Translate.vc / Portuguese → Turkish / Francis
Francis translate Turkish
3,696 parallel translation
Hoje de manhã, uma autópsia confirmou que Leonard Francis Carnahan era mesmo o responsável pela tentativa de assassínio do Presidente Edward Cooper.
Bu gün erken saatlerde gelen otopsi sonucu... Leonard Francis Carnahan'ın Başkan Edward Cooper suikastinden ve cinayetinden.
Não estavas lá, Francis. Foi assim que nos sentimos.
sen orda değildin fransis biz böyle hissediyorduk.
Pelo menos, não com o Francisco.
En azından Francis'e kızma.
O Francisco quer poder criar o filho.
Francis oğluna babalık yapmak istiyor.
É meu receio que sejamos um peso para vós, quando a vossa Coroação aconteceu há tão pouco tempo.
Tek endişem, siz Francis ile tahtta bu kadar yeniyken sorun çıkması.
Queria que fôsseis a primeira a contar ao Francisco. - Francisco.
Ve Francis, bunu duyuran sen ol istiyorum.
- Mãe, se calhar, é melhor guardarmos segredo por agora.
- Francis. - Anne, Bunu bir sır olarak saklamamız gerektiğini düşünüyorum.
Só contei ao Francisco hoje. - Champanhe?
Bugün sadece Francis'e söyledim.
Francisco... Dás-nos um momento a sós?
Francis bize izin verir misiniz, lütfen?
Porque estivestes disposta a casar pela Escócia, quando as coisas pareciam impossíveis com o Francisco.
Çünkü sen Francis ile durumlar imkansız olsa da İskoçya için evlenmek istiyordun.
O Francisco e eu apoiaríamos a anulação do vosso casamento.
Francis ve ben evliliğinin iptalini duyurmaktan şeref duyarız.
Se o Rei Francisco souber que a sagrada relíquia do seu amado pai foi manejada por vulgares guardas, prometo que ele vos porá no cepo e vos chicoteará até à morte.
Eğer Francis, sevdiği babasının kalbinin taşındığı arabanın arandığını öğrenirse, size söz veriyorum, sizi ölesiye kadar dövdürür.
Se o Narcisse descobrir, dificultará as coisas para vós e Francisco.
Eğer Narcisse öğrenirse, işler sen ve Francis için daha da zor bir hal alır.
Tenho de ser eu a contar ao Francisco, e....
Francis'e kendim söylemeliyim ve...
Francisco.
Francis.
Não sou uma boneca de porcelana, Francisco.
Barbie bebek değilim, Francis.
Francisco, tem cuidado.
Francis, dikkatli ol.
E o Francisco?
Peki ya Francis?
Desde que o Francisco reconheceu o teu bebé publicamente, tens andado pelos cantos, com medo que ninguém se aproxime de ti, porque acham que és amante do Rei.
Francis çocuğunu herkese ilan ettiğinden beri, erkeklerin sana yanaşmayacağını söyleyip duruyordun, seni kralın metresi olarak düşüneceklerini söylüyordun.
O Francisco recusou curvar-se perante o Narcisse, e libertar os assassinos de vosso sobrinho.
Francis Narcisse'in isteklerini reddetti, yeğeninin katillerini salmıyor.
O Francisco contou-vos?
Francis bunlardan sana bahsetmiştir diye düşünüyorum.
Cuidado, Francisco.
Dikkatli ol, Francis.
Francisco, e, agora, sei.
Francis, ve artık biliyorum.
Francisco, passa-se alguma coisa?
Francis, bir sorun mu var?
Francisco, porquê?
Francis, neden?
Francisco, isto nem parece teu.
Francis, bu sen değilsin.
Francisco!
Francis!
De facto, desconfio que o Francisco tenha algum medo de mim.
Tam tersi, sanırım Francis benden korkuyor.
- Francisco, o que me escondes?
Francis, bana anlatmadığın ne?
Francisco, o que me escondes?
Francis, benden ne saklıyorsun?
A minha família soube que o Francisco reconheceu o meu filho.
Ailem Francis'in oğlumu resmen kabul ettiğini öğrenmiş.
Até eu e o Francisco parecemos estranhos hoje em dia, - tão rígidos um com o outro.
Bu aralar zaten, Francis ile de birbirimize yabancıyız.
Caso o Francisco venha a ser deposto, tens de estar preparada para pegar no teu filho e fugir.
Bunları seni korumak için söylüyorum. Eğer Francis'e bir şey olursa, oğlunu alıp kaçmak için hazır olmalısın.
Se Deus quiser, Francisco viverá uma vida longa e feliz.
Tanrı bilir, Francis çok uzun ve sağlıklı bir hayat yaşayacak.
Francisco?
Francis?
Parece que estamos presas aqui, então, até o Francisco nos encontrar.
Görünüşe göre Francis bizi bulana kadar burada sıkıştık kaldık.
Mas, o Francisco anda a pressionar-vos?
Francis bu konu hakkında sana baskı yapıyor mu?
O Francisco não é igual ao pai.
Francis babası gibi değil.
Se o Francisco não está a ser honesto contigo, finge que não vês.
Eğer Francis seninle kalbindekileri paylaşmıyorsa, onu görmüyormuş gibi davran.
A maioria dos camponeses nunca vos viram em pessoa.
Ülkenin çoğu Francis'in neye benzediğini bile bilmiyor.
Talvez ele me queira arrancar segredos sobre o Francisco.
Büyük olasılıkla benden Francis hakkında bir şeyler öğrenmek isteyecek.
Francisco e Maria...
Francis ve Mary...
Onde está o Rei Francisco?
Kral Francis nerede?
O Francisco, o Francisco!
Francis, Francis!
O Roger fazia de Francisco.
Roger Francis'i oynayan.
É o Francisco!
Bu Francis!
Francisco...
Francis...
Não voltes atrás com a tua palavra, Francisco.
Sözünden bu sefer dönme Francis.
Vós e Francisco?
Francis ne diyor?
- Já me ofereci, e recusaram.
Aslında, torunumu Francis ve Lola dışında kim yetiştirmeli ondan bahsediyoruz. Ben önerildim ve reddedildim.
- interessando-se pelo filho dele.
Francis'İ etkilemek için çocuğa bakmaya gelenlerden sıkıldım.