English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Freeway

Freeway translate Turkish

93 parallel translation
- É Freeway.
- Freeway.
Freeway?
Freeway mi?
Os corpos de dois indivíduos encontrados sob a Hollywood Freeway são do cantor de rap, Jeriko One e dum membro do grupo, James Polton, mais conhecido como Replay.
Hollywood çevre yolunda iki erkeğin cesedi bulundu... ölenlerin, bir rap müzik grubunun üyeleri.. Jeriko One ve'Replay'adıyla bilinen James Polton olduğu belirlendi.
Você está naquele banho de sangue que houve na Freeway Club.
Freeway Club'daki katliamı araştırdığını duydum.
Entreguem o Ramón Salazar na barragem Van Nuys, adjacente à via rápida 101.
Ramon Salazar'ı, 101 Freeway'in bitişiğindeki Bad Night Stand'a getirin.
Acabei de passar férias na Harbor Freeway.
Harbor otoyolu'nda bir tatildeydim az önce.
Foi encantador... até que alguém o delatou.
Philadelphia Freeway. Buraya nasıl mı düştüm?
Pus o Freeway a cargo desse lugar.
Neden koşuyorsun? Kımıldama!
Isto é o que preciso que faças.
Freeway ve Botanica zamanından beri mi?
Hanjour foi ao aeroporto Freeway, em Maryland, um mês antes, para alugar um pequeno avião.
Hanjour olaydan bir ay önce, Maryland, Bowie'deki Freeway Hava Limanı'na kiralamak için küçük bir uçak aramaya geldi.
O meu nome é Marcel Bernard. Sou o instrutor-chefe de vôo aqui na Freeway.
Merhaba, benim adım Marcel Bernard ve burada, Freeway'de uçuş eğitim şefiyim.
- Freeway. Aposto que não sabias que hoje ias receber um tratamento de beleza.
- Freeway, eminim bugün spa'ya gideceğini tahmin etmiyordun değil mi?
Anda, Freeway.
Gel Freeway.
Espera por nós.
Bizi bekle Freeway.
- Só falta o Freeway.
- Geriye Freeway kaldı. - Hayır.
Freeway!
Freeway! Kahretsin!
Freeway! Freeway!
Freeway!
Freeway!
Freeway!
O Freeway está aqui?
- Freeway bugün buraya geldi mi? - Hı?
Freeway!
- Freeway!
Não leste sobre isso?
Okumadın mı? - Freeway!
Freeway! O Freeway desapareceu?
- Freeway kayıp mı oldu?
Freeway!
Freeway! - Panik yapıyorsun.
Freeway, anda, sacana de um raio!
Freeway, geri gel seni orospu çocuğu!
O cão chama-se Freeway.
Köpeğin adı Freeway.
Por isso, vão lá para fora e procurem o Freeway.
Herkes dışarı çıksın ve Freeway diye bağırsın.
Lembrem-se, pessoal, se virem o Freeway, liguem para este número.
Şimdi, kimse unutmasın! Eğer Freeway'i görürseniz şu numarayı arayın.
O Freeway não está lá.
- Freeway orada değil.
O Freeway vai aparecer, Beth.
Freeway ortaya çıkacak Beth.
Quando salvei o Freeway, prometi a ele e a mim que ia tomar conta dele.
Freeway'i kurtardığımızda ona her daim göz kulak olacağıma dair kendime ve ona söz verdim.
Pensava que o Freeway era o nosso cão.
Freeway'in bizim Köpeğimiz olduğunu sanıyordum.
- O Freeway está vivo.
Freeway hayatta. - Ne?
Mas eu posso ajudá-los a encontrar o Freeway.
Ama Freeway'i bulmanıza yardım edebilirim.
O Freeway está a olhar para uma mulher ruiva?
Ne, Freeway kızıl saçlı bir kadına mı bakıyor?
Isto é pelo do Freeway.
Bu Freeway'in tüyü.
O Freeway vai sentir a vossa preocupação.
Freeway endişemizi sezmiştir.
Sobre o Freeway?
Freeway'le ilgili mi?
Eu sei que não querias o Freeway na cerimónia mas tens de admitir, foi um querido.
Ve Freeway'i törende istemediğini biliyorum. Ama kabul etmelisin ki, tatlıydı.
- Claro. E dá ao Freeway algum daquele salmão que caiu ao chão.
- Ve Freeway'e şu yere düşen somondan biraz ver.
Compreendo a busca do Freeway, mas a treta da Carmen?
Freeway'i aramanı anlarım ama bu Carmen saçmalığı?
Não lhe contaste sobre o Freeway, pois não?
Ona Freeway'den bahsetmedin değil mi?
Eu vi este folheto, mas não me lembro de ver o Freeway.
İlanı gördüm ama... Freeway'i hatırlayamıyorum.
- Viste o Freeway?
- Freeway'i görüyor musun? - Hayır.
Acho que vamos encontrar o Freeway hoje.
- Bence bugün Freeway'i bulacağız.
Quando pus o bacon na frigideira, vi o Freeway a vir de Lawson's Hill em Pioneers Turn.
Pastırmaları tavaya koyduğumda... Freeway'i Lawson Tepesin'den Pioneer Kavşağı'na doğru giderken gördüm.
Mas tem de acreditar que o Freeway está algures por aí.
Ama Freeway'in orada bir yerde olduğuna inanmalısın.
Não acha que o Freeway quer encontrar-vos tanto quanto vocês o querem encontrar?
Siz onu ne kadar bulmak istiyorsanız Freeway de sizi o kadar bulmak istemiyor mu sanıyorsunuz?
Porque se mete no sistema... e o fecha como se fosse um vírus.
Aradaki ilişkiyi Freeway kuruyordu.
Foi na botânica com Freeway?
Hemen köşede.
- Freeway ( auto-estrada ). - Vocês deram-lhe um nome?
- İsim mi verdiniz?
- Freeway!
- Freeway!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]