Freshman translate Turkish

- Não sou lavrador, sou caloiro.

- Ben çiftçi değilim, adım freshman.

Nunca saí com um caloiro.

Freshman'le hiç çıkmamıştım.

Nem quando era caloira.

Hatta bir freshman'ken.

Ano de Freshman e sophomore.

1. ve 2. yılımda oradaydım.

Eu e o Dan conhecemo-nos em Setembro na recepção aos caloiros.

- Dan ve ben eylülde Freshman oryantasyonunda tanıştık.

Lembro-me quando o pai o ia levar à escola quando ele era caloiro.

Evet, babasının onu okuldan aldığını da duydum. Freshman olduğu zaman.

Sim, eu fui torturado e fui raptado... algumas vezes até, e provavelmente nada disto teria acontecido se eu não tivesse ajudado uma miúda desajeitada a pegar nos seus livros durante o 1º ano, na aula de biologia.

Evet işkence gördüm ve kaçırıIdım aslında birçok defa ve daha çok, eğer Freshman'ın biyoloji sınıfındaki sakar bir kızın kitaplarını toplamasına yardım etmeseydim bunların hiçbiri olmazdı.

Ele está a reunir um grupo de jovens rappers para a época de inverno chamada "The Freshman Class".

Genç MC'leri toplayıp " Yeni Sınıf'adında bir grup yapacakmış.

O lado bom é que não fiz nada indecente como fiz após o Freshman Turnabout.

Parlak tarafında, Ben geri dönüş yapmak istememiştim.

Caloira em Sadie Hawkins.

Freshman Sadie Hawkins.

Sim, foi numa dessas cabinas que descobri os The Four Freshman e, logo ali, a minha cabeça...

- Evet, işte tam da o zamanlar "The Four Freshman" ı dinleme fırsatım olmuştu ve neredeyse...

- Caloiro.

- Freshman.