Freaking translate Turkish

Estes freaking peste buracos são habitados por 1,500 anjos da morte e danação.

Bu iğrenç pislik yuvalarında 1500 tane ölüm ve lanetlenme... meleği barınıyor.

Có-có-ró-porra-có.

Cock-a-freaking-doodIe-doo.

E a ouvirem o Coro Gospel de Harlem?

Bunu Harlem-freaking-Gospel Korosu olmaksızın da yapabilirsin?

Raio de Anciãos sempre inúteis.

Sürekli işe yaramaz Elders Freaking.

Estás a gozar comigo?

Are you freaking kidding me?

I'm so used to having my own identity, you know, and being super independent, and now it's not just a "me," it's a "we," and I'm kind of freaking out on that, and I'm taking it out on him and I can't do that.

Çok kendi kimliğini alışkın değilim, biliyorsun, ve süper bağımsız olmak, ve şimdi sadece olmayan bir "ben" bir "biz" ve ben bir bu konuda kafayı tür, ve ben ona dışarı alıyorum ve ben bunu yapamam.

- Você freaking rato sujo!

Seni korkak sıçan.

Você foi olhando para aquela garota por três anos freaking, Don, e nesse tempo, você disse o quê?

O kıza üç lanet yıldır bakıyorsun, Don ve bu süre içerisinde, ona ne söyledin?

Você foi olhando para aquela garota por três anos freaking agora, Don, e nesse tempo, você disse o quê?

3 yıldır bu kıza bakıyorsun, Don ve bu süre içinde ona ne dedin ki?

I wanna be a billionaire So freaking bad

* O kadar isterim ki, milyarder olmayı *

Pareço-me com John Freaking Denver?

Ben koyduğumun John Denver'ı mıyım?