Translate.vc / Portuguese → Turkish / Fã
Fã translate Turkish
4,252 parallel translation
Quando um fã dos yankees te penduras pelas bolas para usar aquele chapéu, Eu vou estar sentado e vou me partir a ria
Yankee taraftarları o şapkayı taktığın için seni taşaklarından tavana astığında burada oturup, katıla katıla güleceğim.
Ou talvez ela é só um grande fã.
- Belki de The Doors'un büyük bir hayranıdır.
Diz na página dela do Facebook que ela é fã da banda.
Facebook profilinde onların bir hayranı olduğu yazıyor.
E eu sou fã dos Huey Lewis!
Ben de Huey Lewis hayranıyım!
Dentro da onda dele, como fã, por assim dizer?
Yani, bir hayranı olarak tabiri caizse.
Eu disse-lhe que eras fã dele.
Senin onun hayranı olduğunu söyledim. Oh!
Deixe-me dizer que sou um grande fã...
Çok büyük bir hayranınız...
- A minha mulher é a fã do Diabo da família.
- Karım, ailenin şeytana tapanıdır.
- Sou o maior fã do Jason Patric.
- Büyük Jason Patric hayranıyımdır.
Não lhe chamaria propriamente um fã.
Hayran denemez ona.
Ele não era fã, mas pensou que ia atrair as pessoas.
Hayranı değildi ama insanlara cazip gelebileceğini düşündü.
Talvez por isso o Morten pensasse que ele era fã de ficção científica.
Belki Morten onun bu yüzden geldiğini, bilim-kurgu tutkunu olduğunu sanmıştı.
Não sou realmente fã.
Gerçi ben de büyük bir hayranı sayılmam.
Contei-te que a minha amiga galerista é uma grande fã tua?
Galerici bir arkadaşımın senin büyük bir hayranın olduğunu söylemiş miydim?
- Uma fã minha?
- Benim bir hayranım mı?
Mas sou uma grande fã do programa.
Bu arada programınızın büyük bir hayranıyım.
És fã?
Hayranı mıydın?
É a maior fã da Bonnie DeVille.
Bonnie de Ville'ın en büyük hayranı.
PIRATAS Suponho que isto seria um objeto de colecionador para a maior fã da Bonnie.
Sanırım bu yıllık Bonnie'nin en büyük hayranı için koleksiyon malzemesi.
Ela só quer fazer um artigo sobre o teu perfil. E acho que é uma tua grande fã.
Tek istediği, hakkında tanıtıcı bir yazı hazırlamak ve bence senin büyük bir hayranın.
Sou um grande fã dos teus filmes. Adoro tudo, meu.
Filmlerine hayranım, hepsini çok seviyorum.
A fã que existia em mim queria saber o que acontecera ao tipo que eu vira na Purchase.
İçimdeki hayran Purchase'ta gördüğü adama ne olduğunu bilmek istedi.
Muito obrigado, meu. Também sou um teu grande fã.
Teşekkürler adamım bende senin büyük bir hayranınım.
Sou um grande fã do "Universo da Mulher."
Kadınlığın büyük hayranıyım ben.
Grande fã da mulher.
Bayanlığın hayranıyım.
Soubemos que o vosso supremo líder é um grande fã do nosso show e gostaríamos da sua participação por favor responda-me e diga-me
Yüce liderinizin programımızın bir hayranı olduğunu duyduk, ve onu programa davet etmek isteriz. Uh, lütfen bana geri dönün ve bilgilendirin beni.
Não sou fã dos religiosos, mas entre eles e o Governo...
Tanrıcıları çok da sevmem zaten. Onlarla hükûmet arasında...
A mãe devia ser fã.
- Sıkı bir hikâyesi olmalı.
Não sou lá muito fã de mel, mas continue.
Ben bal sevmem ama buyurun devam edin.
Não sei se o avô é um grande fã da campainha de peidos.
Büyükbabanın osuruk aletine pek bayıldığını sanmıyorum.
Corpo em forma de pêra, enorme fã do Marley? - Sim.
Evet, armut biçimli, büyük Marley hayranı.
Um fã de artesanato do velho mundo.
Eski dünya işçiliğinin bir hayranı.
Continuas fã dos "Lions"?
- Hala Lions hastası mısın?
O Micah ignorou-o, pensando que ele seria algum fã maluco.
Micah onunla ilgilenmedi çünkü Henry'de başka bir çılgın hayrandı.
Quanto ao Morissette, ela deve ser fã do Morrissey e optou por Morissette.
Ve Morissette ise muhtemelen Morrissey hayranıydı ve kendisine Morissette demeye karar verdi.
Homem Adulto Fã de Princesas.
Prenses Hayranı Yetişkin Erkek. Kızım için.
Não, sou apenas um fã.
Hayır, ben sadece bir hayranınım, İşte ben sadece bir hayranınım.
Eu sou a tua maior fã!
En büyük hayranınım!
Sou fã incondicional do "West End Medical".
West End Medical'ın büyük hayranıyım.
Não sou grande fã de delinear, por si.
Oh, Be-ben taslak yaratmanın pek hayranı değilim.
Sou um grande fã, há já algum tempo.
Uzunca bir süredir büyük bir hayranınım.
Então a Sra. Tanner não é uma fã, hem?
Bayan Tanner sizden pek haz etmiyor sanırım?
- Portaste-te como um super fã.
- Salak bir hayran gibi davrandın.
- És um fã de vampiros agora, Stackhouse?
- Vampirlerle mi sikişiyorsun Stackhouse?
Eu sou um fã.
Sadece hayranınım.
Nunca fui fã do clube dos rapazes.
Asla şu erkek takımını takdir etmedim.
E o que é que esta grande fã me vai fazer?
Peki, bu büyük hayran karşılığında bana ne verecek?
Sou um grande fã de livros.
Kitaplara hayranım.
"Por ser uma grande fã, por favor, aceite este broche de Obregon, que Dona Fausta usou no programa."
" Büyük bir hayranımız olduğunuz için lütfen Dona Fausta'nın dizide taktığı bu Obregon broşunu kabul edin.
E uma noite levei esta fã para o meu quarto.
Ve bir gece bir hayranımı odama götürdüm.
Sou fã de movimentos arriscados.
Cüretkar hareketleri çok severim.