérea acredita que há aplicações para esta tecnologia, e gostaríamos de financiar a vossa pesquisa.
Hava Kuvvetleri bu teknoloji için.. .. bir müracaat olacağına inanıyor, ve araştırmanıza fon sağlamakla ilgileniyoruz.
Sopras com muita força e deitas a casa abaixo?
Üfleyip, püfleyip evi mi yıkarsın?
Subestimei a força dos meus sentimentos por ela.
Bebeğe karşı olan duygularımı çok hafife almışım da.
Mas voltou com força total.
Ve şiddetle geri dönüyor.
Podes, por favor, fazer uma força para continuar?
Lütfen işine devam eder misin?
Pode dizê-lo, força.
Tamam. Hadi dökül bakalım.
- Força, Judges!
- Yaşa Hâkimler!
Agora, segura com força.
Tamam. Şimdi, onu sıkıca tut.
A força superior que fez isso possível pode ajudar-te agora.
Bunu mümkün kılan aynı yüksek güç, bunu sana sağlayabilir.
A minha força superior deve estar farta de mim.
Sanırım benim yüksek gücüm beni hasta ediyor.
Quer dizer, ninguém quer gritar : "Com força, Gene."
Yani kimse "Daha hızlı Gene" diye bağırmak istemez.
- Força.
Durma ara.
- Força.
- Hepsini al.
Força.
Paylaş bakalım.
Estão com força total.
- Pekâlâ, artık tam güce eriştiler.
Não podemos, propriamente, entrar ali à força.
Sadece silah patlatarak içeri giremeyiz.
- da Força Aérea 1.
Tableti Air Force One'dan almak zorunda kalacaksınız.
Liga para SI, diz que há um problema, que queres falar com quem estiver a fornecer a comida ao Força Aérea 1.
İç Güvenliği ara ve onlara bugün Air Force One'a yemek getirenlerle ilgili kontrol etmek istediğin bir güvenlik sorunu olduğunu söyle.
Como planeias aproximar-te do Força Aérea 1, Wally?
- Air Force One'a nasıl... -... yaklaşmayı planlıyorsun Wally?
Tenho uma entrega para o Força Aérea 1 hoje.
Bugün Air Force One'a olan teslimatınızı ben yapacağım.
Não acredito que estamos tão perto do Força Aérea 1.
Air Force One'a bu kadar yakın olduğuma inanamıyorum.
Força, irmão. Vamos triunfar.
Güçlü ol kardeşim.
E herdaste a força desse amor.
Sen bu sevginin gücünü miras aldın.
As tuas habilidades de combate são impressionantes, mas a tua força não é adversário para o Príncipe de Asgard!
Savaş tekniklerin çok etkileyici fakat gücün Asgard prensine denk olamaz.
Força.
Tamam evlat, çıkar.
- Força.
- Dinliyorum.
Sou voluntário à força.
Yani gönüllü olmak zorunda kaldim.
Força.
Haydi.
Ainda está com muita força.
Hâlâ ivmeleniyor.
Força nos músculos centrais.
Enseni tut.
Mas alguém decidiu que ia ser vegano, por outras palavras, que não ia comer alimentos animais, fizeram uma declaração quanto à sua força física e mental e ao seu interesse, à sua vontade de se esforçarem muito.
Ancak bir insan vegan olmaya yani hiçbir hayvansal gıda yememeye karar verirse, fiziksel ve zihinsel gücüne ve sıkı çalışma konusundaki ilgi ve istekliliğine dair bir mesaj vermiş olur.
Se também precisa de mais quantidade de tiamina ou riboflavina, o Rybutol pode ajudá-lo a ganhar nova força, nova energia.
Size de fazladan tiyamin ve riboflavin gerekiyorsa Rybutol taze bir güç ve enerji kazanmanıza yardımcı olabilir.
Quando se começa a ameaçar o paradigma dominante da sociedade, vamos tornar-nos uma força a ter em conta e eles vão fazer tudo o que puderem para nos destruírem.
Toplumun baskın ön yargısını tehdit etmeye başladığınızda uğraşılması gereken bir tehlike haline gelirsiniz ve sizi yok etmek için ellerinden geleni yaparlar.
Quero dizer, quando entrei pela primeira vez a força policial Fiquei chocado Quantas vezes algo só aconteceu... Uma coisa leva a outra coisa, e então um que você fazer alguma coisa...
Polis kuvvetlerine ilk katıldığımda bir şeyin ne sıklıkla başka bir şeye yol açtığını görünce şoke oldum.
Desvantagem desta greve... Tem que ser feito com força suficiente Para romper a cavidade torácica e precisão suficiente para acertar seu alvo.
Bu saldırının dezavantajı göğüs boşluğunu yarmak için yeterli kuvveti ve hedefini bulmak için yeterli doğrulukla yapılması gerekir.