English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Frasier

Frasier translate Turkish

291 parallel translation
Mas que merda é esta, hein? Viram o salário do Frasier, do Knicks?
- Knicks Frazier'a ne ödedi, duydun mu?
O Frasier e eu vamos cobrir muitos quilómetros na viagem e acho justo dividir um pouco da condução.
Frasier'la gidiş dönüş 7.200 kilometre yol yapacağız. Yolun bir kısmında da benim sürmem gerekir diye düşünüyorum.
Somos muito próximos.
- Frasier'ın nesi var? Çok yakınız.
Vejo as pessoas a fazerem esse gesto ao Frasier o tempo todo.
İnanlar aynı hareketi Frasier'a sürekli yapıyor.
Sim, mas o Frasier não conduz um camião com um adesivo a dizer :
Olabilir ama Frasier tamponunda "Smith Wesson tarafından..." "... sigortalanmıştır " yazan bir kamyon kullanmıyor.
- Frasier, qual é o teu pedido?
- Frasier, siparişin nedir?
Frasier.
Frasier.
Ao permitires que o Frasier e eu fiquemos um pouco com o teu filho, pode ajudar-nos a tomar a decisão que temos discutido muito ultimamente.
Oğlunla biraz vakit geçirmek Frasier ve benim bir süredir tartıştığımız bir kararı vermemize yardımcı olabilir.
Frasier, querido, acho que devíamos convidar a Carla.
Frasier, hayatım, bence Carla'yı da davet etmeliyiz.
Que atencioso da tua parte perguntar, Frasier.
Sorman büyük nezaket, Frasier.
Frasier, como sempre, a tua expectativa está a interferir no meu prazer.
- Frasier, her zamanki gibi senin heyecanın benim alacağım zevke engel oluyor.
Quando conheci o Frasier, eu detestava-o.
Ben de tanıştığımızda Frasier'dan nefret etmiştim.
Frasier, todos acham que estás a discutir com as amêijoas.
Frasier, herkes tabağındaki midyelerle tartıştığını sanıyor.
Frasier, sai do transe.
Frasier, kendine gel.
O Fras e eu estavamos a conversar sobre como sentimos muito por ti.
Biz de Frasier'la senin için ne kadar üzüldüğümüzden bahsediyorduk.
Tu tinhas razão, Frasier.
Bir şarkı. Haklıymışsın, Frasier.
Frasier, estás bem?
- İyi misin. Frasier? - Biraz endişeliyim, Norm.
Frasier, tu não disseste que invejavas o Woody?
Woody'e çok imrendiğini söylememiş miydin. Frasier?
Queres dizer que o Frasier devia estar a usar esses calções?
Yani Frasier'ın o şortu mu giymesi gerekiyordu?
Chamo-me dr. Frasie Crane, sou psiquiatra.
Asıl adım Doktor Frasier Crane.
Ela é amiga da Lilith e do Frasier.
Lilith ve Frasier'ın arkadaşıymış.
- Olá, Lilith e Frasier.
- Merhaba, Lilith. Frasier.
Frasier, eu consigo ouvir-te assim como o teu filho por nascer.
Frasier, hem ben hem de doğmamış çocuğun seni duyuyor.
- Olá, Frasier.
- Selam Frasier.
Desculpa o atraso. Na entrada da garagem... havia um taxista com um rabo-de-cavalo... a limpar pastilha do banco de trás.
Pardon geciktim, Frasier ama otopark girişini arka koltuktan sakız temizleyen at kuyruklu bir taksici tıkamış.
Eu tenho más notícias.
Kötü bir haberim var Frasier.
Eu posso ir até à Crabtree Evelyn... comprar um sabonete de lavanda.
Oradaki mağazadan lavantalı sabun alabilirdim, Frasier.
A menos que os meus olhos estejam enganados, o pai está ali.
Frasier, yanlış görmüyorsam, orada oturan babam.
Reconheceste-a?
- Frasier, o kim biliyor musun?
Ontem à noite, quando cheguei em casa... fiquei a pensar no pai e na Sra. Lawlor.
- Evet, var. Frasier... dün gece eve varınca babam ve Bayan Lawler olayını düşündüm.
O pai e a Sra. Lawlor tiveram um caso.
Sanırım olanlar ortada, Frasier. Babam ve Bayan Lawler aşk yaşıyordu.
Ontem à noite, Frasier viu-o a jantar com a Marion Lawlor. Tu estavas comigo! Estavam-me a espionar?
- Geçen akşam Frasier, seni Marion Lawler'la yemekte görmüş.
As tuas preferências estão a aparecer. Fui eu quem herdou o rosto da mãe... enquanto tu herdaste as coxas gordas do pai.
Frasier, güveninin sarsıldı ama hatırlatayım ki annemin düzgün hatları bende, babamın geniş kalçaları sende.
Como teu irmão e como terapeuta, acho que deves esquecer isso.
Frasier, kardeşin ve bir terapist olarak, bence vazgeç artık.
A sua mãe era uma boa pessoa.
Frasier, annen iyi bir insandı.
O famoso psiquiatra da rádio, Dr. Frasier Crane.
Ünlü radyo psikiyatristi Dr. Frasier Crane'e.
Bem, adeus, Frasier.
Neyse. Hoşça kal, Frasier.
Foi uma piada, Frasier.
- Espri yaptım, Frasier.
Tu ensinas-me, Sam? Bem, que tal o Frasier?
Bana sen öğretir misin, Sam?
Olá, Frasier.
Merhaba, Frasier.
Frasier, querido.
- Frasier, sevgilim.
Sou o dr. Frasier Crane, um amigo do teu pai.
Adım Doktor Frasier Crane, babanın bir arkadaşıyım.
Frasier...
Frasier.
Frasier, tive uma ideia deliciosa.
Frasier, şahane bir fikrim var.
Frasier, eu estou grávida.
Frasier, ben hamileyim.
Frasier, onde é que estiveste?
Frasier, neredeydin sen?
Frasier, faz isso.
Evet, Frasier, giy.
Qual é o mal disto?
Ne zararı olabilir ki? Pekala, Frasier, gidelim.
Não, significa que o Frasier tem razão.
Hayır, Frasier'ın vicdanımın itirazı konusunda haklı olduğu..
Este é o Dr. Frasier Crane.
Ben Dr. Frasier Crane.
Frasier? Sim.
- Frasier?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]