Translate.vc / Portuguese → Turkish / Francoise
Francoise translate Turkish
228 parallel translation
Tudo acabado entre você e a Francoise então?
- Françoise'la bozuştunuz mu yoksa?
O problema é que, eu amo Francoise.
Sorun şu ki Françoise'ı seviyorum.
Aqui está Francoise.
İşte Françoise geldi.
- Olá, Francoise.
- Selam Françoise.
Estão a aproximar-se!
Francoise! Francoise!
Francoise!
Ne için bekliyorsun!
Françoise.
Françoise!
Françoise, por favor. Por favor.
Françoise, lütfen.
Como é agradável ter vindo, Françoise.
İyi ki geldin, Françoise.
Posso apresentar Herr Leutnant Diestl? Esta é Françoise.
Teğmen Diestl'ı tanıştırabilir miyim?
- Françoise.
- Boche'den bir cevap istiyorum.
Quantos franceses já matou?
- Françoise! Kaç tane Fransızı öldürdün?
Françoise...
T'es complètement folle! - Françoise... - Laisse - moi tranquille!
Boa noite, Françoise.
Gerçekten.
Lieutenant.
İyi geceler, Françoise.
- Françoise - e penso que a posso amar. - Ela é bonita?
Bir Fransız kızla çıkıyorum, adı Françoise, ve sanırım onu sevebilirim.
- Vê a Françoise às vezes?
Biraz dinlenmeye ihtiyacın var.
- É claro.
- Brandt, Françoise'yi hiç görüyor musun?
Brandt, você gostaria de jantar com a Françoise e comigo hoje à noite?
- Bir aydan daha fazladır birlikteler. Brandt, Françoise ve benimle akşam yemeğe ne dersin?
Olá, Françoise.
Ebediyyen.
Olá.
Merhaba, Françoise.
Boa noite, meu caro amigo. Françoise...
İyi geceler... benim sevgili arkadaşım.
Porta-te bem com ele, sim... porque ele é o melhor dos melhores. Está bem, está bem.
Françoise... ona iyi davran, evet... çünkü o iyilerin en iyisidir.
Françoise. Perdoa-me. Eu amo-te, mas sou um soldado alemão.
Sanırım çok uzaklardaydım.
Isso parece a Françoise.
Şu kız ne kadar da Françoise'a benziyor.
- Por causa da Françoise.
- Françoise'ın yüzünden.
Françoise.
Marlene mi? Fransız değilim.
Françoise.
Françoise, burada ne yapıyorsun?
- Não é a Françoise? - Yvette.
- Uh, siz Françoise değil misiniz?
Francoise!
Makineli tüfeği hakla!
Qual o seu nome, Françoise, Yvonne?
Adı ne? Françoise? Yvonne?
Ah, minha cara Françoise! Sem si, não há disciplina nenhuma!
Sevgili Françoise, disiplin konusunda sen olmasan, ben ne yapardım?
É a cabeça da Françoise!
Bu, Françoise'ın kafası.
Não, é a cabeça da peruca da Françoise.
Hayır! Bu, Françoise'ın sahte kafası!
É preciso decidir, Françoise.
Bir karar vermelisin, Françoise.
Preciso de uma resposta antes, minha querida Françoise...
Ben gitmeden önce cevabını vermelisin, Françoise.
Pensámos que a Françoise nos ia deixar.
Françoise'ın bizi terk edeceğini düşünmüştük ya... - Evet.
Françoise...
Françoise...
- É da emoção! Mas, enfim, Françoise, queria dizer-lhe...
- Françoise, sana söylemek istediğim...
E tu, o que fazes no quarto da Françoise?
Ya sen, Françoise'ın odasında ne yapıyorsun? Sakin olun.
- Não, as outras apareceram de repente para pregar uma partida à Françoise.
Diğer kızlar, Françoise'a şaka yapmak istediler.
Françoise, pensei muito em si.
Françoise sürekli seni düşünüyorum...
- Estou, Françoise?
Alo, Françoise?
- Sim, é a Françoise.
- Evet, ben Françoise.
- Françoise, queria dizer-lhe...
Françoise, sana söylemek istediğim...
- Estou, Françoise? Amo-a!
- Alo, Françoise, seni seviyorum.
Sim, ligaste à Françoise?
Françoise'ı aradın mı?
- Estou, Françoise?
- Alo, Françoise?
Mas, Françoise, eu amo-a...
Ama, Françoise, seni seviyorum.
- Mas Françoise, queria dizer-lhe...
Françoise, sana söylemek istediğim...
Então, aqui é : "Sim, é a Françoise".
Şimdi, bu... "Evet, ben Françoise."