English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Franck

Franck translate Turkish

181 parallel translation
A sua próxima paciente está a sua espera, Dr. Frank.
Sıradaki hastanız bekliyor Dr. Franck.
Estou, patrão?
Alo, Buzz! Benim, Franck.
Franck, estás atrasado.
Sen ne diyorsun, Frank.
Sr. Frank.
Mösyö Franck.
Eu posso explicar!
Açıklayabilirim mösyö Franck.
Não, claro que não é um turista, Sr. Frank.
Hayır, elbette turist değilsiniz mösyö Franck.
Por favor! Não me largue!
Hayır, Franck, Franck lütfen!
Por favor!
Lütfen mösyö Franck! Bırakma.
Obrigado, Sr. Frank.
Teşekkürlermösyö Franck.
Primeiro, Sr. Frank, agradeço-lhe por nos receber. Sei que tem mais que fazer... Deixa-te de tretas!
Öncelikle mösyö Franck, beni görmeyi kabul ettiğiniz için...
Estava a pensar : não podes pagar ao Frank. Não vale a pena esconder. Mas podes...
Kendime dedim ki, eğer Franck'a borcunu ödeyemiyorsan saklanmana gerek yok.
Juro, Frank. É uma oportunidade de ouro.
İnan bana Franck, bu gerçekten harika birfırsat.
As pessoas nem um cêntimo de davam. Desculpa, Frank.
Özür dilerim Franck.
Tem um segundo, Sr. Frank?
İzin verir misiniz mösyö Franck?
Sr. Frank!
Mösyö Franck?
Porque estou convencido que fizeste coisas feias com o Frank.
Çünkü artık Franck'la kötü şeyler yaptığından eminim.
O Frank era como um cogumelo, hoje.
Franck, bugün erimiş şeker gibiydi.
Então, como devia ter lidado com o Frank?
Sence Franck'ı nasıl idare etmeliydim?
E com o Frank, então?
Peki ya Franck?
Vou ver o teu amigo Frank.
Arkadaşın Franck'ı görmeye gidiyorum.
Bem... Vamos ver o Frank...
Neyse, artık Franck'a gidelim.
O teu café não é mau, Frank.
Kahven fena değilmiş Franck.
Foi por isso que nos dêmos bem no inicio, Frank.
Hayat bu. Bu yüzden başlarda iyi anlaştık Franck.
É tão bom ter os olhos abertos, Frank.
Gözlerinin açılması harika bir duygu Franck.
Consigo ver isso, Frank.
Hepsini görüyorum Franck.
Frank, vai até lá. Ele está pronto para entrar.
Franck, oraya gitsen iyi olur.
- Franck!
- Frank.
- Franck.
- Franck mı?
É aqui.
- Franck. - İşte bu.
Deve ser o Franck!
Siz Franck olmalısınız.
Sou o assistente do Franck!
Ben Franck'ın asistanıyım.
Desculpem tê-las feito ispérar. Sou Franck.
"Tanıştııma meemnun" oldum.
Franck, um bolo é feito de farinha e água, nem o meu 1º carro custou 1.200 dólares!
Franck, pasta dediğin un ve sudan yapılır. İlk arabam bile 1200 dolar değildi. - George.
Franck!
Franck! Geliyorum!
A Nina, a Annie e o Franck estavam a tratar de tudo.
Annie, Nina ve Franck, olaya el koymuşlardı.
George, é do escritório do Franck.
Dert değil. George, Franck'ın ofisinden arıyorlar.
Quem é o Franck Eggleoffer?
- Franck Eggelhoffer kim?
O Franck e o seu pessoal tinham chegado, para finalizar os pormenores do casamento.
Franck ve ekibi, düğünün son detaylarını halletmek için geldiler.
O Franck estava a falar em mudar a mobília?
Howard, Franck mobilyaları çıkarmakla ilgili bir şey dedi.
Isso seria uma grande ajuda.
Franck, çok yardımcı olursun.
- O Franck achou... que seria bonito ter cisnes perto das túlipas e da entrada.
- Kuğu da mı geliyor? - Franck, lale bordürlerin oraya kuğuların yakışacağını söyledi. Konukların gireceği yerde.
Franck, posso passar por aqui?
- Franck, çadır buraya mı bağlanacak?
Não, Franck.
Hayır Franck.
O Frank e o Howard limparam a entrada, sem cobrarem mais por isso!
Franck ve Howard, yolu kürekle temizlediler. Hem de bedavaya. - Franck?
- Franck.
- Frank.
Sr. Frank!
Mösyö Franck!
Sr. Frank!
Mösyö Franck.
- Como se chama esse tipo?
- Franck.
- Frank.
- Franck.
Dá-me licença, Franck.
Pardon Franck.
Fala Howard Weinstein, assistente do Sr. Frank.
Franck'ın asistanıyım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]