Translate.vc / Portuguese → Turkish / Fêz
Fêz translate Turkish
95 parallel translation
Já o fêz.
Çoktan çiğnedin zaten.
Será que você irá ser tão grande como um tolo Com o que você fêz dele?
Sen de onun kadar aptal mısın?
Não, era uma promessa que fêz à minha mãe, antes dela morrer.
- Hayır, Annem ölmeden hemen önce ona söz vermişti.
Depois que fêz a coisa, deve ter tirado a cruz de Lucy.
O, o şeyi yaptıktan sonra Lucy'nin haçını kopartmış olmalı.
Nunca esquecerei o que fêz hoje!
Bugün yaptığın şeyi asla unutmayacağım.
Tenho que voar mais alto do que alguém jamais fêz antes.
Daha önce hiç kimsenin uçamadığı kadar yükseğe çıkmalıyım.
Para tentar recuperar com um velho tolo que nunca fêz nada bem na sua vida, yahrens que se perderam para sempre?
Hayatında hiç doğru bir şey yapmamış olan yaşlı bir aptalı geri almak için. Ve ne için? Sonsuza dek gitmiş olan yılları..
Olha para o que ele fêz.
Yaptıkları karışıklığa bak.
Flavor Flav... Você fêz isto de novo.
Flavor Flav yine yaptın yapacağını.
Fêz-me sair às 3 da manhã para comprar 2 quilos de manteiga.
Sabah 3'te beni tereyağı almak için dışarı gönderdi.
Sim, mas nós fizemos "click". Fêz-me atingir o orgasmo.
Evet ama birbirimize kanımız kaynadı.
- Essa da esquerda fêz exame da cocaína, e as outras cheiram a licor.
- Soldakinde biraz kokain vardı.
Fêz ela especialmente para você.
Senin için özel olarak yapıldı.
Você fêz isto?
Bunu sen yaptın, huh?
O que será que Jizmaster Zero fêz com o gordinho Boise?
Jizzmaster Zero neden Boiseden gelen küçük şişman çocuğu geciktirdi?
Agradeço o que fêz por mim, mas não aceito.
Hayır, ciddiyim. ben... Benim için çok şeye katlandın ama Hayır demek zorundayım.
Te disse para não me ferrar, Hung. O que fêz com ela?
Sana beni sikmeyi deneme demiştim, Hung!
Acho que já fêz sua escolha.
Sanırım seçimini yaptın.
Acho que fêz sua escolha.
Sanırım seçimin yaptın.
Que confusão que o seu burro fêz! É um ponei.
- Eşeğin ortalığı pisletmiş.
Porém, agora não o fêz.
Sadece onu daha yapmadın.
Ambos derramaram seu sangue... ou Price Jones fêz sangrar o nariz do Gul Tulet até secar seu cérebro?
Çok kan döküldü mü? Yada Price Jones..... Gul Tuletin burnunun üstüne çaktı mı?
Parece que ele o fêz de tudo.
Onlarda bunu yapmış gözüküyor.
Relaxe Harry, fêz a coisa certa nos dois casos. Obrigado.
Rahatla Harry, her iki durumda da doğru olanı yaptın.
Eu acho que você fêz estrago o bastante.
Sanırım yeterince özür diledin.
Mas o Distribuidor acredita que sim. Como fêz isso?
Ama Allocator öyle olduğunu düşünüyor.
Ou, ãh, ou o que tem quando a planta telepática fêz nos pensar que íamos para o caminho de casa justo antes de tentar comer a nave?
Ya da, um, ya da bizim gemiyi yutuncaya kadar bizi eve götürecek bir yol olduğunu sandığımız telepatik bitkiye nedimeli?
Não sei o que fêz, Capitã, mas o controle do leme voltou.
Ne yaptınız bilmiyorum, Kaptan ama dümen kontrolü geri geldi.
Por que fêz isso?
Bunu neden yaptın?
Imagino o que a tripulação da Salvoxia fêz por comida, após suas rações de emergência terem terminado.
Salvoxia mürettebatının acil durum istihkakı bittikten sonra ne yaptıklarını çok merak ediyorum.
Então, pagarão pelo que sua gente nos fêz.
O zaman insanlarınızın bize yaptıklarının bedelini, ödeyeceksiniz.
O que você fêz?
Sen ne yaptın?
Será negociar não como vitoriosos mas como um povo honrável que viveu de acordo com o seu juramento de defender a democracia e fêz o melhor que podia.
ANLAŞMA YAPMAK, GALİP OLARAK DEĞİL
- Você que fêz? Johnny?
Pastayı kesmememiz gerektiğinden emin misin?
Mas o meu filho não é como vocês, porque Deus não o fêz como vocês.
Ama oğlum sizin gibi değil, çünkü Tanrı onu sizin gibi yaratmadı.
Fêz um trabalho surpreendente, senhor!
Aman efendim, şahane bir şey yapmışsınız.
O computador não fêz o homem, o homem fez o computador.
İnsanı bilgisayar yapmaz. Ama bilgisayarı insan yapar.
Se ela pensou que estava seguindo ela, ela fêz algo errado
Eğer onu takip ettiğimi düşünmüşse yanlış birşeyler yapmış olmalıydı.
De qualquer maneira, que é que os fêz chegar aqui de noite?
Her neyse. Buraya gece gelmenizin sebebi nedir?
Você fêz a reserva, certo?
Rezervasyonu yapan sizdiniz, değil mi?
me perdoe Lamenta-me que você ofensa a mim fêz exame.
Affedin beni. Sizi küçük düşürdüm.
lhe dão o débito de que que fêz o homem.
Memurun hareketlerinden seni suçluyorlar.
o espaço livre de I fêz, você que isto regulará. você que é silencioso ele impõe.
Ama bu sorunu kesinlikle çözeceğini adamı susturacağını açıkça söyledim.
Um dia ele enganou Champa e fêz-a beber veneno, em vez de medicamento.
Ve bir gün, Champa'ya yalan söyledi, ilaç diye zehir içirdi.
Fêz-me virgem de novo para me tornar uma monja?
Beni bir rahibe yapmak için mi tekrar bakire ilan ettin?
Você fêz alguma coisa uh, que tenha chamado a atenção?
Daha önce, peşine düşmesine neden olacak bir şey yaptın mı?
Fêz algum inimigo?
Düşmanın var mı?
- Ou conto a eles o que você fêz.
- Ya da onlara yaptığın şeyi anlatabilirim.
O que é que você fêz?
Ne yaptın ki sen?
Tem a ver com os descobrimentos que fêz sobre os asteróides?
Astroidlerle ilgili olarak yaptığınız keşifle mi ilgili?
Vocês sabem o que ele me fêz lá?
BENCE DEĞİL