Translate.vc / Portuguese → Turkish / Fuzzy
Fuzzy translate Turkish
171 parallel translation
- Fuzzy para encurtar.
- Kısaca Fuzzy.
- É um prazer, Fuzzy.
- Pekala seninle tanışmak hoş, Fuzzy.
Mamã... Já notaste algo estranho com o Sr.Ursinho ali?
Annecik, Bay Fuzzy Ayicik'ta tuhaf bir sey fark ettin mi?
E agora, aqui está... o guia do Coelho Fuzzy para aquilo que vocês sabem...
ve işte karşınızda... Bu Fuzzy Bunny.
Fluffy e Fuzzy... foram para o parque... a escolha do gelado... o espectáculo do barco... e outras tantas actividades, e nunca paravam de se divertir... cedendo aos seus desejos biológicos.
Fluffy ve Fuzzy parka gittiler beraber dondurma yediler sonra da bot şova ve diğer tüm yararlı aktiviteler ve yaptıkları herşeyden keyif aldılar zira biyolojik dürtüleri bunu emrediyordu.
A Fluffy e o Fuzzy casaram.
Fluffy ve Fuzzy evlendiler.
Fora com os sueteres cor-de-rosa e fuzzy azuis, desagradáveis e lentos.
Bu tüylü mor ve mavi kazaklılardan gına geldi. Onlar yavaş olun dediler.
Este é o Fuzzy Bunny.
Bu kıvırcık tüylü tavşancık.
Fluffy e Fuzzy iam ao parque, à sorveteria, à exibição de barcos... e outras atividades.
Kıvırcık parka, dondurma toplantısına, bot fuarına ve diğer ahlaka aykırı olmayan etkinliklere gitti.
Ou sim, Bolas Peludas?
Değil mi, Fuzzy Nuts?
O Hector von Fuzzy Pants!
Hector von Tüylü Pantolon!
O Fuzzy é um caso patente ;
Fuzzy'nin durumu olağanüstü değil.
Ele não terá só problemas de crescimento?
Fuzzy sadece az gelişmiş değil mi?
Horas da história, Fuzzy.
Masal zamanı Fuzzy.
E no Fuzzy ninguém toca.
- Ve unutmayın, kimse Fuzzy'ye dokunmayacak. - Saldırın!
Fuzzy, ouve-te arfar ;
Fuzzy. Fuzzy.
Fuzzy...
Fuzzy.
- Não julga nada, Fuzzy.
- Onu annesi sanmıyor, Fuzzy.
É por isso que a abraça tanto.
- O yüzden onu alıkoyuyor. - Fuzzy.
Como pode ser mãe dele?
Fuzzy, o nasıI annesi olabilir?
Não te excites muito, Fuzzy.
Fazla heyecanlanma Fuzzy.
Lamento, é outra vez no sítio da colagem do Homer.
Üzgünüm, Fuzzy. Yine Homer'ın eklemesi.
Se os mais pequenos perguntarem o que aconteceu, diz-lhes que o Fuzzy foi adoptado.
Eğer küçükler ne olduğunu öğrenmek isterlerse onlara Fuzzy'nin evlatlık alındığını söylersin.
Então, que aconteceu ao Fuzzy?
- Peki Fuzzy'e ne oldu?
Foi uma enfermeira ou uma nanny que o adoptou, alguém que sabe tomar conta dele.
Sanırım Fuzzy'i evlatlık alan bir hemşire ya da bir dadıydı. Ona bakabilecek biri.
Portanto acho que devemos ficar muito contentes por ele.
Öyleyse sanırım Fuzzy için sevinmeliyiz, tamam mı?
Não, é o do Fuzzy ;
- Hayır, aslında o Fuzzy'ninki.
Fuzzy.
Kabarık.
Muito bem. Vamos falar com Fuzzy outra vez.
Tekrar Fuzzy'le konuşmalıyız.
Fuzzy, você não me ligou.
Şimdi bildiklerini anlatana dek burada kalacağız. Fuzzy, beni hiç aramadın.
- Ei, gordo.
- Hey Fuzzy.
Muito bem, é hora de falar com Fuzzy outra vez.
Tamam, Fuzzy'yle konuşmanın zamanı geldi.
Fuzzy, nunca me telefonaste.
Fuzzy, beni hiç aramadın.
Zoo infantil Fuzzy Acres.
- Tüylü Arazi Hayvanat Bahçesi mi?
- desculpa, Fuzzy.
Kusura bakma Fuzzy.
Não me chateies, Fuzzy.
Ah haydi ama... Fuzzy, bana bir şans tanı.
Já se foram embora, Fuzzy.
Tamam Fuzzy, gittiler.
Fuzzy?
Hey dostum.
Merda! Não morras, Fuzzy!
Sakın yanımda ölme dostum, Fuzzy.
Eu sou o urso Fuzzy Wuzzy.
Ben kivircik vizildayan ayiyim.
O Fuzzy Wuzzy era um urso, o Fuzzy Wuzzy não tinha cabelo.
Kivircik vizildayan bir ayiydi, Kivircik vizildayan killari yoktu.
O Fuzzy Wuzzy não tinha carapinha ou tinha?
Kivircik vizildayan gayet kivircikti degil mi?
Acabaste de estabelecer que o Fuzzy Wuzzy não tinha cabelo.
Kivircik vizildayan killari yoktu ya simdi cikardin.
É uma pergunta. Estou a perguntar se Fuzzy tem ou não carapinha.
Bu bir soru, vizildayip vizildamadigini soruyorum.
Fluffy e Fuzzy se casaram.
Yumuşacık ve kıvırcık evlendi.
Boa-noite, Fuzzy.
İyi geceler, Fuzzy.
- Fuzzy.
- Hey Fuzzy.
Ninguém quer isso.
Fuzzy, kimse kovulmanı istemiyor.
Não queremos que te despeçam.
Fuzzy, kimse seni işinden etmek istemez.
Sinto muito.
Başın sağolsun, Fuzzy iyi bir polisti.
O Fuzzy era um bom polícia. Era um bom homem, também.
İyi bir insandı da.